Görevden alma deðil, siyasi içtihat

Cumhurbaþkaný ile Baþbakan arasýnda kazan kaynatanlar ciddi bir imkaný heba etmekle meþgul... Mevcut normatif sistemin hem görev ve yetki verip hem de sorumsuz kýldýðý Cumhurbaþkanlýðý makamýnýn ivedilikle vuzuha kavuþmasý olmalýdýr esas derdimiz. Zira bu eklektik yapýsýyla kalbura dönmüþ anayasa, bizlere sistemin týkandýðýný haykýrýyor.

Mevcut anayasanýn 8. maddesi gayet açýkYürütme erkinin baþý olarak belirlenmiþ bir Cumhurbaþkanlýðý statüsü var. % 52 halk oyuyla seçilmiþ bir de Cumhurbaþkaný var... Halk oyu ile seçilmiþ Cumhurbaþkaný, Yürütmenin baþý olarak çalýþacaðý arkadaþlarýný belirlemede herhalde yetki sahibidir. Dolayýsýyla mevcut sistem çerçevesinde Baþbakan da diðer bakanlar gibi, Cumhurbaþkanýnýn çalýþma dinamiklerine, içerik ve þartlarýna göre uyum içinde, ahenkli bir biçimde çalýþacaktýr. Bu bir öðreti veya temenni de deðil. Anayasal zemin bunu koyuyor ortaya...

Baþbakanýn görev teslimi sýrasýnda yaptýðý konuþma gayet açýk. Cumhurbaþkanýna bir dava arkadaþý, partisine dava olarak baktýðýný vurguladý. “Bu bir pipo deðildir” mantýðýyla arkada bir rahatsýzlýðý aramak, patoloji araþtýrmaksa, boþuna vakit kaybýdýr. Üzüntü veya hüzün olmaz mý elbette olur. Her vazifenin sonunda teslim günü duygusal anlar yaþanýr. Þairin dediði gibidir; “ayrýlýk da sevdaya dahil”.

Ne ki; her iki tarafýn muhibbaný gibi gözüken kesimler buradan bir fýrtýna aparmaya kalkýyorlar. Hem pelikan bildirisi adý altýnda çýkartýlan tezvirat, hem de parti tabanýný cehaletle küçümseyen söylem, ayýplý iþ yapmýþtýr.

Bu devir teslimi, Türk siyasetinde önemli bir içtihat olarak, mühim bir dönemeç olarak görmek gerekiyor. Bu uygulamayla sistemin iþleyiþine dair ciddi bir pratik ortaya konmuþtur. Meclis’te pek çok bakan, kabine üyesi deðiþik zamanlarda deðiþimler yaþamýþtýr. Devletin iþleyiþi söz konusu olduðunda makamlar mevkiler kimseye baki deðildir. Kaldý ki yürütmenin baþý olarak Cumhurbaþkaný, Sayýn Ahmet Davutoðlu’na yeni bir görevlendirme de teklif edebilir. Bunlar hepsi yönetim ihtimalleri ve siyasi içtihatlar baðlamýndadýr. 

Bu siyasi oyunun kurucusu, hoþumuza gitse de gitmese de halk oyu ile seçilmiþ Cumhurbaþkanýdýr. Durduk yerde, “kan dökülmesinden” bahseden muhalefet lideriyse, hariçten gazel okumaktadýr. Niçin kan dökülecektir? Halk seçti diye mi, yoksa Anayasada kendisine tevdi edilmiþ yetkiyi kullandýðý için mi... Boþ gezenin boþ kalfasý misali, muhalefet lideri öncelikle yapmasý gerekene odaklanacaðý yerde, müsamere tiratlarý atmakla meþgul... Asýl sorun, sistemin nasýl denetleneceði iken, yetkilerin sorumluluk çerçevesi belirlenmeliyken, boþ iþlerle uðraþýyor Kýlýçdaroðlu...  

***

Gündeme “Pelikan Bildirisi” olarak düþen dedikodu manifestosu için “darbe” diyenler oldu, “andýç” diyenler oldu. Bir takým heveskar tetikçilerin kaleme aldýðý aþikar. “Baþbakaný biz gönderdik” gönenciyle medyada takýrdayanlara bakýldýðýnda, pazarlamasý içeriðinden daha güçlü de denebilir. Allahtan, Ömer Çelik’ten gereken cevabý aldýlar. Yukarýlarýn talimatýyla iþ yapýyoruz havasý boþa çýktý. “Bir pelikan bazen sadece kuþtur”...  Daha düne kadar “genç subaylar rahatsýz”ý konuþuyorduk. Ondan evvel de yeniçeriler vardý. Her dönemin kendine göre “rahatsýz”larý olmuþtur. “Hoþafýn yaðý hadisesi”. Yað çýkaracaðýz derken, siyasi içtihadýn itibarýný sarstýklarýnýn farkýndalar mý?