Evlerine ve arazilerine çöktü.
Su kuyularına beton döktü.
Eve yerleşti, "Senin yerin kömürlük" dedi.
Artık kömürlüğü de çok görüyor...
"Ya git ya öl" diyor.
Gitmeye çalışanların konvoyunu bombalıyor.
Gazze'ye 6 binden fazla bomba atıldı.
Şimdi Sina Çölü'ne Gazzelileri sürme projesi konuşuluyor.
Bir milyon insan, aç, susuz, Milenyum Çağı'nda yeni Kerbela acıları tezgahlanıyor. Mısır şiddetle plana karşı çıkıyor.
"Gazze'den sonra sıra Kudüs, Mescid-i Aksa'da mı?" soruları soruluyor.
Bu meselede ne yazık ki vicdanı olanın gücü yok, gücü olanın da vicdanı.
Ne diyeyim, Allah Türkiye'ye kuvvet versin, niye diye sorarsanız biraz aşağıdaki yazıya bir göz atın derim...
2014
6-8 Ekim Kobani Kışkırtması: Terör örgütü DEAŞ bahanesiyle terör örgütü PKK/YPG, Suriye'ye yerleşti.
2015
Hendek terörü: Türkiye'de sözde özerklik ilan edenler yine Suriye'deki sözde kantonlar ile Güneydoğu bölgesini birleştirmek istedi.
2016
FETÖ'cü darbe girişimi: Eğer Erdoğan'ı öldürebilselerdi, sınırda bekleyen PKK/YPG'li teröristler Güneydoğu bölgesine giriş yapacak, Türkiye-Suriye hattında bir terör devletçiği kurulacaktı.
Ancak Erdoğan, 2016'dan 2019'a kadar Suriye'de 4 büyük operasyona imza attı. Fırat Kalkanı Harekatı, Zeytin Dalı Harekatı, Bahar Kalkanı Harekatı ve son olarak da Barış Pınarı... DEAŞ ve PKK/YPG üzerinden yapılan planları bozdu. Suriye'deki terör koridoruna hançeri sapladı.
Meseleyi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın "Amerika'nın, PKK'nın Suriye'deki uzantılarıyla bu ülkede yürüttüğü faaliyetler, Türkiye'nin millî güvenliği için olağanüstü bir tehdit mahiyetine sahiptir" açıklaması ile birlikte okuyun lütfen.
Peki ama ABD, Suriye'de bir terör devletçiği için neden bu kadar ısrarcı? Hatırlayın Trump asker çektiğinde Pentagon arkadan dolaşmış, Irak'taki ABD askerlerini Suriye'ye kaydırmıştı. Acaba ABD'nin bölgede olmasını esas isteyen Beyaz Saray mı, yoksa İsrail mi? ABD hükümetinde Biden ve Harris dışında kalanların Yahudi kökenli olmasının, ABD Dışişleri Bakanı Blinken'ın İsrail ziyaretinde "Buraya bir Yahudi olarak geldim" açıklamasının tüm bu durumla bir ilgisi var mı? Hadi kitabın ortasından konuşalım. Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın, Davos'taki "One minute" çıkışından sonra hedef tahtasına konulması tesadüf mü? Yahudilerin kutsal kitaplarının kendilerine vadettiği büyük İsrail projesi için nesiller boyunca süren, istikrarlı bir politika yürüttüğü ortada.
Anlamak isteyenler Filistin topraklarına yönelik işgal haritasına bakabilir. Türkiye terör koridorunu parçaladığı için revize edilen planlarda Irak-Suriye hattında Sincar merkezli yeni bir terör devletçiği çalışması yürütülüyor. PKK/YPG ile Talabani aşireti işin merkezinde Bafel Talabani, PKK/YPG sözcüsü gibi açıklamalar yapıyor. Ama aslına bakarsanız onlar sadece bir eşik bekçisi. Zira İsrail'in nüfusu yaklaşık 10 milyon kişi ve şimdilik "Büyük İsrail Projesi" için bu nüfus yeterli değil, bu yüzden de hem kendisine bir yancı hem de günü geldiğinde kendince emanet ettiği toprakları geri alabileceği bir eşik bekçisine ihtiyacı var. İşte o gün geldiğinde zulüm Filistin'den Suriye-Irak hattına da kayacak. Bu zulmü, acıyı eşik bekçiliği için hevesli olanların yarın bir gün yaşamayacağını düşünen varsa İsrail tarihini bir kez daha okusun...
"Mantık çağının ölümüne hoş geldiniz. Artık doğru ya da yanlış diye bir şey yok." House of Cards dizisinde komiteye savunma yapan kirli ABD Başkanı Underwood böyle söylüyordu.
Bu çağda gerçek gazeteciliğin önemi çok daha arttı. 24 TV ekibinden şef kameramanımız Uğur Tüney ve muhabirimiz İlayda Şehrinaz Ayçiçek, füze yağmuru altında gerçekleri anlatmaya çalışıyor. Allah yardımcıları olsun, çok zor bir görev yapıyorlar. Zira, Gazze'deki katliamı anlatmaya çalışan 10 gazeteci bombardımanlarda öldürüldü.
Oysa FoxNews muhabiri, ABD'de eylem yapan Filistinlilere "Hamas'ın kafasını kestiği bebekler" için ne düşünüyorsunuz diye soruyor. Üstelik de Beyaz Saray bile bunun yalan olduğunu kabul etmişken. Aynı kanal İsrail-Filistin çatışmasıyla ilgili hangi uzmanlığı sebebiyle bilinmez FETÖ'cü Enes Kanter'i ekrana çıkarıyor. Onun da ilk söylediği Hamas roketlerine Türkiye malzeme sağlıyor iftirası oluyor.
İngiliz The Times gazetesi Filistinli yaralı çocukların fotoğrafının üstüne Hamas bombardımanında yaralanan İsrailli çocuklar yazarak utanmaz bir manipülasyona imza atıyor. Ne diyelim
"Mantık çağının ölümüne hoş geldiniz."
