Göbeğini kaşıyan reformistlerle Mursi karşıtı elitler savaşıyor

“MISIR’IN ERGENEKON’U” TAHRİR’DE MİNYATÜR CUMHURİYET MİTİNGLERİ DÜZENLİYOR

ARAP Baharı’nın en çarpıcı pratiği Mısır’da, Nil’in can verdiği Kahire’de yaşanmış, halklar soğuk savaş döneminin özel şartlarında oluşmuş yönetimleri yıkmış, diktatörleri devirmişti. Ama hiçbirşeyin aslında sanıldığı kadar kolay olmayacağını herkes biliyordu. İşte devrimin üzerinden henüz bir yıl geçmişken, halkın gerçek bir seçimde seçtikleri koltuğa oturalı henüz dört ay olmuşken Mısır’da Tahrir yeniden hareketlenmeye, itiraz seslerinin, “yıkılsın bu düzen” sloganlarının yükseltildiği yer oluyordu. Peki Mısırlılar, Cumhurbaşkanı Mursi’yi destekleyenler ve ‘Mursi gitsin’ diyenler kendilerini hangi kelimelerle ifade ediyor. İsrail’in Gazze’ye son saldırısının hasar ve ihlal durumunu tespit için birlikte geldiğimiz UHİM ile (Uluslarasi Hak İhlallerini İzleme Merkezi) Gazze’ye geçiş izninin hazır olmasını Kahire’de bekliyoruz. Böylece ben de Kahire’de geçen dört gün boyunca Tahrir meydanını mekan belleyerek, Mursi taraftarları ve Mursi karşıtları ile ayrı ayrı görüşerek Mısır’ın nabzını meydanlarda tutma imkanı buldum. Bende biraz “bu filmi görmüştük biz” duygusu yarattı, bakalım siz ne düşüneceksiniz.

Tahrir’in dumanı yine üstünde

Bir tarafı Nil’in geniş ve solgun yüzüne, arka tarafı Tahrir meydanına bakan İntercontinental Otel/Semiramis’te özellikle Tahrir’i gören bir odaya yerleşiyorum. Böylece günün her saati, gece yatarken ve sabah kalktığımda ilk iş olarak meydandaki katılımı ve hareketlenmeyi de gözleyebilmem mümkün oluyor. Meydan beyaz çadırlarla, dumanlar tüttüren satıcı arabalarıyla, birikmiş çöpleriyle ve karışık kıpırtısıyla küçük bir gecekondu mahallesi gibi. Meydanda toplanan halk Cumhurbaşkanı Mursi’yi istemediğini açık açık seslendiriyor, meydana yerleşip çadırlar açıyor, slogan atıyor, tempo tutuyor, ve bu kısacık tecrübe bile onlarca yıl diktatörlükle yönetilen Mısır’ın demokratik özgürlüğe yatkınlığı ve halkın olgunluğu bakımından bir ipucu sunuyor. Meydanda her yaş grubundan insan ve her türlü malın satıcısı var. Kararlılıklarını göstermek için çadırlarda yaşayanlar kadar, oraya destek olarak ya da seyir için gelenlere yiyecek, içecek başta olmak üzere bazı hizmetler veriyor bu satıcılar. Ve meydana da türlü türlü kokular salıyor, bağrışlar ekliyorlar.

Vatandaş meydanda

Meydanda kurulan iskelenin ses düzeni epey güçlü, sürekli bir müzik yayını var, ayrıca Mursi muhalifleri gelip oradan konuşmalar yapıyorlar. Özellikle akşamları kalabalığın arttığı saatlerde müzik grupları “Mursi gitsin” içerikli konserler veriyor. Yapılan müzikte de, şarkılara sloganlara katılanlarda da sinirlilik hali neredeyse elle tutulur cinsten. Özellikle cuma günü yapılan eylemde meydan aniden, şu ana kadar dolaştığım Kahire caddelerinde, sokakarında pek de rastlamadığım insanlarla doluyor. Kılık kıyafetlerinden, hal ve tavırlardan, hatta yürüyüş biçimlerinden bu defa meydanı dolduranların halk değil “vatandaş” olduklarını anlıyorum. Konuşunca da yanılmadığımı görüyor, hepsinin okumuş yazmış insanlar olduklarını, daha önce meydanlara hiç çıkmamış olmanın verdiği acemiliğin onları ürkek, nazik bedenlerini kara kalabalıklar arasında gezdirmenin ise onları öfkelendirdiğini görebiliyorum. Zaten kurduklari cümlelerin terkibi, seçtikleri kelimeler ve bunlari ifade ederken yüzlerinin aldığı ifade bunu pek cok açıdan teyit ediyor.

Yeni diktatör olmasın

Meydandaki genel kalabalığın içinde biraz da ayrıksı duran 60’larında gibi görünen üç “delikanlının yanına gidiyorum. Kendi aralarında şakalaşıyorlar, içlerinden birinin torunu olan Muhammed’e elindeki bayrağı sallaması gerektiğini söylüyorlar. Tanışıyoruz, biri doktor, biri mimar, biri cerrah. Cerrah olan konuşmaya fazla katılmıyor, mütebessim şekilde bizi dinliyor.

