Güç bazen kötüdür

Şu sırada kimin yerinde olmak istemezsiniz? Sizi bilmem, ama kendi hesabıma Başbakan Tayyip Erdoğan’ın yerinde olmak istemem... Hem de gücünün zirvesinde olduğu halde...

Bayağı şaşırdığınızı biliyorum. Müsaade edin de gerekçemi açıklayayım...

Geçmişte iktidarın bölünmesinden, parçalı hükümetler ve güçsüz başbakanlardan ülkemiz çok çekti. Birinin “Ak” dediğine hemen “Kara” diye karşı çıkan partilerden oluşan nice koalisyon hükümetleri gördük. Tek partili hükümetlerde bile gölgesinden korkan, demek istediklerini işaretlerle anlatan başbakanlar yönetti ülkemizi...

İktidardaki partiye ters, başbakanı sevmeyen cumhurbaşkanları yüzünden yaşanan sıkıntılar da cabası... Böyle durumları önleme gerekçesiyle anayasaya konulan Milli Güvenlik Kurulu’nun bir toplantısı sonrasında, içeride kendileriyle takışan cumhurbaşkanını halka şikâyet eden zamanın başbakanı yüzünden, Cumhuriyet tarihinin en derin ekonomik krizinin çıktığını bilmem hatırlatmam gerekir mi?

Günümüzde durum farklı. Her seçimde oyunu artıran, son seçimden her iki kişiden birinin oyunu alarak çıkan bir parti var iktidarda. Güç kullanmasını bilen, ağzına bakılır bir başbakan ipleri elinde tutuyor. Çankaya Köşkü’nde görevini ‘istikrarı sağlamak’ olarak tanımlamış, bunun yolunun da ‘yönetimde âhenk’ten geçtiğine inanan bir cumhurbaşkanı oturuyor.

Evet, buna rağmen, hatta biraz da bu yüzden “Tayyip Erdoğan’ın yerinde olmak istemezdim” diyorum.

Leyla Zana’nın geçen hafta yaptığı “Kürt sorununu Tayyip Erdoğan çözer” açıklamasını hatırlayalım. Önce karşı çıktığı bu tespiti biraz nazlanarak da olsa sonunda BDP de benimsedi. Açıklamaları başlatan süreç ise, CHP’nin genel başkanının “Sorunu çözelim” dedikten sonra yöntem teklifini Tayyip Erdoğan’a götürmesiydi zaten... Kandil’den konuşanlar da benzer bir beklentideler...

Ne yalan söyleyeyim, benim de devletle “Kim çözebilir?” diye düşündürecek bir sorunum olsa, aklıma ilk gelecek kişi Tayyip Erdoğan olurdu. Leyla Zana’nın dediği gibi, herhangi bir konuda inisiyatif üstlendi mi sonuna kadar götürüp çözüm yolunda en keskin adımları atmaktan çekinmiyor Başbakan Erdoğan...

Çözüyor da. On yıl önce karşı karşıya kalınan nice sorun, Başbakan Erdoğan’ın önalmasıyla günümüzde sorun olmaktan çıktı. Etkisini sadece sivil alanda, siyasetin sınırları içerisinde hissettirmiyor, askerlerin anlamsız pek çok uygulaması da bu arada sona erdi. Hepimiz ister istemez bunları onun gücüne ve kararlılığına bağlıyoruz.

“Aman, istemem” noktası da diyebiliriz buna.

Başlarda destek aldığı liberal çevrelerden son zamanlarda yükselen itirazlara biraz yakından bakıldığında ne demek istediğim görülebilir. O kesimin sözcülerinin yazılarından, “Madem bu kadar güçlüsün, hayal bile edilemeyenler sayende gerçekleşti, neden bazı konulara aynı kararlılıkla yanaşmıyorsun?” demek istendiği fark ediliyor.

Şikâyete sebep olan konuların bazısı sonradan çözüme kavuşuyor, ama yeni eleştirileri engellemiyor bu durum. Sanıyorum, başka ülkelerle ilişkilerde de, her liderin kullandığı türden mazeretleri Tayyip Erdoğan’ın elinden alan bir durum bu.

Kendisinin de sevinmemesi gereken bir güce sahip Tayyip Erdoğan...

Onun yerinde olmayı gerçekten istemem.