GÜMÜÞHANE-BAYBURT
Maþallah bu ne tempo…
Ben bir gün eþlik edeyim dedim, Sayýn Baþbakan lütfedip beklemeselerdi daha havaalanýndan geri dönecektim.
Gerçi saðanaklý bir cuma sabahý, Beylikdüzü’nden Sabiha Gökçen’e gitmek de her yiðidin harcý deðildir.
Evet dün Baþbakan Binali Yýldýrým’ýn temel atma ve miting programlarýna eþlik ettim.
Önce Trabzon ve oradan da Zigana çýkýþýna gittik.
Bizim Maçka’dan itibaren daðlarý aþarak ulaþtýðýmýz Zigana’dan Maçka'ya, birkaç yýl sonra 14 km'lik bir tünel aþýlarak birkaç dakikada ulaþýlabilecek.
Temel atma töreninden sonra Torul’da Cuma ve karayolu ile Gümüþhane ve Bayburt mitingleri… Ve Trabzon’da býraktýðýmýz uçaðý Erzurum’da bulduk.
Kim demiþ “Coþku yok” diye?
Gelelim tespitlere…
Bu programa katýlmamýn en önemli sebebi referandum süreci baþladýðýndan bu yana “AK Parti teþkilatýnda rehavet var. Bu da tabana olumsuz yansýyor. Mitingler yapýlýyor ama meydanlardaki zoraki coþku dýþýnda bir hareket yok” yorumlarýný yerinde tetkik etmekti.
Bu yüzden özellikle karayolu güzergahý uzun olan, vatandaþla en fazla diyalog kurulma ve nabýz tutma imkaný bulunan bir programý tercih ettim.
Gün boyunca güzergahýmýz üzerindeki insanlarýn vücut dilleri ile söylediklerini anlamaya çalýþtým.
Karadeniz ikliminde dolaþtýðýmýz için mi bilmiyorum ama hiç de öyle sönük bir ahali filan görmedim. Konvoyu gören herkes Baþbakan Binali Yýldýrým’ýn aracýný selamlamakla, el sallamakla kalmýyor, olduðu yerde zýplayarak coþkusunu dile getiriyor.
Herkes; kendine has üslubuyla “Evet” kararýný ilan ediyor...
Bu tespitleri kimse küçümsemesin, ben 7 Haziran mitinglerini de izlemiþtim...
Millet, samimiyete "Evet" diyor
Günümüzde hemen her kesimde olduðu gibi siyasette de samimiyet problemi yaþandýðýný düþünüyorum. Cumhurbaþkaný Erdoðan’ýn baþarýsýnda bu hasletinin çok büyük payý vardýr.
Baþbakan Binali Yýldýrým’ýn da doðal ve samimi duruþunun halk tarafýndan fark edildiðini düþünüyorum.
Nitekim, ilk günlerde “Davutoðlu’ndan sonra hiç þansý yok” deðerlendirmesini yapan bazý meslektaþlarým bir süre sonra ayný gerekçelerle fikirlerini deðiþtirdiler.
Anadolu’da artýk puþi takýp traktör kullanarak oy alma dönemi bitmiþtir. Vatandaþ, gözünün içine bakan, kendisini ciddiye alan; içten davranan, olduðu gibi konuþan, konuþtuðu gibi olan siyasetçi arýyor.
Sayýn Yýldýrým onun için baþarýlý oluyor. Ve yine ayný sebeplerle Sayýn Kýlýçdaroðlu kendini yýrtýyor ama kimse oralý olmuyor. Çünkü millet doðal olaný da “Hayýr” için yapaný da iyi biliyor.
"Karýn üzerine in kardeþim"
Eski mesai arkadaþým Baþbakanlýk Basýn Danýþmaný Sinan Çetin, Muþ’ta mahalleye inen helikopterin perde arkasýný anlattý.
Kaptan pilot uzun denemelerden sonra, “Efendim, inmemiz imkansýz, geri dönelim” þeklinde kararýný bildirmiþ ama Sayýn Yýldýrým, “Sen dalga mý geçiyorsun. Bu insanlar soðukta saatlerdir beni bekliyor. Nereye inersen in” cevabýný veriyor.
Bunun üzerine, altýnda nasýl bir zemin olduðunu bilmedikleri bir metreden fazla karýn üzerinde, hafif dokunuþlarla tabiri caizse “yoklayarak” o malum iniþi yapmýþlar.
Ýþte bu samimiyettir Sayýn Yýldýrým’a gösterilen coþkunun sebebi.
Millet tek adam muhabbetlerine filan pek kulak asmýyor.
Gün boyunca insanlarla sohbet ettik, (hatta Turgay Güler kadar olmasa da, tek tük de olsa beni tanýyan da çýktý:) Ama 18 maddeden bahsedene pek rastlamadým.
Görünüþe bakýlýrsa 16 Nisan’da siyasetçilerimize güven oylanacak.
O halde sonuç belli demektir...