ÝFADE özgürlüðü ve hak arama kuþkusuz bütün demokratik ülkelerde olmasý gereken bir meþruiyettir. Vicdan sahibi her insanýn paylaþabileceði meþru bir gerekçeyle eylem yapan vatandaþlarýmýza karþý bazý güvenlik güçlerimizin gösterdiði aþýrý sertliðe tepki göstermek de insanidir. Son geliþmelere bakarsak; olaylarýn geldiði boyutta ne bir Gezi Parký, ne de özgürlük ve demokrasi talepleriyle ilgisinin bulunmadýðýný görüyoruz.
Demokratik tepkiler tabii ki demokrasinin gereðidir. Her zaman da demokratik tepkilerin meþru zeminde kullanýmýndan yanayým. Ne; ben onlar gibi düþünmek zorundayým, ne de onlar benim gibi düþünmek zorundadýr. Eylemlerde dile getirilen fikirlere katýlmasam da saygý duyarým. En büyük temennim de bütün ülkemizde saðduyunun hakim olmasý ve bundan sonra hiçbir vatandaþýmýzýn sýkýntý yaþamamasýdýr.
Fikir ayrýlýklarýmýzla, çok kültürlü yapýmýzla, farklý inanç ve yaþam tercihlerimizle, birbirimize anlayýþ göstererek kardeþçe yaþamak, kutuplaþmalarý reddetmek, ülkemiz ve insanýmýzý daha iyi bir geleceðe taþýmak hepimizin bir görevidir. Uzlaþma ve hoþgörü yerine çatýþma iklimini bütün Türkiye’ye yaymak isteyenlere karþý durmak, vatanýný seven her yurttaþýmýzýn görevidir. Olayýn en baþýna gidersek belki daha demokratik bir çözüm bulunabilirdi. Polisin sert müdahalelerde bulunmasý ve orantýsýz güç elbette tasvip edilemez. Peki bir olayý bahane gösterip þiddete yönelerek ülkemizin ekonomisine, imajýna, halka, esnafa, iþletmelere zarar vermek, yaðmalara, kýrýp dökmelere, yakmalara vardýrmak çevrecilik midir? Bir baþka ifadeyle soralým, bu yapýlanlar vatanseverlik olabilir mi?
Küresel güçlerin Türkiye oyunu
Olaylarýn sebep ve sonuç iliþkilerini incelersek meselenin basit bir çevre protestosu olmadýðý açýktýr. Bütün bu olaylarýn arka planýnda ne gibi siyasi ve ekonomik nedenler var bilmek ve anlamak gerekiyor. Üç beþ aðacýn kesilmesi bahaneydi, durumu fýrsat bilen küresel güçler Türkiye’ye ders vermeye hizaya getirmeye çalýþýyorlar. Dünya ekonomisi bu dönemde küresel ekonomik kriz yaþarken, Avrupa ülkelerinin bazýlarý tek tek iflas ederken, yerli çip üreten, savunma sanayisini millileþtiren, kendi tanklarýný ve savaþ gemilerini üreten, uçaklarýmýzýn milli yazýlýmlarýný gerçekleþtiren, büyüyen, güçlenen bir Türkiye’den elbette bazýlarý rahatsýz olacaktý. Rahatsýz olanlar da fýrsat arayacaklardý. Aradýklarý fýrsatý da biz onlara kendi ellerimizle sunduk.
Nitekim bu olaylarý fýrsat bilen Türkiye düþmanlarý bütün dünyaya ülkemizde bir savaþ ve kýyamet havasý veriyor. Ülkemizle ilgili her türlü dezenformasyonu yapýyorlar. Bununla da yetinmiyorlar. Ajan provokatörlerini göndererek Türkiye’de bir iç savaþ oyununu sahneye koymak için fýrsatý kullanmaya baþladýlar. Eylemlerde gösterilerin içine sýzan ve provoke eden çeþitli ülkelerden ajanlar yakalanmadý mý? Aklýselim vatansever insanlar, masum tepkilerinin hain ellerde Türkiye’nin aleyhine kullanýldýðýný bilseler acaba buna izin verirler mi? Masum diye sunulan tepkilerini meze olarak dýþ güçlerin kullanmasýný ister mi?
