Golfe spor demek başlı başına bir skandal

Tenisi ve golfü yakından takip ederim. Hangi golf sopası iyi, kaliteli top nasıl ayırt edilir bilirim. Ama bu golfün saçma bir spor olduğu gerçeğini değiştirmez! Topa vurmaya bile arabayla giden insanlardan bahsediyoruz. Zaten tek yaptığın durduğun yerden minicik bir topa vurmak, bari o iki adımlık yolu yürü de kasların açılsın!

Doğrusunu söylemek gerekirse hoşlandığım tek spor futbol. Fakat bunun yanında arkadaş ortamlarında havam olsun diye tenisi ve bir gün zengin olduğumda balolarda küçük düşmeyeyim diye golf sporunu da yakından takip ediyorum.

Hangi golf sopasının iyi olduğunu, kaliteli bir golf topunu nasıl ayırt edebileceğini, hangi arazi şartlarında hangi vuruşların yapılması gerektiğini çok iyi bilirim. Ama bu golfün saçma sapan bir spor olduğu gerçeğini değiştirmez. Daha doğrusu golfe spor demek bile başlı başına skandal. İnsan spor yaptığında terler, bitirdikten sonra gider duş alır. Merak ediyorum acaba golf oynayanlar hangi yüzle duşa giriyor?

Topa vurmaya bile arabayla giden insanlardan bahsediyoruz. Zaten tek yaptığın durduğun yerden minicik bir topa vurmak, bari o iki adımlık yolu yürü de kasların açılsın. Ama yok, topluyor takımları, biniyor arabaya, gidiyor. Gerçekten üzücü.

WOODS’A MUTLULUK GETİRMEDİ

Spor dediğimiz şey insanları kötü alışkanlıklardan korur. Oysa bugüne kadar golf oynadığı için tertemiz hayat süren herhangi bir golfçüye rastlanmamıştır. Bilakis dünyanın en çok kazanan sporcusu, golfün 1 numarası Tiger Woods eşini defalarca aldattıktan sonra boşandı.

Görünen o ki golf Woods’un ailesine mutluluk getirmedi. Öte yandan her ay en az iki deplasmana giden, maçta 90 dakika ter döken, antrenmandan antrenmana koşan bir futbolcunun eşini aldatması mümkün değildir. Spor dediğin böyle olur.

Tenis golfe nazaran daha adamakıllı bir spor. Londra’da bulunduğum dönemde Wimbledon’da Federer-İstomin ve Sharapova-Lisicki maçlarını seyrettim. Federer’i 10 metre mesafeden görme imkanım oldu. Şunu söyleyeyim, asla televizyonda göründüğü gibi değil. “Peki nasıl?” dediğinizi duyar gibiyim. Buna verilecek bir cevabım yok, sadece onu yakından görmüş olduğum bilinsin istedim.

Öncelikle ben tenis seyircisi kadar ikiyüzlü, içten pazarlıklı bir seyirci türü görmedim. Maçın favorisi çok net belliyse seyirci favori olmayan oyuncuyu tutar gibi yapıyor. Desteklemeler, “Haydi oğlum, yürü, yenersin sen bunu” tarzında gayretlendirmeler, en basit sayıda bile alkışlamalar... Fakat bir süre sonra maçın favorisi sazı eline aldığında bu sefer “Abi Federer çok iyi ya, vuruşuna kurban, duruşu yeter be abi” tadında yağdanlıklar... Bunlara gerçekten hiç gerek yok.

Sonunda Federer çok kolay olmasa da maçı kazanmayı bildi. Maçın sonunda her zaman yaptığı gibi bilek bandını tribüne fırlattı. Bilek bandı bana denk geldi ama terli olduğu için derhal gerisin geriye korta fırlattım. Bunu beklemiyordu.

Ardından Sharapova-Lisicki maçını seyretmeye başladık. Ama daha çok Maria Sharapova’yı seyrettiğimi itiraf etmeliyim. İnsan gözlerini alamıyor.

Sharapova güzel olduğu kadar küstah da bir kadın. Kendine göre ritüelleri var. İnsanı tenisten soğutacak kadar uzun süren ritüeller... Topa vurmadan önce arkaya doğru birkaç adım atıyor, raketin tellerini düzeltiyor, rakibe ordu kumandanı edalarıyla bakışlar attıktan sonra bir zahmet topu fırlatıyor. Gören atomu parçalayacağını falan düşünür ama aslında tek yaptığı topu çaprazdaki kutuya göndermek... İnsanın ömründen ömür çalıyor.

EGOSU DAHA DA ŞİŞMESİN

İnanın seyirci bile tırsıyor ondan. Aman Maria konsantresini kaybetmesin, aman Maria bir hata yaparsa bizden bilmesin... Normalde diğer maçlarda laf atan, bağıran, konuşan seyirci Sharapova servis kullanırken çıt çıkarmıyor. Hepimiz çocuğunu LYS’ye getirmiş anne titizliğindeyiz. Aman yavrumuz bir hata yapmasın, hadi bir hata yaptı ikincisini yapmasın, yoksa double fault olur puanı gider diye istim üstündeyiz.

Öte yanda Lisicki, tam bir Anadolu kadını gibi... Tıknaz, balık etli, ritüeli falan yok, Allah ne verdiyse vuruyor. Lisicki’ye acıdım. Maria Sharapova’nın rakibi olmak gerçekten zor. Maçı kaybedersen “Olsun, hiç olmazsa ben ondan daha güzelim” diyemezsin. Çünkü değilsin! Çünkü dünyadaki hiçbir tenisçi ve pek az insan Sharapova’dan daha güzel.

Maç sonunda Sharapova kazanan taraftı, bizlere el salladı ama ben ona doğru bakmadım. Güzel bir kızın egosunu daha da şişirmek istemedim. Bana yakışan da buydu.

https://twitter.com/beyinsiz_adam