Yaþadýðýmýz günlerin en güzel yaný sahtelikleri ortaya çýkarmasý. Sahte hoþgörü mesajlarý, sahte kardeþlik gösterileri, sahte gülüþler... Výcýk výcýk bir ortam vardý. Kuzu postuna bürünmüþ kurtlar hakkýnda konuþmak kimin haddineydi? ‘Haddi aþanlar’ da bir þekilde susturuluyordu.
Kavganýn kýzýþmasýyla maskeler çýktý, herkes gerçek yüzüyle ortada. Tabiî ki, ‘denge adamý’ denilen ama halkýmýzýn burada yazamayacaðým müthiþ sýfatlandýrmalarýna mazhar olan, her zaman güçlünün yanýnda yer alan adamcýklar mevzumuz dýþý. Onlarýn gerçek yüzünü herhalde bir tek ebeleri hatýrlýyordur, ilk yýkayan olarak!
Ýstihbarat raporlarýnda Fethullah Gülen Terör Örgütü’nün yayýn organlarýndan biri olarak nitelendirilen Zaman Gazetesi’nde 25 Aðustos tarihli yazýsýnda Mümtaz’er Türköne, Yeni Þafak Gazetesi Genel Yayýn Yönetmeni Ýbrahim Karagül’ün halký birbirine düþürmeye çalýþan Batýcý aydýncýklara karþý alýnmasý gereken tedbirleri yazdýðý makalesine çok sinirlenmiþ ve Karagül üzerinden Müslüman Anadolu halkýný tehdit etmiþ. Bir terör örgütünün yayýn organýnda yazmanýn verdiði güvenle, “Bana çizmelerimi giydirmeyin” diyor; bak sen þuna!.. Yazýdan önce dilaltý hapýný almamýþ olacak ki kan basýncýyla birlikte özgüveni de fýrlamýþ olarak, mukaddes Ýslâm þeriatýný karikatürize eder bir üslûbla, “Önce çýplak vaziyette katrana batýrýlacak, sonra elleri arkadan baðlý eþeðe ters bindirilip memleketin orta yerinde teþhir edilecekler. Adaletin terazisini tersine çeviren zorbalar ise ayak parmaklarýnýn üzerinde yükseltilip, dükkânlarýnýn kapýsýna kulaklarýndan çivilenecek” diyerek gözdaðý vermiþ!
Ne güzel, bir zamanlarýn “sevgi pýtýrcýðý” maskeli gazetesinde, ABD-Ýsrail Türkiye’de darbe yapmayý becerip iktidarý bunlara teslim ederse Müslümanlara neler yapacaklarýný açýk açýk yazýyorlar. Açýkçasý Mümtaz’er ve örgütünden kendi vatanlarýndaki elektrikli sandalye ve zehirli iðne yöntemlerini kullanmalarýný beklerdim!..
Terör örgütüne güvenerek etrafa tehditler savuran yazarý kulübesinde býrakýp, kendi ifadesiyle sýrtýný terör örgütüne dayayan bir partinin eþ baþkanýnýn sözlerine bakalým. Kemal Gümüþ arkadaþýmýzýn haberine göre HDP Eþ Baþkaný Figen Yüksekdað, AK Parti binasýna canlý bomba olarak eylem düzenleyip ölen MLKP örgütü mensubu Yasemin Çiftçi’yi anma toplantýsýnda, ‘halklarýn kardeþliði’ maskesini kenara býrakýp þunlarý söylemiþ: “Devrimci hareketin komünist evlatlarý olarak bizler asla yenilgiyi kabul etmedik. Bu memlekette devrimci yürüyüþümüz içinde çok kazandýk çok kaybettik. Çok yendik çok yenildik, çok can aldýk, çok can verdik... Yaseminler varsa ve Yaseminleþecek olan genç yoldaþlarýmýz ve kardeþlerimiz varsa, bu dava asla ve asla yenilmeyecektir. Yasemin yoldaþýn izinden yürümeye devam edeceðiz.”
Yasemin yoldaþ ne yapmýþ: Beline bombayý baðlayýp bir siyasî partinin binasýnda kendini patlatmýþ. Figen yoldaþ kim: Bir siyasî partinin eþ genel baþkaný. Peki Figen yoldaþ kimin izinden gidilmesi gerektiðini söylüyor: Yasemin yoldaþýn. Tekrar soruyorum, Yasemin yoldaþ ne yapmýþ: Beline bombayý baðlayýp bir siyasî partinin binasýnda kendini patlatmýþ. Buradan HDP’li yetkililere sesleniyorum: Figen yoldaþa dikkat edin, Allah muhafaza bir anda cezbeye gelip “Burasý da nihayetinde bir siyasî parti merkezi deðil mi” diyerek... Sonunu yazmak bile istemiyorum, içim ürperiyor!
Bunlarý, ne þakirt Mümtaz’er’e ne de yoldaþ Figen’e kýzdýðým için yazdým. Severim mert düþmaný. Asýrlarýn getirdiði tecrübeyle atalarýmýz, “Namert dostun olacaðýna mert düþmanýn olsun” demiþ. 14 yaþýnda hapse girmiþ, 15 yaþýnda idam cezasý almýþ, mahkeme sonrasý koðuþa götürülürken kolundaki subayýn “Seni burada asacaðýz” diyerek gösterdiði cezaevi avlusundaki daraðacýný görmüþ biri olarak; “Hoþgörü”, “Birlikte yaþamak”, “Halklarýn kardeþliði”, “Barýþ”, “Özgürlük”, “Demokrasi” gibi maskeler çýktýðýnda insancýklarýn yalýn halini göstermek istedim. Kime? Maskelilere inanýp, “Efendim oyun içinde kalalým, çizgilere dikkat edelim” diyen dostlara. Düþmanýn þakasý yok, hazýrlýðý var. Bizler ise, ama öyle ama þöyle elimizden gidecek dünyevî þeylerden bir saniye daha tatmak için baðlý olduðumuz zincirleri kýramýyoruz. Kýrmaya çalýþanlara da, sûret-i hakdan görünüp engel oluyoruz. Ümmeti düþünmüyorsak kendi evlatlarýmýz için engel olmayalým, korkmayalým, tedbirimizi alalým.
Abdülaziz Bekkîne Hazretleri’nin sözüyle yazýmý noktalýyorum: “Biz sadece Allah’tan baþkasýndan korkmaktan korkarýz!”