G.Saray’da olanlar, F.Bahçe’de olmadý!

Burak Yýlmaz’ýn çok erken gelen golü sonrasý; her iki takým da birbirine karþý sinirli bir mücadeleye giriþti. Gerilen maç yüzünden sýk fauller ve sakatlanmalar oluþtu. O kadar ki, Burak Yýlmaz ilk yarýnýn yarýsý bile olmadan dýþarý çýkmak zorunda kaldý.

Neyse ki; iki takýmýn birbirine tahammül edemeyen öfkeli halleri, zamanla duruldu.

Trabzon, (Baþlarda pek çaktýrmak istemese de) önde olmanýn avantajýný, daha kontrollü oynayarak kullanmak istedi. Ancak bu yola çok erken baþvurduðu için, ilk dakikalardaki yýrtýcý kimliði giderek ve mecburen zayýfladý.

F.Bahçe, yediði golün olumsuz etkisi altýnda kalmadan ve herhangi bir psikolojik daðýlma iþareti göstermeden; maça asýldý. Ancak Souza ve Mehmet Topal ikilisinin tutucu tavrý, “Çabuk, akýllý ve organize atak” konusunda etkin olmayý zorlaþtýrýyordu. Buna raðmen, Alper’in tamamen kendi kiþisel becerisiyle oluþan golü geldi. Trabzon, erkenden geri çekilmenin bedelini erken ödedi.

Tek golün üstüne hemen kuluçkaya yatmak, maçýn civcivini kabuðundan çýkarmaya yetmiyor.

***

F.Bahçe’nin, geriye düþmenin þokunu hiç yaþamadan, bunun altýndan kalkmaya çalýþan isyankar tavrý; övgüye deðer birinci sýnýf profesyonellikti... Ama iþi, sadece futbolcularýn kiþisel becerileriyle deðil; daha çok takým oyununun verimli bütünlüðüyle kotarmalý. O zaman daha iyi takým olunur.

Giuliano’nun oyuna giriþi de takým olmayý saðlayamadýðý için, kuluçkadan nihayet ve mecburen kalkan Trabzon’un golünü engelleyemediler. Olcay þahane gol attý.

G.Saray, 7-8 kiþiyle neredeyse tamamen yeniden oluþmuþ ekibiyle “Takým” olmayý baþarýrken; F.Bahçe yenilerini nazlanarak ve sanki gönülsüz oynatýyor. Alaþým oluþmadý.

Maçýn sonlarýna doðru belli bir ölçü- de bütünleþme iþaretleri gözlendi ama, kesin baþarý için henüz yeterli deðil. Aykut Hoca, Galatasaray’ýn kýsa sürede yaptýðý bütünleþtirmeyi o da en kýsa sürede baþarmalýdýr. Aksi takdirde iþleri zor.