-Neden buradasiniz?

Ortalığı karıştırmak, Mursi’nin kurmaya calıştığı düzeni dağıtmak istiyoruz. O hukuka uymuyor, ülkeyi kendi istediği gibi yönetmek istiyor. Biz buna izin veremeyiz, geldiğinden beri hiçbir sey değişmedi.

-Mısır’da adil düzen ve eşitlik var mı?

Yok, halk arasında büyük ekonomik uçurum var. Gençler işsiz. Ekonomi yüzde ikilik bir kesimin elinde. Mursi, Erdoğan gibi yapmak istiyor ama Türkiye’nin ekonomisi çok iyi. İyi bir lideri ve doğru bir politik çizgisi var. Halk zengin, devlet şeffaf. Mısır öyle değil. O yüzden Mursi’ye güvenmiyoruz. Ayrıca Mursi dini yanlış yorumluyor, oysa biz de Müslümanız. Mursi’nin gitmesini istiyoruz, o yüzden buradayız.

-Ama Mursi halkın seçtiği isim?

Mursi’yi biz seçmedik, eğitimsiz-kültürsüz insanlar, parmağıyla oy kullananlar seçti. Biz Mursi’nin Mısır’ın düzenini değistirmesini istemiyoruz. Mursi gitmeli.

-Kim gelmeli?

Baradey. O iyi eğitimli, Nobel ödüllü biri. Üstelik 70 yaşında, kendisi için değil, Mısır için iyi olanı istiyor. Biz ona güveniyoruz. Ama Mursi kendi taraftarlarının zengin olmasini istiyor.

Bütün hakları kendinde topladı

Ellerinde bayraklar, yüzlerini de Mısır bayrak renklerine boyamış, mühendislik fakültesinde okuyan gençlere soruyorum:

-Neden buradasiniz?

Çünkü Mursi’nin yaptığı anayasal değişikliği istemiyoruz. Hukuka uymasını istiyoruz. O bütün hakları kendinde topladı, diktatör olacak ve biz yeni bir diktatör istemiyoruz.

-Yeni anayasa bir aydan önce referanduma sunulacak ve Mursi yetkilerini meclise devredeceğini söylüyor, buna inanmıyor musunuz?

Biz onun hiçbirşey yapmasını istemiyoruz. Mursi’nin tamamen gitmesini istiyoruz. Yoksa biz de Müslümanız. Biz yeni bir Mübarek istemiyoruz.

BAŞI AÇIK KADINLAR KAPANACAK MI?

Günlerden Cumartesi olduğunda bu kez Mursi taraftarlarının büyük bir gösteriye hazırlandığı, bir milyon insanı bir meydanda toplamayı hedeflediğini duyup eyvah diyoruz. Ama kavga çıkartmayacak kitle baştan belli olur hesabı, Mursi taraftarlarının Mursi karşıtlarıyla hiçbir şekilde karşılaşmamak ve tatsız bir olaya sebep olmamak için mitingi El Nahda meydanında yapacağını öğreniyoruz. İnsanlar Mursi’yi destekleyen pankartlarla akın akın meydana doğru akıyor. Bir heyecan ve coşku var, taşkınlık yok. Meydanda her yaş grubu ve toplumsal kesimden insani görmek mümkünse de çoğunluğun hemen hemen aynı sosyal sınıfa ait olduğunu görmemek için kör olmak gerekir. Kısaca kara kalabalıklar diyebiliriz. Nahda doluyor, Mursi adıyla tempo tutuluyor. Ve ben bu kalabalığın oylarını parmak basarak kullanan, okuma-yazması olmayan insanlar olup olmadığını merak ediyorum.

-Merhaba, eğitim durumunuz ne?

Ben turizm okudum, yüksek lisans yaptım, 27 yaşındayım. Mursi başarısız oldu demek icin dört ay çok kısa bir süre. Mursi’yi halk seçti, Tahrir’dekilerin anlamadığı bu. Demokrasi insanların seçimlerine saygı göstermektir. Ben onun anayasayı değiştirmesini hukuksuzluğu gidermesini istiyorum. Yoksa Mursi diktatör değil. Yetkilerini referandumdan sonra meclise devredecek zaten. Ben Mursi’yi seviyorum ve destekliyorum.

Bir grup genç kız neşeli bir telaşla meydana doğru ilerliyor, yollarını kesiyorum. Hepsi okumuş kızlar, ikisi mühendis, biri iletisim okumuş, biri arkeoloji, biri sosyoloji. Mursi’yi sevdiklerinden, ona inandiklarından bahsediyorlar. ‘Mısır’a demokrasi gelmesini istiyoruz, onu bu yüzden destekliyoruz’ diyorlar.

Farklı görüşlere saygılı

-Tahrir’dekilerin neden orada olduklarını anlayabiliyor musunuz?

Onların görüşlerini söylemeleri normal, saygımız var ama onlar çok azlar, coğunluk biziz ama onların sesi çok çıkıyor. Tahrir’dekiler de bize saygı duymayı öğrenmeli. Mursi’yi halk seçti.

