Osman Kavala soruþturmasý ile birlikte soðuk Gezi dosyasý da nihayet raftan indi.. Can Dündar ve Memet Ali Alabora hakkýnda çýkarýlan tutuklamaya dönük yakalama kararlarýnýn, o günleri yaþayanlar için kuþkusuz bir karþýlýðý var..
Özellikle soruþturmanýn derinleþmesiyle birlikte, Gezi’nin, spontane bir orta sýnýf halk hareketi olmadýðý, planlanmýþ bir organizasyon olduðu gerçeðiyle yüzleþiyoruz.. “Ayaklan Ýstanbul” etiketiyle baþlatýlan sosyal medya çaðrýlarýnýn tarihi Ekim 2011.. Randevu ise 11 Kasým’a verilmiþ.. Kodlanmýþ hali; 11.11.11.. Yani, 11 Kasým 2011.. (bu, 11.11.11 size de 27 Mayýs kanlý darbesi öncesi yapýlan 555K buluþmasýný anýmsatmýyor mu?..) Ýþte bu organizasyon için seçilen direnme (!) noktasý neresiydi, biliyor musunuz?.. Bingo.. Taksim Gezi Parký.. Bu baþka ülkelerle eþ zamanlý olarak planlanan organizasyon için yapýlan kýsa filmde, Memet Ali Alabora, (Týpký 2013 Mayýs’ýnda açýk açýk göreceðimiz gibi) Ýstanbul’u ‘ayaklanma’ya çaðýrýyordu.. Sadece bu bile, Gezi kalkýþmasýnýn, oradaki aðaçlar nedeniyle kendiliðinden ortaya çýkmýþ bir protesto gösterisi olmadýðýný göstermek için yeterli..
Bu yeni geliþme, ‘ilk üç gün’cüleri hayal kýrýklýðýna uðratacak, biliyorum. Ama böyle.. Dahasý.. Gezi’yi koordine edebilmek için kurulan sosyal medya hesaplarý da, yine Gezi günlerinden öncesinde açýlmýþ.. Misal #OccupyTurkey Facebook sayfasý Aralýk 2012’de faaliyete geçmiþ.. Þimdi bu yeni veriler ýþýðýnda Ýstanbul Cumhuriyet Baþsavcýsý Ýrfan Fidan ve ekibi, o soðuk dosyayý raftan indiriyor.. Bakalým nereye ve kimlere uzanacak bu soruþturma…
Tarihi bir ana tanýklýk ettik.. Zeugma’nýn en önemli, en kýymetli parçasý kabul edilen Çingene Kýzý mozaiðinin kayýp parçalarý evine döndü.. Bu muhteþem buluþmaya tanýklýk ettik.. 1960’larda ülkeden kaçýrýlan 12 parça eser, bir dedektif titizliðinde yapýlan çalýþmayla Türkiye’ye getirildi.. Þimdi 60 kiþilik bir mozaik ustasý ekip, eserlerin replikasýný yapýp ABD’ye gönderecek.. Çingene kýzý, Zeugma müzesinin baþ yapýtý.. Bütün eserler çýkarýldýktan sonra, üzerine yýkýlmýþ bir sütun nedeniyle senelerce farkýna varýlmamýþ.. Biz farkýna varana kadar, çoktan parça parça götürülmüþ bile.. Þimdi o kaçan parçalarý, Kültür ve Turizm Bakanlýðý, 6 sene süren sýký bir müzakere sonucu, ait olduðu yere, Gaziantep’e getirdi..
Büyük buluþmada ben de oradaydým.. Çingene Kýzý diyoruz ya.. Aslýnda bu isim, mozaikleri ilk bulan köylülerin verdiði bir isim.. Ýri gözleri, kulaðýndaki küpeler ve baþýndaki örtü nedeniyle bu ismi vermiþler.. Senelerdir türlü yakýþtýrmalar yapýldý.. Ana Tanrýça Gaaya’ya, hatta Büyük Ýskender’e ait olduðu söylendi.. Fakat araþtýrma ekibinin baþýndaki Prof. Kutalmýþ Görkay’a göre, bu figür, o davetlerde misafirleri aðýrlayan dansçý kýz.. Menad.. Aslýnda 13.5 metreye 9.5 metre büyüklüðündeki mozaiðin ana motifi bu deðil.. Ana motif ortada yok.. Muhtemelen görmediðimiz kýsýmda Dionysos var.. Yunan þarap ve bað bozumu tanrýsý.. Ve Orpheus.. Lir çalarken.. Ama o da kayýp.. Biz þimdi ‘Çingene Kýzý’ný biliyoruz.. Bu isimle meþhur oldu o mozaik.. Artýk bir de kýz kardeþi ‘Belkýs’ý konuþacaðýz.. Belkýs adýný da aslýnda bulunduðu yerden alýyor.. Ýlk telafuz eden Gaziantep Büyükþehir Belediye Baþkaný Fatma Þahin.. Bir kez o yeni gelen parçaya ‘Belkýs’ dedi, ismi öyle kaldý.. Bundan sonra yapýlmasý gereken, nasýl Çingene Kýzý için bir hikaye üretildi.. Belkýs için de yeni bir hikaye ortaya çýkarýlmasý olacak.. Bu hikayeler de dikkati buraya çekecek.. Göreve geldiði günden bu güne bir gün bile iþin peþini býrakmayan, baþta Kültür ve Turizm Bakaný Mehmet Ersoy olmak üzere emeði geçen herkesi tebrik etmek lazým..