Yedinci haftada Galatasaray iyi baþladýðý maçta 3 farkla öne geçmesine raðmen, deðiþiklikler sonrasýnda ortaya koyduðu futbolla 2 puandan oldu. Fenerbahçe ise kötü baþladýðý maçta, 0-0 biten ilk yarýnýn ardýndan, deðiþiklikler sonrasýnda (ilk yarýya nispeten) ortaya koyduðu iyi futbolla 3 puaný kazandý. Fenerbahçe, geçen sezona göre daha zayýf, daha keyifsiz futbol oynuyor. Buna alýþmak lazým. Mourinho'nun takýmlarý hep böyleydi. Ama Mourinho her defasýnda kötü futbola raðmen kupa hedefine hep ulaþtý. Neden bu sezon da aynýsý olmasýn?
Galatasaray ve Fenerbahçe maçlarýný hakem hatalarý üzerinden de okumak lazým. Galatasaray maçýnda VAR'ýn dakikalarca çözüm aramasý, Fenerbahçe maçýnda ise VAR'ýn çözüm bulamayýnca sýrra kadem basmasýna þahit olduk. Mourinho'yu çýldýrtan ofsayt tartýþmasý, VAR çizgisi ile izah edilemez. O pozisyondan sonra çekilen ofsayt çizgisinde, topa son temas anýna iliþkin büyük bir sýkýntý var. Diðer pozisyonlarý söylemiyorum bile. Ancak söz konusu pozisyon gerçekten vahim. Ýnsanýn aklý almýyor. Gözümüzle gördüðümüz ofsayt olmayan bir pozisyonun teknoloji kullanýlarak ofsayt olduðuna inandýrma, ikna etme gayretindeler.
NEYE GÜVENÝYORSUNUZ?
Bu konuda bir sözüm de As Baþkan Acun Ilýcalý'ya. Maçta yaþanan, Mourinho tarafýndan dünyanýn ilgisini çekecek ölçüde protesto edilen, doðal olarak da Fenerbahçe taraftarlarýný çýldýrtan bariz hakem hatalarýndan sonra "Biz Federasyona güveniyoruz" açýklamanýz tam bir trajedi. Tamam her gün Federasyona gidiyorsunuz. Kurullara hakimsiniz. Yönetici Hakan Safi, mesaisinin tamamýný Federasyonda geçiriyor. Caddenin çocuðu olduðunu söyleyen TFF Baþkan Vekili Fuat Göktaþ her daim emrinizde. Özetle Fenerbahçe tarihinde federasyonla en yakýn dönemini yaþýyor ama maçtaki hakem hatalarýnýn da izahý yok.
Komik olmayýn.
Býrakýn Fenerbahçe camiasýna survivor çevirmeyi. Federasyonu sývayarak, yaþanan hakem hatalarýný normalleþtirerek bir yere varamaz, Ali Koç'un kýrmaya yakýn olduðunu söylediði cam tavaný kýramazsýnýz.
KURBAN ARAMA, AYNAYA BAK
Geçtiðimiz Cuma günü Fenerbahçe'de dernekler toplantýsý yapýldý. Kulüp, kendi belirlediði kriterlere sahip dernekleri akredite etti. Bu kriterleri taþýmayan derneklere baþta bilet olmak üzere su bile yok. Toplantý sýrasýnda Ali Koç, dernek baþkanlarýnýn sorularýný cevaplandýrdý. Bazý dernekler ile de özel görüþmeler yaptý. Þimdi yazacaklarýmý dört dernek baþkanýna doðrulattým. Dört baþkan da onlara sorduðum konuyu ayný kelimelerle olmasa da birbirine yakýn þekilde doðruladýlar. Ali Koç, toplantýda, genel kurulda Aziz Yýldýrým ile yaþadýðý kucaklaþma ve sonrasýndaki sýcak görüntüler kendisine sorulduðunda; Aziz Yýldýrým'ý samimi bulmadýðýný, kulüp içi muhalefetin sürdüðünü, tribünlerdeki istifa seslerinin arkasýnda da Aziz Yýldýrým'ýn olduðunu söylemiþ.
