CHP tabaný Gezi’nin ne olduðunu zaman geçtikçe daha iyi anladý. Ki, CHP Ýstanbul il baþkaný Canan Kaftancýoðlu’nun da kurucularý arasýnda yer aldýðý Birleþik Haziran Hareketi gibi halký sokaða çaðýran yapýlarýn tüm çabalarýna raðmen kararlýlýkla bu kýþkýrtmaya gelmiyor.
Ama Muharrem Ýnce’nin Maltepe mitinginde olduðu gibi legal toplantýlarda boy gösteriyor, kerhen de olsa gidip CHP’ye oy veriyor ama “kaldýrým taþý sök, polise at, araç yak, kaos çýkar ki Erdoðan iktidardan düþsün” þeklindeki talimatlara artýk itimat etmiyor.
Hatýrlarsanýz, o günlerde yapýlan bir araþtýrma Gezi eylemcilerinin büyük oranda oyunu CHP’ye verdiðini ortaya çýkarmýþtý. Evet, CHP tabaný Taksim iþgaline katýldý, hatta bunun bir zafer olduðunu da sandý ama baþka þeylere de þahit oldu CHP seçmeni.
Ýçine FETÖ kaçmýþ polisin-zabýtanýn olaðanüstü þiddetli tuhaflýðýna, aniden aralarýna karýþan karanlýk ajanlara, ergen çocuklara sinsice sokulan yeraltýndan çýkma marjinal sol örgüt elemanlarýna da þahit oldu.
Ve Gezi’nin “barýþçýl, insancýl ve pek çevrecil” olduðuna inanmalarý için sahnelenen tiyatroyu da gördüler, nihayet anladýlar.
Bakýn, dünya üzerindeki hemen her kalkýþma ve darbe giriþimin altýndan çýkan spekülatör George Soros ile Gezi kalkýþmasýnýn finansörü Osman Kavala arasýndaki para transferi Mali Suçlarý Araþtýrma Kurulu raporuyla belgelendi bugünlerde.
Ama gören gözler için o günlerde de çok iþaretler vardý.
Aþýrý fotojenik kýrmýzýlý kadýn, modern dans figürleriyle sahne alan siyahlý kadýn, Taksim’den sonra Kandil’e gönderilen ve orada ölen kýrmýzý fularlý kýz ve caný sýkýlýnca kuyruklu piyanosunu alýp Taksim meydanýna indirebilen adam, duran adam, falan…
Zalim-mazlum ezberini tekrar edince hakkaniyetli olacaðýný zanneden numunelik bir iki baþörtülü kýzýn görünür yerlerde sergilendiðine… Kaos kalkýþmasýnýn çiçek çocuklar faaliyeti sanýlmasý için oraya buraya 17-18 kitap konulduðuna da þahit oldular.
Taksim civarýnýn savaþ alanýna çevrildiðine, taþlanmadýk dükkan, yakýlmadýk polis aracý, otobüs, sivil araç kalmadýðýna, her tarafa Erdoðan’a, ailesine ve bu toplumun deðerlerine saldýran hakaretlerin yazýldýðýna, etrafýn çiçek böcek deðil bira ve dýþký koktuðuna da þahit oldular.
Kendi iradelerinin nasýl ve ne için kullanýldýðýnýn saðlamasýný hemen gördüler.
Gezi’den sadece bir ay sonra, Temmuz 2013’te benzer bir sokak kalkýþmasý sonrasý Mýsýr’da darbe oldu.
Gezi’den beþ altý ay sonra benzer süreçlerin ardýndan Kýrým ilhak edildi.
Arap Baharý hýzla kýþa ayaza çevrildi. Ülkeler parçalandý, yaðmalandý, insanlarý mülteci konumuna düþtü…
PKK, DEAÞ, FETÖ ve DHKP-C terör örgütleri takip etti Gezi’yi. Saldýrýlar dur durak bilmedi. PKK çocuklarý daða kaçýrýp hendekler kazarken HDP eþ zamanlý özerklik ilan etti.
Taksim’de yakýlmýþ, ters çevrilmiþ polis araçlarýna Öcalan ve Atatürk resimlerinin, PKK paçavrasýyla Türk bayraðýnýn yan yana asýldýðýný en önce onlar gördüler. Meselenin aðaç olmadýðýný anladýlar ve iþgal alanýný terk ettiler!
O yüzden Gezi’nin ne çevreci, ne çoðulcu, ne demokratik bir eylem olduðuna kimse inanmýyor. En çok da Gezici CHP’liler inanmýyor.
O yüzden parti sözcülerinin çýkýp hala Gezi güzellemesi yapmasý, Kýlýçdaroðlu’nun “Gezi olaylarý bu ülkenin demokrasi ve özgürlük sesidir” falan demesi yakýn körlüðünden, siyaset bilmezlikten ve gülünç hale düþmekten baþka þeye tekabül etmiyor.
Gezi’ye yaslanýp oy istemek CHP’ye kazandýrmaz yani. Taban oyunu kerhen de olsa verir ama destek vermez. Geriye kala kala terör örgütlerinin desteði kalýr ki, olan biraz da budur.