Geziciler Sarıgül’e oy verir mi?

Partiler aday belirlemek için temayül yoklamalarını tamamladılar. Kimi aday adayları da boy göstermeye başladı. Bizde olay partide bitse de adayların kimler olacağı çok önemli. Seçmen de merak ediyor, haliyle...

En çok merak edilen ise her zaman olduğu gibi İstanbul adaylarının kimler olacağı. Aslında tam öyle de değil, AK Parti adayının kim olacağı belli sayılır. Yeni metro projelerinin duyurusu için bilbordlarda Belediye Başkanı Topbaş’ı Başbakan Erdoğan’la birlikte gören herkes “demek AK Parti yola Topbaş’la devam edecek” diye düşündü.

İstanbul söz konusu olunca seçimin en kritik temasının trafik sorunu olacağını tahmin etmek güç değil. AK Parti nereden sıkıştırılacağını biliyor, kollarını nerede sıvayacağına da... Ve seçim startını yaptığı-yapacağı metro hatlarını duyurarak veriyor.

Temayül yoklamalarının da Kadir Topbaş’ı işaret ettiği söyleniyor. İstanbul genel olarak Topbaş’dan memnun. Topbaş çok ortalıkta görünmeyen fakat ayinesi iş olan bir başkan profili çizdi.

CHP’nin aday krizi

Gelelim merak edilenlere;

İstanbul Bağımsız Milletvekili Sırrı Süreyya Önder’in aday olup olmayacağı merak konusu. BDP’nin sol oyları toplamak adına Batı illerinde HDP olarak seçime gireceği söyleniyor. Önder’in seçimi alma olasılığı yok ama dikkate değer bir oy toplayabileceğini düşünenler çok. Bu durum BDP için ciddi bir moral kaynağı olacaktır.

Ve tabii asıl merak edilen CHP’nin kimi aday göstereceği.

Neredeyse seçimi İstanbul’da kimin alacağından çok CHP’nin kimde karar kılacağı daha fazla merak uyandıran bir konu. Biraz acımasız bir eleştiri ama, “CHP adayını seçebilirse belki bir gün halk da CHP’yi seçer” diyenler bile var. Zorlarsak şayet ince eleyip sık dokumak olarak da değerlendirebileceğimiz bu kararsızlık hali daha şimdiden negatif bir etki doğurmuş durumda. Gerçi bitiş çizgisine daha zaman var; bozulan imaj düzeltilebilir de...

Doğrusu ben meselenin sadece bir beceriksizlik ya da kronik bir kararsızlık hali olduğunu düşünmüyorum. CHP’nin adayına karar vermesi CHP’nin şu aşamada bir iç meselesidir. Misal, Sarıgül’ün aday gösterilmesi halinde (tabi önce Sarıgül’ün CHP’ye geçmesi gerek) artık CHP Kılıçdaroğlu’nun başına getirilmesi suretiyle yapılandırılan CHP olmaktan yavaş yavaş (belki de çok hızlı) çıkacaktır.

Sarıgül kurtarıcı mı?

Sarıgül’ün Başbakan Erdoğan ve Kadir Topbaş’a karşı nispeten ‘nezaketli’ bir dil kullanması, “içinde diktatör gibi kavramlar geçen negatif bir kampanya yapmayacağım” demesi CHP’nin hazmedebileceği bir kampanya şekli midir, bunu ayrıca konuşmak gerek. Şu anda CHP’nin başarıya aç olması durumu Sarıgül’e muhtaç algısı yaratıyor ve CHP destekçisi kimi kalemler de Sarıgül’ün CHP’nin makus talihini değiştireceğinden umutla, bu kampanyayı destekliyor.

Öte tarafta Gürsel Tekin’in adaylığı üzerinden konuşulanlar ise Sarıgül’ün CHP’nin ilkesel duruşuna yakışmadığı, Gezi ile arasına mesafe koyduğu ve bu yeni fay kırığına göre pozisyon almamış olan birinin Gezi’nin siyasi beklentisini karşılayamayacağı yönünde. Gezi’deki gürültünün siyasi karşılığını abartan bir yaklaşım olsa da Sarıgül ve Tekin arasında evet böyle bir nitelik farkı var ve CHP kendi tabanını neredeyse sokaktaki şiddetten medet umar hale getirdikten, Halk TV dili ile konuşan bir vasata mahkum ettikten sonra Sarıgül mü Tekin mi sorusuna elbette Tekin demek gerekecektir. Nitekim “arkamda Gezi ruhu var” diyen de Tekin’dir.

Neticeyi çok etkileyeceğini düşündüğüm isim ise Sırrı Süreyya Önder. Önder’in de olduğu bir yarışta ister Sarıgül olsun CHP’nin adayı ister Tekin, İstanbul’daki Gezi oyları bölünecektir.

Sarıgül ve Tekin kapışırken bir de bakmışız CHP’nin adayı Önder olmuş. İmkansız da değil hani.