7 yýl boyunca Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý görevini yürüten ve geçen hafta görevinden istifa eden Prof. Dr. Mehmet Görmez'i baþkan yardýmcýlýðý görevindeyken tanýdým ilk olarak.
2006 yýlýydý ve Hükümetin Alevi açýlýmýyla eþ zamanlý olarak Diyanet de görev alanýna yoðunlaþmýþtý. Alevilerin kendilerini ve yaþadýklarý sorunlarý anlatýp taleplerde bulunduklarý çalýþtaylar yapýldý, Alevi Klasikleri yayýnlandý, Alevilerle ilgili iftira niteliðindeki yanlýþ algýlarý düzeltmeye yönelik hutbeler camilerde okutuldu.
Lakin gecikildiði kesindi. Meselenin tarihsel ve sosyolojik boyutlarý olsa da iþ çoktan katý ideolojik bir alana kaymýþtý ve Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý adýna bu alandaki eleþtirilere göðüs germek ve çözümü geciktirilmiþ sorunlarý aþmaya çalýþmak kolay deðildi.
Böyle bir evrede, o dönem çalýþtýðým Yeni Þafak gazetesi için bir röportaj yaptýk kendisiyle. Meseleye yaklaþýmý hakkaniyetli ama ne camii ile cemevinin kýyaslanmasýna, ne birbirlerinin muadili gibi gösterilmesine rýza gösteriyordu.
Baþkan olarak görev yaptýðý yedi yýl boyunca, mezkur deðiþim çabalarý nedeniyle her Baþkan'ýn maruz kaldýðýndan belki biraz daha fazla eleþtiriye maruz kaldý Görmez Hoca.
Malum Diyanet, 81 ilin en ücra köþeleri de dahil olmak ülkenin her noktasýna din hizmeti götüren bir devlet kurumu. Doðumdan ölüme insan hayatýnýn her evresine eþlik etmesi, 90 bine yaklaþan camisi ve o ölçüdeki kadrosuyla toplumun geniþ bir kesimine her cuma ve aslýnda günde beþ vakit ulaþabiliyor olmasý da cabasý.
Hem bu yaygýnlýðýn ve sýcak temasýn taþýdýðý potansiyel, hem laikliðin ve dini eðitiminin sýk sýk rejim krizine dönüþtürüldüðü bir ülkede din hizmetlerinin bundan azade olmamasý, hem de kurumun hayli iri yapýsý içinde kimi iþlerin yanlýþ gitme ihtimali Baþkaný ve kurumu doðal olarak eleþtirinin hedefi kýlar. Ki bunlarýn ötesinde Görmez'in þahsýný hedef alan sistematik saldýrýlar da oldu.
Yine de her insaný demoralize edecek, çalýþma istek ve cesaretini boðacak türden saldýrýlara raðmen önemli açýlýmlar yapýlabildi Diyanet'te. Camileri kadýnlara ve çocuklara açma, din görevlilerinin niteliðini ve saygýnlýðýný artýrma, bölgenin-ümmetin yaþadýðý güncel sorunlara karþý Türkiyeli Müslümanlarýn daha duyarlý ve dikkatli olmasýný saðlama çabalarý hakikaten takdire þayandý.
Keza, Ortadoðu adým adým yükseltilen bir mezhep savaþýna sahne olurken siyasi iktidarla birlikte Diyanet Ýþleri Baþkanlýðý da itidalini korudu. Böylece, Ýslam’ý mezheplerin üzerinde ve tasavvufi geleneði canlý tutan bir dini anlayýþ sayesinde Türkiye, hem cehennemi ateþin dýþýnda kalmayý baþardý, hem ateþi söndürmek için çaba harcadý.
Lakin Türkiye'yi sincice iþgal etmek için dini kullanan ve insanlarýn imanýna tasallut eden FETÖ'ye karþý bu kadar gecikilmiþ olmasý Görmez Hoca'nýn sorumluluk süresi de dahil olmak üzere Diyanet'in geçmiþ 40 yýlýnýn en büyük günahýdýr. Bu konuda kapsamlý bir eseri, Basra harap olduktan sonra -daha geçen ay- yayýnlayan Diyanet'in mahcubiyetini dile getiren de yine kendisi oldu nitekim.
Öte yandan Hoca'nýn ismi etrafýnda, kul hakkýnýn her hakkýn üstünde olduðunu unutmanýn gafleti ve hesap görmenin þehvetiyle lüzumsuz ve verimsiz bir polemik yürütülmekte.
Ben orada deðilim. Ýnsanlar yorulur, yýpranýr, bazen usanýr ve kan tazelemek herkese iyi gelebilir. O yüzden ben, Hoca'ya þahitliðimi ifada etmek dýþýnda, kendisinin Türkiye'ye çok önemli baþka hizmetler de sunabileceðini özellikle hatýrlatmak istiyorum.
Kendisi de affýný isterken "ilmi hayata dönerek bu alanda milletimize, dinimize ve Ýslam âlemine hizmet etmenin daha isabetli olacaðýný düþündüðümden..." diyor zaten.
Madem Hoca da buna talip; Uluslararasý Ýstanbul Ýslam Üniversitesi için daha fazla zaman kaybedilmesin artýk. Türkçe, Ýngilizce ve Arapça eðitim verecek, dünyanýn her yerinden öðrencilerin ve hocalarýn kabul edileceði bir ilahiyat üniversitesi sadece Türkiye için prestij olmayacak, bölgemiz ve dünya için de maliyeti insan olan bir büyük boþluðu dolduracaktýr.