Aziz Yýldýrým'ý çok iyi tanýdýðýmý düþünüyorum.
Aziz Yýldýrým'ýn samimiyetini asla sorgulayamazsýnýz.
Aziz Yýldýrým ne ise odur. Kalbinden geçeni söyler ve yapar.
Asla rol yapmaz.
Bu itibarla Ali Koç'un sözlerinin bir karþýlýðý bende yok.
Tam bir paranoya hali. Taraftar haklý olarak isyanda. Çünkü baþarýsýzlýðý görüyor, ýþýk göremiyor ve mutlu deðiller. Siz ise memnuniyetsizliðini ifade eden herkesi Aziz Yýldýrým manipüle ediyor diye etiketliyorsunuz.
Sizi protesto edenler size göre ya FETÖ'cü, ya Norveçli ya da bot hesaplar.
Muhalefet edenler içinde dýþ güçler ve para karþýlýðý muhalefet yapanlar de var size göre. Oysaki size ve þakþakçýlarýnýza göre siz mükemmelsiniz.
Her þeyi doðru yapýyorsunuz. Sizi kim niye þikayet etsin ki?
Ali Koç ve çevresinin her türlü baþarýsýzlýða, yaþanan yüzlerce yanlýþa raðmen iktidarýný sürdürmesi lazým. Bu yüzden baþarýsýzlýklarý, yanlýþlarý üzerine ihale edecekleri bir düþmana ihtiyaçlarý var.
Aziz Yýldýrým, dostluk adýmlarýný atýp, savaþ baltalarýný gömünce ellerinde suçlayacak düþman kalmadý.
Ne yapacaklar?
Tabii ki eski düþmaný sahneye sürecekler.
Ali Koç'un durumu biraz daha farklý. Onun içine Aziz Yýldýrým kaçmýþ. Çevresinde olan biten ister olumlu, ister olumsuz olsun her þeyden þüphe duyuyor. Dedikodu çarklarý sürekli dönüyor. Ali Koç'un yakýn çevresinde var olabilen karakterler bu temasý kaybetmemek için Ali Koç'un kulaðýna masallar üflüyorlar. O da ya inanýyor ya da inanmak istiyor. Çünkü elinde bir baþarý hikayesi yok. Birini, birilerini suçlamak zorunda. Baþarýsýzlýklarýný birilerine ihale etmek zorunda. Olaðan þüpheli, herkesin yiyeceðini düþündüðü kiþi ise Aziz Yýldýrým. Ancak Ali Koç, yanýlýyor. Birincisi Aziz Yýldýrým mert adamdýr, arkadan vurmaz. Fenerbahçe'nin elden gittiðini gördüðü için kazanamayacaðý bir seçime girdi. Gerekli uyarýyý yaptý. Bundan fazlasýný yapmaz. Ýkincisi ise bu defa iklim çok farklý. Ali Koç'un, Aziz Yýldýrým'ý bu þekilde suçlamasýna kimse inanmaz. Kaldý ki bir an için böyle bir þey gerçek olsa bile bu saatten sonra Ali Koç'a karþý muhalefet ateþini yakan kiþi Fenerbahçe camiasýnda kahraman olur.
Benden söylemesi.
Ali Koç'a bir tavsiye.
Aziz Yýldýrým ile zar zor oluþan barýþ ortamýný bozma. Dedikoduya itibar etme. Yakýn çevrendeki menfaatçilere kulaklarýný týka. Barýþýn bozulmasý halinde bunun altýndan kalkamazsýnýz.
Ýktidar derdini bir kenara býrakýn. Yedi sezondur Fenerbahçe'nin bozulan sportif performansýna odaklanýn. Sizi (varsa, bana göre yok) muhalefetin söylemleri, eylemleri deðil, baþarýsýzlýklarýnýz götürecek. Unutmayýn...