Galatasaray, kendi ‘Arenasý’nda mutlak kazanmak zorunda olduðu bir maça çýktý. Rakibin adý dünyada en fazla taraftarý olan Manchester United. Çok eksiði varmýþ. Hani 8-10 kiþi filan almamýþ Alex Ferguson.
Böylesi bir dünya markasý takýmýn, yedekleri filan olmaz. Bir örnek vermek istiyorum. Savunmanýn saðýnda oynayan genç bek Rafael’in piyasa deðeri 10 milyon euro. Hani yedek-medek diyoruz da, hep küçültüyoruz ya! Kimsenin bu tarz düþünceler içinde yorum ve ahkam kesmeye hakký yok.
Galatasaray’ýn ilk yarýdaki futbolu tedbirli miydi, korkak mýydý, ürkek miydi, pek çözemedim. Ama ikinci yarýda daha bir istekli ve de rakip ceza sahasýnda pozisyon bulabilmek için daha organizeydiler.
Ben maçýn geneline baktýðýmda, haftalardýr yerden yere vurduðumuz Melo’yu beðendim. Agresif, olaðanüstü istekli, topu ayaðýna bekleyen deðil topa gidendi. Ýkinci yarýda bu görüntüsüyle Manchester kalesini yokladý, nefis bir kafa þutu kornere gitti. Gol olabilecek bir kafaydý. Kornerden gelen topta Burak, “Üzülme Melo” dercesine güzel bir gol attý.
Böylesine maçlar, akýllara durgunluk verecek kadar zordur. Tek alternatifin var. Kazanmak zorunda olduðun bir alternatif! O yüzden iyiye kötüye bakýlmaz.
Manchester’ýn Galatasaray kale direðinden dönen bir topu vardý. Ýkinci yarýda da Galatasaray 1-0 öndeyken Hamit’in bir þutu Manchester kale direðinden dönünce “Yazýk oldu” diye hayýflandýk.
Braga, Romanya’da kaybeden oldu haberi geldi biz maçý izlerken. Galatasaray belki de artý motivasyonu, Romanya’dan gelen bu haberle sahaya yansýtmýþ olabilir. Bunlar hep iyi niyetli, olumlu bakýþ açýmýzýn, kalem ucuna döktüðümüz görüntüleri.
Eðer Galatasaray bu kadar sýkýntýlý bir þekilde bu maça çýkmamýþ olsaydý, sanýrým kazanan bir takýmýn dýþýnda, oynadýðý futbolla da seyredenlere olaðanüstü keyif verebilirdi.
Biz bu maçta Galatasaray’ýn iyi futbolunu izlemekten ziyade, kazanan olmasýný bekliyorduk. Kazanan Galatasaray’ý; iyi oynamýþ kötü oynamýþ, övgü ve eleþtirilerin dýþýnda, grubunda yoluna emin adýmlarla devam ediyor olmasýný alkýþlýyoruz.
Galatasaray umarým bu moralle Braga engelini de aþarak, Avrupa’da yüzümüzü güldürmeye devam eder.