Haftasonunun yarýsýný Ankara’da, diðer yarýsýný Ýstanbul’da geçirdim. Ankara’da Tunalý’da, Tunus, Akay ve Kýzýlay’da gece yarýsý, Ýstanbul’da Taksim’de, Etiler civarýnda gündüz vakti eylemleri ve protestolarý izledim.
Neler gördüm.
Abartanlarý, köpürtenleri, üç gün boyunca özellikle sosyal medya üzerinden servis edilen utanç verici yalanlarý ve bunlarý arsýzca çoðaltan kimi sanatçý, gazeteci, akademisyen, siyasetçi ve sözüm ona kanaat önderlerini, toplumsal olaylar karþýsýnda tedbir almayý gaz sýkmaktan ibaret gören güvenlikçi anlayýþý ve elbette bunun perde arkasýndaki hesaplaþmayý.
Ayrýca bu hesaplaþmayý bir türlü okuyamayan ve gördüðü her dolmuþa binen, olup biteni sahiden þehir ve aðaç hassasiyeti zanneden, kafasýný kaldýrýp bölgede ve dünyada ne oluyor ki baþýmýza bunlar geliyor sorusunu aklýna getiremeyen þaþkýnlarý.
Dahasý...
Banka reklamlarýndan milyon dolarlar götürüp insanlarý çatýþmaya davet eden (sýkýþýnca da ne olur þiddeti durdurun diye kývýran) sanatçýlarý, etek tüccarý þovmenleri, iki gece önce yazdýklarýnýn bile arkasýnda duramayýp silmeye çalýþan 28 Þubat artýðý ve uzantýsý gazetecileri, sokakta azýcýk hareket görünce eski günlerini hatýrlayýp panzerlerin üstünde þov yapanlarý, dün olduðu gibi bugün de ajan kere ajan olan, dün dava arkadaþlarýný satan, bugün intikam çýðlýðý atan provakatörleri, mahalllesinde yüz bulamadýðý için bilge adam pozlarýyla din, iman tasavvuf, sanat ve estetik adýna ne varsa salyangoz ambalajýna sarmaya heveslenen adam müsveddelerini, fýrsat bu fýrsattýr deyip iktidarla her türlü hesaplaþmasýný sahneye koyanlarý, ‘kriz yönetiminde sorun var’ diye feryat figan baðýrýp sokak yaðmacýlarýný korumaya çalýþanlarý, Ýstanbul’un yeþili, aðacý, tabiatý merkez medyanýn iplerini elinde tutan patronlar eliyle dilim dilim doðranýrken, gýk bile demeyen iki yüzlüleri.
27 Mayýs’ýn emzirip büyüttüðü Baas çocuklarýný, onlara Þam’daki katilin yolladýðý destek mesajlarýný, bunlarý meydanlara yazýp utanmadan sergileyenleri, yaðma üzerinden siyaset devþirip pabuç pahalý gelince kaçanlarý...
***
Bir de...
Penceresinden olup biteni seyreden, ellerini kaldýrýp Alemlerin Rabbi’nden kendisi için sabýr, sokaktaki öfke için sükunet ve bu öfkeyi kullananlar için hidayet dileyen sessiz milyonlarý...
Birinci perdede sokaklarý yangýn yerine çevirip, bir sonraki aþamada bu ülkenin asýl sahiplerini ateþin içine çekmeye çalýþanlar!
Çok þey biliyorsunuz. Sokaklarý yakýp yýktýrmayý, aðaçlarýn ardýna sýðýnýp garip gurabanýn dükkanýný, sokaðýný ve caddesini yaðmalatmayý, bunlar üzerinden iktidarlarý köþeye sýkýþtýrmayý ve daha nice pisliði gerçekten iyi biliyorsunuz.
Ama bilmediðiniz tek þey, yeryüzünün gerçek varislerinin bu meydaný size býrakmayacaðý.
Onlarýn arkasýnda kirli hesaplar, karanlýk eller, ajanlar, provakatörler, yaný baþýmýzda yüzbinlerce mazlumu katledip milyonlarcasýný göç ettirenler ve onlarýn aða babalarý yok.
Onlarýn kalplerine bahþedilen sekinete, yüzlerini çevirdikleri kýbleye, yakarýþlarýna ve dualarýna çarpýp döner sizin hesaplarýnýz.
Bilemezsiniz, anlayamazsýnýz, göremezsiniz, duyamazsýnýz, hissedemezsiniz.
Kervan yürür, hepsi bu.