Gözlerine bakýn, hipnotize olun

Oyunculukta mükemmeliyet derecesine ulaþan Sir Ben Kingsley popüler yapýmlarda bile performansýyla izleyiciyi adeta hipnotize ediyor.

 

Bir oyuncunun bakýþlarý, mimikleri, gülüþü, jestleri, bedeninin duruþu, yürüyüþü, oturup kalkmasý, hareket hýzý, konuþma þekli, ses tonu, aksaný, tepeden týrnaða tipi ne kadar deðiþebilir? Bir oyuncu bambaþka bir insana nasýl dönüþebilir? Bir oyuncu izleyiciyi canlandýrdýðý kiþi olduðuna nasýl inandýrabilir? Bu sorularýn cevabýný iki-üç filmini izleyerek verebileceðimiz þaþýrtýcý yetenekte, þövalye unvanlý, bukalemun lakaplý bir aktör var! Sadece 2015 programý bile baþdöndürücü:

Yapým hazýrlýklarý devam eden Ýncil öyküsü Mary’de (Meryem) Mesih’in peþine düþen Kral Herod’u canlandýracak...

Ibsen’in Bir Bebek Evi uyarlamasý A Doll’s House’da Doktor Rank’i oynayacak...

Brooklyn Bridge’de New York’taki ünlü Brooklyn Köprüsü’nün inþaatýný tamamlayamadan bir kaza sonucu hayatýný kaybeden mimar John Augustus Roehling’i rolünü üstlenecek...

Gelecek yýl Ekim ayýnda izleyeceðimiz, Disney’in yeni Orman Kitabý canlandýrmasýnda Rudyard Kipling’in sevilen karakteri Bagheera’yý seslendiriyor...

Robert Zemeckis’in yine 2015 Ekim ayýnda çýkmasý planlanan, Dünya Ticaret Merkezi’nin Ýkiz Kuleler’i arasýnda yürüyen Fransýz ip cambazý Philip Petit’nin macerasýný konu alan The Walk’ta (Yürüyüþ) önemli bir yardýmcý rol üstlendi.

Anton Corbijn’ýn James Dean fotoðrafý çekmenin peþine düþen bir Life dergisi fotoðrafçýsýnýn çabasýný anlatan Life’ýnda oynadý.

Tarsem Singh’in önümüzdeki yaz ABD’de vizyona girecek olan fantastik filmi Selfless’ta rol aldý.

Bir Amerikalýnýn Almanya’da uyuþturucu kaçakçýlarýyla macerasýný konu alan Autobahn’da (Otoban) baþrole yakýn bir yardýmcý rolü var.

Sir Ben Kingsley, Exodus: Tanrýlar ve Krallar ile salonlarda. 2 Ocak’tan itibaren onu Müzede Bir Gece: Lahitteki Sýr’da izleyeceðiz.

Geceleri insan – hayvan demeden herkesin canlandýðý müzedeki bekçinin maceralarýný konu alan komedi dizisinin üçüncüsü olan Night at the Museum: Secret of the Tomb / Müzede Bir Gece: Lahitteki Sýr’da, onu Merenkahre rolünde 2 Ocak’tan itibaren izleyebiliriz.

Bu hafta ise Musa’nýn Firavuna isyanýný ve kavmini Mýsýr’dan çýkarýp Kýzýldeniz’den geçirmesini konu alan epik film, Ridley Scott imzalý Exodus: Gods and Kings / Exodus: Tanrýlar ve Krallar’da Tevrat’ýn önemli figürlerinden biri, Yeþaya’nýn babasý Nun rolünde karþýmýzda.

Kim bu aktör dersiniz? Önümüzdeki bir buçuk yýl içinde beyazperdeye çoðu tarihi olan bunca filmle çýkacak olan, yani ‘kapýþýlan’ aktör kim? Sadece fotoðrafý gördüðünüz için deðil ama geçmiþte de birbirinden iyi performanslar verdiði filmlerini de izlediðiniz için bu retorik soruyu koro halinde “Sir Ben Kingsley, baþka kim olabilir?” diye yanýtladýðýnýzý varsayýyorum.

Babasý Hint asýllý, annesi Ýngiliz olan Britanyalý aktör Krishna Banjhi, yaþayan en iyi aktörlerden biri. Ýþ bulabilmek için baharat ticareti yapan büyükbabasýnýn Clove King / Karanfil Kralý olan lakabýndan yola çýkýp Ben Kingsley sahne adýný uydurdu! Çünkü oyunculuk tutkusu çok küçük yaþta ta içine yerleþmiþti, engel tanýmýyordu. Salford’da oturduklarý sýrada bir gün ailece sinemaya gittiler. Maurice Cloch ve Ralph Smart’ýn yönettiði, devam filmleri de yapýlan Never Take No For An Answer’ý izlediler. 1951 yapýmý bu filmde Vittorio Manunta’nýn canlandýrdýðý Peppino adlý Ýtalyan çocuk hasta olan eþeðini kutsansýn diye kiliseye götürmesi için Papa’dan izin almaya çalýþýyordu. Önce savaþ ertesi ortamýnda geçen öykü etkiledi küçük Krishna’yý, empati kurdu karakterle... Film çýkýþýnda da sinema sahibinin onu Manunta’ya benzetmesi üzerine gördüðü ilgiden mest oldu!

