Gözümdeki Biliç

Ne zamandır Slaven Biliç üzerine ayrı bir yazı kaleme almak istiyorum, fırsat düşmüşken kaçırmayayım dedim. Biliç Beşiktaş’ın futbol kültürüne tam anlamıyla uygun bir ad. Yaklaşımıyla, tutumuyla, kişilik özellikleriyle, yalnızca futbola değil genel sorunlara bakış açısıyla ve elbette tüm bunları biçimlendiren asi ruhuyla. Taraftardan Beşiktaş’a uygun teknik direktör için ayrıntılı bir tanım istense, yukarıdaki başlıkları içeren açık uçlu bir anket uygulansa, ortaya üç aşağı beş yukarı böyle bir profil çıkardı zaten. Peki, bunları niye söylüyorum?

Beşiktaş’ın futbol kültürü derken hep bir ayrıcalık alanına vurguda bulunuyorum da ondan. O kültürün içinde Beşiktaş’ın temel değerleri ve tutumu var. Hayatın her alanına uzanan bir duyarlık var. Pozitif futbol var. Kartal doğası var. Mertlik, inatçılık, hırs, aidiyet var. Armaya ve formaya karasevda, rakibe saygı var. Eşit koşullarda rekabet talebi var. Adalet özlemi var. Dünyada eşi benzeri olmayan bir tribün var. Semt kültürü var. En önemlisi de Türkiye’deki futbol kültürünü dönüştürecek, anında başarı saplantısını unutturacak, futbol sevgisini yeniden ilk sıraya yazdıracak bir potansiyel var.

Beşiktaş’ın Milne sonrası girdiği istikrarsızlık döneminde bu potansiyelin sunduğu fırsatlar bir türlü hayata geçirilemedi, hep harcandı. Beşiktaş’ta uzun dönemli bir teknik adam görmek, o sabrın gösterildiğine tanıklık edebilmek en büyük hayalim. Biliç’i de, tam bu yüzden, del Bosque ve Schuster adlarının yanına hızla ekleyiverdim. Biliç daha yolun başında. Sportif başarı için aceleye kapılmamak şart. Biliç’in çizmekte olduğu futbol kültürü çerçevesi korunabilirse, Beşiktaş’ın geleceği farklı olacak.

Schuster göreve başladığında “Eğer sabredebilirsek bir zihniyet devrimi yaşarız, yalnızca Beşiktaş için değil, Türk futbolu için hem de” diye yazmıştım. Aynı devrimin ışıklarını Biliç’te de görüyorum. Yönetimin, camianın, taraftarın Biliç’e gerekli özgürlüğü tanıması gerekiyor. Hele de Beşiktaş’ın çoğun Beşiktaşlı olmayanlarca futbol dışı kriterlerle tartışılıp lüzumsuzca yargılandığı bu günlerde. Biliç Beşiktaş taraftarının sarsılmaz futbol sevgisinin izdüşümüdür. Gözümdeki Biliç bu işte, gözüm gibi sakınıyorum o yüzden de.