Dýþiþleri Bakaný Prof. Dr. Ahmet Davutoðlu’nun Gazze’deki gözyaþlarý, Ýslam dünyasýnda Filistin’e dönük yürek yarasýný anlatmaya yeterli. Masum insanlarýn “ýrkçý abluka” altýnda yaþadýklarý bir bölgeye dönük pervasýz saldýrýlarda ölmesine tepki olarak binlerce makale, yüzlerce kitap yazabilirsiniz... Ama hiçbiri, Davutoðlu’nun o, yakýnýný kaybetmiþ Filistinli ile birlikte döktüðü gözyaþlarý kadar etkili olamayacaktýr...
O fotoðraf, Washington baþta, bölgeye dönük stratejileri olan baþkentlerde “yetkili makamlarýn” önüne konuldu mu? Konuldu. Tepki? Ýþte bu sorunun yanýtý, dünyanýn yaþamakta olduðu “vicdansýzlýk çaðýnýn” göstergesidir. Hepimiz biliyoruz: Devletlerin soðuk-gri koridorlarýnda duygulara yer yok!..
Davutoðlu’nu tebrik ediyorum. Diplomasi denilen kavrama, iki damla gözyaþý ile “insani boyut” getirdiði için. Eðer, bütün bu yaþanýlanlarýn sonunda “insan” mutlu olmayacak, masum çocuklar, anlayamadýklarý bir çekiþmenin içinde kavrulup gidecekse, neden yaþýyoruz?
Saygýsýz ve küstah
Karþýmýzda, Tunus Dýþiþleri Bakaný’nýn Gazze ziyaretinde bombalamayý durdurmayan bir güç var. Býrakýn onu, Mýsýr Baþbakaný’nýn Hamas lideri Haniye ile buluþtuðu binayý, heyetler çýktýktan 10 dakika sonra yerle bir eden bir saldýrgan var. Aralarýnda Davutoðlu’nun da bulunduðu Arap Birliði Dýþiþleri Bakanlarý heyetinin Gazze’ye ulaþtýktan sonra önceden ilan edilen programý sürekli deðiþtirerek hareket etmeleri, “karþý tarafa güvensizliðin” ne boyutta olduðunu gösteriyor. Buna raðmen, heyetin ilk olarak gitmeyi planladýðý Þifa Hastanesi’nin kuzeyine bombayý atýyor. Program deðiþiyor. Heyetin taziye ziyaretine gittiði Filistinli ailenin evinin 150 metre ötesine bomba düþüyor. Þifa Hastanesi’ndeki ziyaret sonrasýnda konvoydan biraz önce çýkan gazetecilerin arabasý doðrudan hedef alýnýyor, iki meslektaþýmýz hayatýný kaybediyor. Yani... Ýsrail, Türkiye ve 12 Arap ülkesine, “Ben buradayým, istediðimi yapar, sizi de böyle takip ederim” mesajýný bildiði usulde, bombalarla veriyor...
Batý Asya’nýn geleceði bir küstah gücün akýl almaz manevralarýna teslim oluyor...
Radikal güçlerin mücadelesi
Ýsrail, belli ki, iki noktada yanýldý: Birincisi, Gazze’nin elinde bu ölçüde füze olduðunu tahmin edememiþlerdi, çok güvendikleri “Demir Kubbe” savunma sistemi yetersiz kaldý. Ýkincisi, bölge devletlerinin bu ölçüde ortak tepki geliþtirebileceðini düþünmüyorlardý, þimdi diplomasiye dönüp ortalýðý yatýþtýrmanýn gayreti içindeler.
Yaptýklarý, Türkiye ve Mýsýr gibi, bölgenin “barýþçý” güçlerini zor durumda býrakýrken, Ýran gibi “savaþçý” gücün manevra alanýný geniþletiyor. Türkiye ve Mýsýr’ýn Hamas’a silah verecek halleri yok, o halde kendini savunma gayreti içindeki bir yönetimi, doðrudan Tahran’a teslim ediyorsunuz. Tablo, Netanyahu-Liberman“faþist”ikilisinin ayakta kalmak için Arap Devrimi’nin demokrasi rüzgarlarýna ve Türkiye/Mýsýr gibi aklý baþýnda devletlere deðil, Ýran gibi, her an ateþle oynamaya hazýr rakiplere ihtiyaç duyduklarý yönünde.
“Tehdit altýndaki Ýsrail” görüntüsünü kaybetmenin, belki de Ýsrail’in sonu olacaðýný düþünüyorlar.
Beþar’a dolaylý destek
Ýsrail, baþlattýðý savaþ ile artýk bilinen sona doðru adým adým ilerleyen bir diktatöre, Beþar El-Esed’e nefes aldýrdý. Doha’daki toplantý sonrasýnda uluslararasý meþruiyet kazanan Suriye muhalefetini bölgede ikinci plana atan bir atak geliþtirdi. Bu, Suriye diktatörüne ve dolayýsýyla Ýran’a destek anlamýna geliyor. Ortadoðu’nun tek demokrasisi olduðunu iddia eden bir ülkenin, kanlý bir diktatöre sahip çýkmasý acaba, Davutoðlu’nun o fotoðrafý karþýsýnda sessiz kalan dünya baþkentlerinde nasýl deðerlendiriliyor?
Ýran’ýn, Suriye’deki Kürtler ile doðrudan temas kurup, Beþar’a karþý cephede yer alan Barzani’ye yanýtý ise Baðdat’taki kuklasý Nuri el-Maliki aracýlýðýyla Irak ordusunu Kuzey Irak’a sürmek oldu. Biliniz ki, Barzani, Irak Anayasasý’ndan kaynaklanan haklarýný kullanmanýn deðil, Suriye cephesinde izlediði rotanýn bedelini ödemeye hazýrlanýyor.
Türkiye’nin özel durumu
Türkiye’nin, Ýsrail, Suriye diktatörü Beþar, Irak’taki Ýran yanlýsý Nuri el-Maliki, son tahlilde perde arkasýnda Ýran ile derin çeliþkiler yaþýyor olmasý “tarihi” niteliktedir. Bir demokrasi ülkesinin, zaten, bu güçler ile bugünün dünyasýnda “iyi geçiniyor” olmasý eþyanýn tabiatýna aykýrýdýr. Bu durum da, Ýran’ý düþman belleyip, Ýsrail’in sivil katliamlarýný meþru savunma hakký sayanlara ithaf olunur...