Gezi’nin þarlatan hocasý ve tesettürlü mazoþisti!...
10 Haziran 2013 Pazartesi
Herkes gibi okulun ana kapýsýndan direkt giremezdi o... Kapýya gelmeden önce saða ya da sola doðru ilerliyordu. Yüzünü okulun duvarýna dönüp baþörtüsünü çýkartýyordu... Sonra peruðunu takýp mahcup bir halde ve hýzlý adýmlarla üniversitenin kapýsýndan giriyordu...
Okumak için direniyordu...
Baþörtüsünü çýkartmak istemeyeni ‘ikna odasý’na alýyorlardý...
Kapýdaki erkek görevliyi odaya sokup, ‘bak þimdi bu arkadaþýn yanýnda baþýný aç, göster.. Alýþacaksýn ve kendini rahat hissetmeye baþlayacaksýn’ diyerek utanma duygusunun nasýl kýrýlacaðýný öðretiyordu utanmazlar...
Okumak için þerefsizlere karþý direniyordu...
Nuray Canan Bezirgan üç beþ arkadaþýyla birlikte baþörtüsü eylemi yaptý... Polis tarafýndan tartaklanýp dövüldü... Hamileydi, bebeðini düþürdü... Üzerine de 6 ay hapis cezasý verildi...
O da direndi.., direnirken bebeðini kaybetti...
Baþörtüsü kafasýndan zorla çekilip alýnan, sokak ortasýnda aþaðýlanan, okuldan uzaklaþtýrýlan, disiplin cezasý verilen kýzlar...
Eþinin ordudan atýlmamasý için baþýný açýp mini etek giymeye zorlanan kadýnlar..,
Baþörtülü olduðu için horlanan ve iyi donanýmýna raðmen iþ verilmeyen hanýmlar...
Hepsi direndi... O postmodern dedikleri aþaðýlýk darbe sürecinde...
Þimdi dinle ey ‘Mütesettir Gezi’ci kardeþim...
Sen ne için direniyorsun?...
‘Ýnsanlýk haysiyeti, özgürlük’ adýna, senin o baþýndaki örtü için mücadele verirken hakkýnda kapatma davasý açýlan AK Parti’ye mi isyanýn?...
Baþbakana ve ailesine salyalarýný akýtarak binbir hakarette bulunanlarla omuz omuza vererek hangi kutsal mücadeleyi veriyorsun?...
Ellerinde bira þiþeleri ‘istediðimiz anda, istediðimiz yerde, istediðmiz þekilde içeriz, metroda birbirimize yumuluruz..’ diyen, kýrýp döken vandallarla birlikte hangi ilkelerde anlaþtýnýz?...
Kendini antikapitalist Müslüman olarak tarif eden o ‘þarlatan’dan mý aldýnýz direniþ fetvasýný?...
Kandil diye bir þey yoktur deyip, Kandil kutlamasý yapan, Maoist mezhebine göre özel Gezi namazý kýlan çakma hoca mý önderiniz?...
Etrafta kesif alkol kokusu.., açýk göbeði, düþük bel pantolonundan görünen g-string’i ve göðüs dekolitesi ile “Kandil kutlayan” kadýnlarla birlikte kandil simitlerini dualar eþliðinde yerken baþörtünüz sizi rahatsýz etmedi mi hiç?...
Birlikte ‘Gezi’ndiðiniz, yiyip içtiðiniz, slogan attýðýnýz, pankart açtýðýnýz eylemci dostlarýnýzý tanýyor musunuz?...
Daha önce yazdým.., Gezi’ci profilini hatýrlatayým...
Ellerinde en pahallý telefonlar, marka kýyafetlerle Kemalist burjuva.., Oyuncu, þarkýcý, sanatçý, reklamcý, Niþantaþý, Cihangir, Baðdat Caddesi Bohemleri... Post-Modern protest Hippiler..., Ve üniversiteli Tikiler..
Kim bunlar?...
Sana orada söylememiþlerdir... Onu da hatýrlatayým;
Baþörtülüyü öcü gibi görenler...
‘Baþörtüsü bir tekstil ürünüdür’ diyenler...
‘Baþörtülüden temizlikçi olur.., doktor, hakim, avukat..vs, olmaz iddiasýnda bulunanlar...
Baþörtüsünün sembol olduðunu, inançla alakasý olmadýðýný, senden benden daha iyi bilenler...
Ve en önemlisi, iktidara geldikleri gün sana nefes alma hakký tanýmayacak olanlar yobazlar..
...
En baþta söyledim; baþörtüsü için, özgürlüðü için, haysiyeti için direnenler bunlara karþý direndi...
Peki söyle.., sen neden Gezi’ci oldun þimdi?...
Stockholm Sendromu’na mý düçâr oldun?...
Yoksa mazoþist misin?
Sakýn unutma...
Baþýndaki o örtü çok direndi vakti zamanýnda...
Yazýk etme ona!...
...