Göz yanılması olan sonuçlar!

Haftanın özetini anlatan cümle şudur: Beşiktaş 4 atıp kazanırken çok iyi değildi... F.Bahçe 1-0 yenilirken çok kötü değildi. G.Saray uzatmanın da uzatmasında kazanırken, çok kötüydü.

Beşiktaş’ın rakibi Alanya, Süper Lig’de henüz ilk maçına çıkıyordu ve tarihinde ilk kez 3 büyüklerden biriyle resmi maç oynuyordu. Acemi ve heyecanlıydılar. Akdeniz ekibi; rakibini durdurmak, oyununu bozmak adına sertliğe ya da pisliğe başvurmadı. Çok açılmadı ama çok da kapanmadı. Yoğun pres uygulamadığı için, Beşiktaş’a rahat hareket etme alanları bıraktı. Dolayısıyla sıkıntılı bir rakip değildi. Beşiktaş buna rağmen, ilk yarıda pozisyon ya da tehlike yaratmada sıkıntı çekti. Zaten oyunun bütününde de süper oynamadı.

F.Bahçe ise kendisine her zaman ters gelen ve sıkça takıldığı Başakşehir karşısında gene yenildi ama; direkten döndü ve gol olmaktan başka alternatifi olmayan devamı pozisyonda, kaleci Volkan Babacan’ın mucizevi kurtarışına kurban gitti. Her hattıyla yüklendi, olmadı... Sarı-lacivertliler asla kötü bir gününde değildi. Yazının başlangıcındaki ilk haftanın özet cümlesi, bu yüzden doğruydu.

Yani: Birinin dört atıp kazanmasına, öbürünün de yenilip 3 puan kaybetmesine aldanmayın. Beşiktaş çok iyi değildi... F.Bahçe çok kötü değildi... G.Saray’ı ise yazmaya bile gerek yok, çok kötüydü. Üç puanı bedavadan ve hakemin ekstra uzatmasından aldı.                                                           

***

Dick Advocaat’a erken yüklenmeler başladı. Gerçi, Grasshoppers maçında sonradan oyuna girerek attığı 2 muhteşem golle turu garanti altına alan Stoch’un, Başakşehir maçında ilk onbirde olmaması hataydı. Adam o maçta da sonradan girdiği oyunda; sıfır hatayla oynadı. Fenerbahçe’nin etkili ataklarında (Hatta şutlarında) onun imzası vardı. Form tutan bir oyuncuyu kabullenmekte zorlanırsanız, acılı sonuçlara kendinizi alıştırmalısınız.

Hiçbir hoca, takımın oyun şeklini yönetimle konuşarak belirlemez. Bu yanlışı kazara yapsa bile, açıkça deklere etmez. Advocaat’ın bu yöndeki açıklamasının, yanlış anlamadan kaynaklandığına inanıyorum. Çünkü, uluslararası piyasada yer edinmiş hiç bir hoca, bu gaflete düşmez.