Gübreyi gördü ama Kamýþlý’ya inen roketleri göremedi

Hürriyet gazetesi Washington temsilcisi Tolga Tanýþ’ýn görevden alýnýp, yerine nispeten “normal” birinin atanmasý çeþitli spekülasyonlara neden oldu.

Bu sýkýcý gazeteci cümlesinin (TDK Türkçesiyle söylersek) imlediði gerçek þu:

Görevden alýnan gazeteci “normal” tanýmýna giren biri deðildi.

Neyi kastettiðimi merak edenler, adý geçen gazetecinin haberlerine ve neye (hangi odaða) hizmet ettiðine bakabilir.

Dün, kendisine “sol” süsü veren bir gazetede, Tolga Tanýþ’ýn görevden alýnmasýyla ilgili ilginç bir haber okudum.

Evet, gübre...

Birçok çevreye birden göz kýrpan, FETÖ’yle dayanýþma halinde olmayý Washington temsilciliðinin garantisisayan (yahut zanneden), dolayýsýyla FETÖ’yü üzen haberlere yer vermemeye özen gösteren Tolga Tanýþ, sol gazetenin iddiasýna göre, yaptýðý “gübre” haberi nedeniyle görevden alýnmýþ.

Doðruysa, Aydýn Doðan’ý tebrik etmek lazým.

Ýsabetli bir karar vermiþ.

Hayýr, “Yandaþlar istedi, Aydýn Doðan kelle aldý” görüþüne katýlmýyorum... Yandaþlarýn istediði pek çok “kelle” yerli yerinde duruyor; hatta “garsonluk”la, ana haber sunuculuðuyla, “gizli danýþmanlýk”la taltif ediliyor.

Sol gazetenin iddiasý doðruysa, Tolga Tanýþ, milli güvenlik sorununa dönüþtüðü için görevden alýnmýþ.

Daha doðrusu, ben böyle olmasýný umuyorum.

Çünkü adý geçen gazeteci, FETÖ’ye göz kýrpan pek çok meslektaþý gibi, (maalesef) bir “milli güvenlik problemi” olarak ortada duruyor ve eylemleri itibariyle bir tür “Can Dündar iþlevi” görüyor. (Bunun, “küçümsenmeyecek” bir iþlev olduðunu 15 Temmuz darbe giriþiminden biliyoruz. Darbe baþarýlý olsaydý, Türkiye Cumhuriyeti yöneticilerini uluslararasý mahkemelerde yargýlayacak hukuki sürecin önü açýlacaktý ve baþat suçlama konusunu güya DEAÞ’a yapýlan “silah ve mühimmat yardýmlarý” oluþturacaktý.)

Ýsterseniz önce, Tolga Tanýþ’ý milli güvenlik sorunu haline getiren haberden bir pasaj aktaralým: “Türkiye’nin iç savaþtan önce Suriye’ye amonyum nitrat ihracatý ne zaman olmuþ biliyor musunuz? Sadece 2003 ve 2008’de... Peki, savaþtan sonra? Suriyeli ‘çiftçiler’ birden amonyum nitratýn önemini hatýrlamýþlar. Ve 2013’ten itibaren Türkiye’den amonyum nitrat ithal etmeye baþlamýþlar. Ýlk sene 1195 ton, 2014’te 9 bin 542 ton, 2015’te 2 bin 576 ton. 2016’da yasak gelinceye kadar doldurmuþlar. Sizin bunlarý bilmeye hakkýnýz var diye düþündüm...”

Böyle diyor Tolga Tanýþ:“Sizin bunlarý bilmeye hakkýnýz var diye düþündüm...”

Bizim baþka þeyleri de bilmeye hakkýmýz var...

Mesela?

Mesela bu ithalat/ihracat hangi kuruluþlar eliyle yapýlmýþ ve Suriyeli çiftçiler ithal ettikleri amonyum nitratý nerelerde kullanmýþ? Mesela “bomba” mý yapmýþlar?

Bunlarý bilmiyoruz?

Söz konusu rakamlarýn doðru olup olmadýðýný da bilmiyoruz.

Bildiðimiz þu: Tolga Tanýþ Washington’dan birilerinin “sufle ettiði” bilgileri (bunlarý bilmeye hakkýmýz olduðunu düþündüðü için), alt alta dizerek bir haber yapmýþ ve DEAÞ bombalarýnýn Türkiye’den gönderilen gübrelerle imal edildiðini yazmýþ. (Esprili bir yazar olduðu için, “Suriyeli çiftçiler” diyor. Kýt zekâsýyla bir de zekâmýzla alay ediyor.)

Evet, amonyum nitrat ayný zamanda (evet, “ayný zamanda”) bomba yapýmýnda da kullanýlýyor ama DEAÞ’ýn envanterindeki aðýr silahlar ve füzeler için herhangi “katký maddesi” iþlevi görmüyor. Çünkü gübreden füze imal edildiði görülmüþ deðil...

Hadi daha açýk konuþalým:

DEAÞ’ýn kullandýðý aðýr silahlarýn ve füzelerin menþei ABD... Daha doðrusu sadece ABD tarafýndan üretilen “savaþ gereçleri” bunlar.

Ýlginçtir, haber konusu bile olmayacak basit bir ithalat/ihracat olayýný “köpürterek”“ima”larla süsleyerek köþesine taþýyan ve hiç utanmayan Tolga Tanýþ, PYD’nin elindeki ABD yapýmý “aðýr silahlarý” görmüyor.

Gübreyi görüyor ama nakliye uçaklarýyla Kamýþlý’ya inen ABD roketlerini görmüyor.

Kamýþlý’daki silah devir/teslim törenini... PYD güçlerini denetleyen üst düzey ABD askerlerini... Afrin’deki eðitim kampýný... Beþiktaþ ve Kayseri’de patlayan bombalarýn ABD menþeli olduðunu...

Hayýr, görüyor.

Bunlarý elbette görüyor (internette bile yýðýnla görüntü var) ama nedense yazmaya deðer bulmuyor.

Neden acaba?

Neden Fetullah Bey?