-Sizler kapalısınız ama Tahrir’deki kadınların bazıları kapanmaya zorlanacaklarından korkuyor?

No, no, no... (arkadaşları da bu no’ya katılıyorlar). Mursi çok demokratik bir insan, böyle birşey yapmayacaktır. Onları korkutacak birşey sosyal hayata müdahale edecek birşey yapmayacaktır. Bütün siyasi görüşlere saygılı.

-Ve o kritik klişe soruyu soruyorum: Sizce Mısır, İran olur mu?

(Koro halinde) no, no, no... İran ile Mısır birbirinden çok farklı. Böyle bir seçenek bile yok. Mısır olarak kalacağız.

-Baradey için ne düşünüyorsun?

(Kızlar korosu hem cevap veriyor hem de baş parmaklarıyla aşağıyı gösteriyorlar)... O İsrail’i destekliyor, Amerika ile iletişim kuruyor, o Mısır’ı bilmiyor, sevmiyor. Baradey çok kötü biri...

Eylemci gruplar cemaatten destek alamıyor

Mursi taraftarları ve karşıtlarının yaptığı eylemler cemaatten destek görmeyince geriye sadece sessizce dağılmak kalıyor.

Meydanın sanırım tek sarışın kadınının ve arkadaşının yanına gidiyorum. İkisi de genç ve güzel kadınlar. Hukukçu olduklarını söylüyorlar. Az önce müziğe tempo tutan neşeli kadınlar çok öfkeli nefes almadan konuşan kadınlara dönüşüyor: “Artık Mursi’ye tahammül edemeyiz, mutlaka gitmesi lazım. Dört ay oldu, hala ekonomiyi düzeltmedi. Ama hukuk sistemini değistirmeye kalktı. Biz demokrasi istiyoruz ama Mursi düzeni değiştirmeye çalışıyor. Anayasa değişikliğini istemiyoruz. Filistin’i kurtarmaktan bahsediyor. Biz Mısır’ı düşünen birini istiyoruz.”

Otelde kalanlara eylem uyarısı

Cuma namazından sonra Mursi taraftarlarının bir eylem yapması ve halk arasında tatsızlık çıkmasından korkuluyor. O kadar ki otel yetkilileri odalarımıza bıraktığı uyarı notunda, bizleri Tahrir ve civarinda bulunmaktan, olası bir çatışmanın içinde bulunmaktan sakınmaya davet ediyor. El-Ezher Camii’ne giderek cemaatin nabzını tutuyorum. Asayiş berkemal. Cemaat dağılırken en fazla 30 kişilik bir grup “Mısır tüm Mısırlılarındır” diyen bir pankart açıyor, cemaat pek oralı olmuyor ve grup da sessizce dağılıyor. Az sonra aynı yeri Mursi taraftarları dolduruyor ve onlar da Mursi’yi öven sloganlar eşliğinde fikrini açıklayıp sessizce dağılıyorlar.

Tartışmanın merkezine din oturtulmuş

Ziraat mühendisi olan Mursi karşıtı bir çadır sakini, Mursi’yi protesto etmek için tek bir sebebi olmadığını söylüyor. Çadırdakilerin tamamı Kıpti. “Egemenliğin sadece onda toplanmasına karşıyız. 20 yıldır iş arıyorum bulamıyorum, Hristiyan olduğum için böyle oluyor. O ‘bize yüz gün verin bana, herşeyi yapacağım’ dediği için onu sorumlu tutuyoruz. Mübarek gibi davranıyor. Anayasa taslağının tamamını okumadım ama Hristiyanlara karşı olduğunu biliyorum. Rejimin İslam olmasını öngörüyor taslak. Hristiyanları ikinci sınıf vatandaş yapıyor.”

Devrim iyi oldu da Mursi olmadı

Avukat olduğunu söyleyen genç bir protestucu da, “Referandumda biz asla evet demeyeceğiz. Biz şehitler için buradayız. Yeni anayasa taslağında dört madde Mursi’ye diktatör yetkisi veriyor” diyor. “Yeter be Mursi, bırak artık kürsü’ diye pankart hazırlayan bir doktorun da tespiti şu şekilde: “Devrim başarılı bir devrimdi ama Mursi iyi olmadı.”

Gerginliğe rağmen hayat sürüyor

Mısır kendi geleceğini belirlemeye çalışırken, meydan dışında hayat bildiği gibi akmayı sürdürüyor. Mağazalar açık, alışveriş tam gaz, trafik her zamanki gibi keşmekeş, çocuklar okullarda, turistler piramitlerde... Nil’in etrafındaki restorant gemiler biraz da mevsimin geçmesi nedeniyle çok dolu değil ama boş değil. Nil’in üzerindeki eğlence tekneleri ise son ses açtıkları oynak havalar ve yanar sönerli neon ışıkları ile nehir boyu süzülürken, meydanların oluşturduğu agresyonu bir iki kıvrak darbeyle yavaşça siliveriyor.