'Bir þeyin þeyinin þeyi, o þeydir!
Bir nurun, nurunun, nuru, o nurdur!'
Parça ve bütün arasýndaki o zorlu- zorunlu gerilimi þu kýsacýk sözle açýklayýveren bir manevi Sultan'dan bahsetmek istiyoruz bugün sizlere... Fatih Sultan Mehmet Han'ýn son türbedarý, türbedarlarýn piri Týrnova'lý Ahmet Amiþ Efendi.... Doðumlarý 1807 yýlýna isabet ediyor. Sýrlandýðýndaysa 1920'ymiþ sene. Osmanlý'nýn 1800'lü yýllarýný, Rumeli'yi, Payitaht Ýstanbul'unu, meþrutiyetleri, uzun harp günlerini, her seferinde daralma ve göç, yoksulluk ve iltica anlamýndaki zorunlu nüfus akýmlarýný görmüþ yaþamýþ bir büyük tanýk olarak, Ahmet Amiþ Efendi...
'19. ve 20. yüzyýllarýn en parlak ilim ve irfan yýldýzlarýndan olan Ahmet Amiþ Sultan, önceleri doðup büyüdüðü Tuna boylarýnda tahsilini tamamladýktan ve her kademede imamlýk, muallimlik ve müderrislik yaptýktan sonra Ýslambol'a gelerek, Fatih Sultan Mehmet Han'ýn türbesinde türbedar olmuþtur.' Halvetiye-Þabaniye yolunun mürþid-i kâmillerindendir... Yetiþtirdiði pek çok âlim, sanatkâr, sohbetlerinden irþad olan nice devlet adamý var. Hayatý; tanýklarýnýn ve sevenlerinin hatýralarý eþliðinde, yazar ve yayýmcý Mustafa Özdamar beyefendi tarafýndan kitaplaþtýrýlmýþ.
Kitabý okurken 'göçtü kervan kaldýk daðlar baþýnda' diyor insan. Yüzyýl önceki haritalarýmýz, atlaslarýmýz nasýldý, ya þimdi o eski haritalar bize nasýl da çarçabuk yabancý oldular... Sadece toprak kaybetmek ve ülke sýnýrlarýnýn darlamasý olarak küçülmek ve kýsýlmak anlamýnda deðil geçirdiðimiz son yüzyýl. Son yüzyýlýn en büyük kaybýný aslýnda dilimiz ve zihnimiz yaþadý. Hatta buna kayýp demek bile az, sanki yokluða mahkûm edilmek gibi bir þeydir bizim zavallý halimiz... Çünkü dil, varoluþla ilgili en temel zemindir ve bizim mahkûm olduðumuz þeyse, kaybetmekten çok belki intihara yakýn bir þey...
Mimaride restorasyon gibi kurtarma veya hafýzayý canlandýrma imkânlarý vardýr mesela. Ama ya söz? Kaybolan bir harf bir kelimeyi yok eder, giden bir kelime havaya uçan bir cümle demektir, bir cümle düþerse bir kitaptýr yaralanan, yaralý bir kitapsa bir kütüphanenin çöküþünü getirir... Kütüphanelerin yasaklanmasý, zincire vurulup daðýtýlmasý, yakýlmasý, yaðmalanmasýysa, o milletin medeni anlamda ölümüdür...
Mustafa Özdamar Bey, Amiþ Efendi'nin Fatih Sultan Mehmet Han Haziresindeki kabir taþýndaki yazýyý almýþ ilk sahifelerine: 'Hamil-i emanat-ý Sübhaniye, Cami-i makamat-ý insaniye...' diye baþlayýp, 15 beyitlik bir tanýtým nidasý bu. Aradan 100 yýl geçtikten sonra, bizlerin kýsmen, evlatlarýmýzýn ise neredeyse hiç anlayamayacaðý bir define saklý sanki bu hitaplarda...
''Kaldýrýn sýrtýma garibi' baþlýklý açýlýþ bölümünde, herkesin iterek dýþlayarak kovaladýðý bir sarhoþu, ufak tefek cüssesine aldýrmadan sýrtlayýp, evine kadar götürmesi hikâyesi anlatýlýyor kitapta. Ve kitap daha ilk sayfalarýyla açýlýyor, sizinle konuþmaya baþlýyor sanki. Amiþ Efendi'nin ufak tefek olduðu için, 'amcacýk' hitabýnýn yerel þiveyle söyleniþ þekli olan Amiþ, aslýnda yanýltýcý bir isimmiþ çünkü Amiþ Efendi, göründüðünün aksine devasa bir manevi cüsseye sahip bir Allah dostuymuþ. Garip bir dul hanýmýn oðlu olan bu sarhoþ genç, ayýldýðýnda çok mahcup olmuþ, hoca efendinin elini öpüp af dilemiþ... Allah dostlarýnýn manevi kementleri olur diye okumuþtum, bu olayýn anlatýldýðý sayfalarda, o gönül kemendinin rüzgârýný hissettim... Öyle zannederim ki; türbedarlýk bir bakýma bekçilik, manevi mirasýn koruyuculuðu veya zamana mukayyet olmak gibi anlamlarý da barýndýrýyor...
Amiþ Efendi'nin terbiye reçetelerinden: 'Cümle mahlûkatý kendinizden mukaddem ihvan bilmedikçe, þeyhe muhtaçsýnýz''... Bir terbiyeye, yol yordam bilmeye, yol göstericiye, izini takip edeceðiniz bir öncüye muhtaçsýnýz demesi ne kadar manidar. Hele ki günümüzde, iklim dengesini altüst etmiþ, atmosferde devasa delikler açmýþ, aðaçlarý, ormanlarý mahvetmiþ, topraðýn sunduðu nice nimetleri hunharca harcamýþ günümüz insanlýðý için ne kadar deðerli bir ikaz...
Ve alçakgönüllülüðe davet; ''taþ taþ olmuþ, yere yatmýþ... Onun kaderinde basýlmak var. Ama sen sen ol! Yolda bir taþ gördüðün zaman, sakýn onu ayaðýnla itme! Elinle kaldýr, bir kenara býrak...'
Yoksuluz ve üþüyoruz dedim kitabý okurken...
Okuma Önerisi: Ahmet Amiþ Efendi, Mustafa Özdamar, Kýrk Kandil Yayýnlarý...