Kaybeden Türkiye oluyor
Birde olayýn ekonomik boyutu var. Þiddete dönüþen eylemlerin kentimiz ve ülkemiz ekonomisine verdiði zarara kimse bakmýyor. Ýzmir’de þiddete yönelen provokatif eylemlerin verdiði zarar yaklaþýk 15 milyon lira olarak belirlendi. 1. Kordon, Gündoðdu Meydaný ve Kýbrýs Þehitleri Caddesi’ndeki birçok esnaf, zararlarýnýn büyük olduðunu dile getiriyor. Olaylara bir anlam veremediklerini belirten esnaflar, “Gece haberimiz oldu. Bütün dükkanlarýn vitrinleri ve camlarýna saldýrmýþlar. Böyle bir þey olmasý Ýzmir için çok acý” diye konuþuyor.
Manevi zararýn telafisiz, maddi zararýn büyük olduðu eylemlerde provokatörlerin ülke ekonomisine verdiði zararýn bilançosu acý oldu. Þiddet yanlýsý eylemciler 400 iþyerine saldýrýda bulundu. Saldýrýlar sonucu 90 milyon TL zarar meydana geldi. Borsa, eylemler neticesinde Mart 2003’ten bu yana en büyük düþüþünü yaþadý. Ülkedeki þirketlerin piyasa deðeri bir haftada 50 milyar dolar eridi. CNN, Bloomberg, Euronews ve Reuters gibi ajanslarýn yurtdýþýna sadece terörize edilmiþ eylemleri geçmesi sonucu paniðe kapýlan yatýrýmcýlar nedeniyle ülkemiz kaybetti. Devletin bir yýllýk borçlanma maliyetine bir milyar TL ek yük bindi. Faiz dip seviyedeydi. Faizlerin yükselmesi bankalarýn ve bireysel yatýrýmcýlarýn aleyhine oldu. Daha sayamayacaðýmýz kadar ülkemiz ekonomisi bu olaylardan zarar gördü.
Ülkemizin yükseliþinden rahatsýz olanlar kutuplaþma ve çatýþma istiyor. Dolayýsýyla Gezi eylemleri Türkiye’nin önünü kesmek isteyenlerin iþaret fiþeðine dönüþmüþtür. Masum ve iyi niyetli olanlar bu masum tepkilerini dýþ ve iç iþbirlikçilere yem etmemelidir. Bu hýnç, kin, öfke, nefret, gözü dönmüþlük, tahammülsüzlük, yakmak, yýkmak, vurmak, kýrmak nedir? Kimse pudralý otoriterlik ve diktatörlük söylemlerinin arkasýna saklanmasýn. Halkýn iradesini yansýttýðý sandýktan çýkan iktidara saygý duyabilecek demokratik olgunluða, sahip deðil misiniz? Seçme ve seçilme hakkýnýza bir kýsýtlama var mý? Hangi hak ve özgürlüðünüz elinizden alýndý? Bu eylemler masumiyetini kaybetmiþtir.
28 Þubat senaryolarý
Demokrasi sandýðýna ve halkýn hür iradesine saygý gösterilmelidir. Sizin gibi düþünmesem de sizin düþüncelerinizin savunucusu olurum. Yeter ki demokratik tepkilerini edeplice dile getirsinler. Küfretmeyi bir hak kullanýmý, özgürlük ve protesto olarak görmek ancak art niyetlilikle ifade edilebilir. Ýzmir’de sokaklarda liseli çocuklarýn kendi ülkesinin baþbakanýna küfür ederek yürümesini isteyen güçler kimler olabilir? Eylemler marjinal ve radikal gruplarýn kontrolüne geçmiþ, ülkemiz üzerinde emelleri olanlara hizmet etmeye baþlamýþtýr.
Türkiye’de kaoslardan iktidar çýkarma çabalarý hiçbir zaman ülkemizin yararýna olmamýþtýr. Doðrusu ülkenin zarar görecek noktaya geldiði bu aþamada saðduyu çaðrýsýnda bulunmasý gereken muhalefetin saðduyusunu kaybedip eylemleri tertip ve tahrik eder noktaya taþýma gayreti anlaþýlýr bir durum ve ülkemizin menfaatine deðildir. Durumdan vazife çýkarmaya çalýþan sendikacýlarýn da meydanlara inmesiyle birlikte geliþmeler bize 28 Þubat’ta hazýrlanan organizasyon ve tertipleri hatýrlatýyor.