GANDHÝ ONU ZÝRVEYE TAÞIDI

Tam da ülkesinde doðmuþtu oyunculuðun! O müthiþ geleneðin takipçisi oldu. Manchester’da okurken önce amatör tiyatroculuk yaptý sonra Londra sahnelerine çýktý. Royal Shakespeare Company seçmelerini kazandý. Sýnavda karþýsýnda ter döktüðü yönetmen Trevor Nunn ile yýllar sonra Shakespeare’in Twelfth Night / 12. Gece uyarlamasýnda çalýþacaktý. Tiyatronun yaný sýra sinema ve televizyonda da çalýþmaya baþlayan, ünlü Coronation Street soap operasý dahil dizilerde rol alan Kingsley, kendisini doðrudan zirveye taþýyan bir rolle özdeþleþti. Sir Richard Attenborough’nun Mahatma Gandhi’nin yüzyýlýn pasif direniþini gerçekleþtirmesini konu alan epik biyografisinde inanýlmaz bir performans verdi. Gandhi’nin hem ruhani hem siyasi bir lider olarak bütün karizmasýný izleyenlere aktarabildi. Film her anlamda müthiþ bir baþarý kaydetti ve yýlýn bütün neredeyse bütün önemli ödüllerini topladý. Filmle birlikte o da En Ýyi Erkek Oyuncu dalýnda Oscar kazandý. Bir de Altýn Küre... Bir de BAFTA... Bir de Sir unvaný...

Sir Ben üç kez daha En Ýyi Yardýmcý Erkek Oyuncu dalýnda Oscar’a aday gösterildi. House of Sand and Fog / Sisler Evi’nde yaþadýðý evde hak iddia eden bir genç kadýnla mücadele eden Ýranlý göçmenin ruh halini, kaygýsýný ve öfkesini mükemmel yansýttý. Barry Levinson’ýn 1940’lý yýllarda sinema yapan bir gangsteri konu alan benzersiz filmi Bugsy’deki sahneleri o kadar etkileyiciydi ki bir kez daha aday gösterildi. Jonathan Glazer’ýn Sexy Beast / Seksi Hayvan filmindeki rolünü “yardýmcý” diye deðerlendirmek ‘Hollywood haltetmesi’ oldu ama her adaylýk iyidir piyasa için! Avrupa Film Akademisi onu En Ýyi Avrupalý Oyunu Ödülü’ne deðer gördü. Yine çok sayýda adaylýk ve ödül elde etti.

Ödüller üstü ve ötesi bir aktör olduðu için pek bilinmeyen bir filmini hatýrlatayým, bulan mutlaka izlesin! 1988 yýlýnda Ýstanbul Film Festivali’nde izleyip de kendime gelemediðim, ünlü Sovyet besteci Dimitri Þostakoviç’i canlandýrdýðý siyah – beyaz Testimony / Tanýklýk. Tony Palmer’ýn sanatçý ile iktidar iliþkisini Þostavkoviç ile Stalin arasýndaki iliþkiyle tarif ettiði bu uzun siyah beyaz þöleni sözle tarif etmek yetersiz! Bir de üstüne Þostakoviç’in müziðinin atmosfer yaratmasý var ki!

Ayný dönemden Harold Pinter’ýn senaryosunu Russell Hoban’ýn romanýndan uyarladýðý, baþrolü Glenda Jackson ile paylaþtýðý Turtle Diary / Kaplumbaða Güncesi’ndeki idealizmi ve romantizmi mutlu bir gülümsemeyle anýmsamamak mümkün mü? Harold Pinter’ýn özyaþamöyküsünden izler taþýyan Betrayal / Ýhanet adlý filminde evlilik dýþý bir iliþkinin oluþturduðu aþk üçgenindeki duygu karmaþasýný nasýl da aktardýðýný?

Sir Ben’in yakýn geçmiþte de böyle hayranlýk uyandýran performansý çok: Martin Scorsese’nin sinema sevgisiyle dolup taþan Hugo’sunda yedinci sanatýn ilk büyük yaratýcýlarýndan, hayalleri perdede gerçek kýlan illüzyonist George Melies rolü... Yine Scorsese’nin tüyler ürpertici Shutter Island / Zindan Adasý’ndaki Dr. Cawley rolü... Spielberg’in Schindler’s List / Schindler’in Listesi’ni nasýl unuturuz, Sir Ben’in canlandýrdýðý o bilge ve dirayetli Itzhak Stern karakteri olmasa Schindler de kahraman olmazdý deðil mi? Peki Isabel Coixet’nin Elegy / Aþkýn Peþinde filminde kadýnlar, evlilik, babalýk meselelerine uzak, maço profesörken Penelope Cruz’un aþkýyla olaðanüstü deðiþimi sergilemesine iki damla olsun gözyaþý dökmeyen var mýdýr? Roman Polanski’nin Þilili yazar Ariel Dorfman’ýn Death and the Maiden / Ölüm ve Bakire’sinden yaptýðý, o darbe ertesi karanlýk günlerde bir genç kýza iþkence eden o insan müsveddesi Dr.Miranda’yý kim daha iyi canlandýrabilirdi?

Hiç rol seçmiyor, film türü ayýrt etmiyor Sir Ben Kingsley. Çünkü en popüler Hollywood yapýmýnda da en derin arthouse filminde de eþ derecede performans verebiliyor. O dereceye kýsaca mükemmeliyet diyoruz.