Bugün biraz kendime pay çýkarayým. Öngörü dediðin böyle olur. Bir önceki yazýda þöyle bir cümleye yer vermiþtim: “Birkaç yazýdýr üzerinde durduðumuz husus, güçlü ve istikrarlý Türkiye için Abdullah Gül ile Tayyip Erdoðan’ýn birlikte oluþturacaklarý sinerjiye duyulan ihtiyaca dairdi. Son bir haftanýn geliþmeleri ve kulislerin kaynattýðý görüþler bunu haklý çýkaracak yönde ilerliyor. Mehmet Ali Þahin’in bu birlikteliði arzulayan görüþlerinin baþka isimlerce de dillendirilmesi sanýrým uzak deðil”. Yazýyý gönderdim ve kendime bir çay söyleyip televizyonu açtým. Bir de ne göreyim! Ben son cümlede ne dediysem Bülent Arýnç aynen onu tekrarlamýyor mu? Televizyonlarýn Ankara temsilcileriyle bir araya geldiði toplantýda Bülent Bey þöyle diyordu: “Benim þahsi arzum odur ki Sayýn Tayyip Erdoðan, Cumhurbaþkanýmýz olacaksa bu partiye güçlü bir figürün gelmesine ve ön planda hizmet etmesine ihtiyaç var. Eðer kabul ederse ve uygun görürse bu iþ için en iyi isimlerden birisi Sayýn Abdullah Gül’dür.”
Bu doðrultudaki düþünceler yalnýz Türkiye içinde deðil. AB ülkelerinin Avrupa Ýþleri Komisyonlarýný bir araya getiren bir toplantý vardý geçen hafta Atina’da. Dönem baþkanlýðý bu ay sona erecek Yunanistan, ekonomik krizi bitirme umutlarý taþýyor. Baþbakan Samaras bu yýl az da olsa büyümeye baþlayacaklarýný söyledi bize. Uzmanlar yüzde 0.4 bir büyüme bekliyorlar. Ben içimden ‘biz sadece yüzde 4 büyüme bekliyoruz’ diyerek gülümsedim. Ýþte bu toplantýda bir zamanlar Mevlüt Çavuþoðlu gibi Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi Baþkanlýðý yapan Hollandalý René van der Linden de vardý. Cumhurbaþkaný Abdullah Gül bir yýl kadar önce Çankaya Köþkünde düzenlenen bir törenle Cumhuriyet Niþaný vermiþti bu Türk dostu Hollandalýya. Abdullah Gül ve Tayyip Erdoðan’ýn da iyi dostu olan bu sempatik senatör, bana ‘Türkiye’nin ve Orta Doðu’nun istikrarý Ak Parti’nin istikrarýna baðlý’ demesin mi? Musul olayýný çok önemsediðinden midir, nedir, “Orta Doðu’da barýþ olmadan Dünya barýþýndan söz edilemez” anlamýnda bir þeyler de söyledi. Ben de sordum “ne öneriyorsun” diye. “Gül ile Erdoðan yine birlikte olmalýlar” dedi. Beni þaþkýna çeviren bir þey daha ilave etti: “Bu mesajý kendilerine de ilettim” dedi. Atina’da baþkalarýyla da görüþtüm. Hepsi yakýndan izliyorlar Türkiye’yi...
Abdullah Gül ile Tayyip Erdoðan’ý güç birliði yapmaya zorlayan pek çok hadise cereyan ediyor. Musul meselesi bunlardan biri. IÞÝD adlý örgütün nasýl bir yapýnýn eseri olduðu ve nereye varmak istediði, üzerinde hassasiyetle durulmasý gereken bir konu. Türkiye’yi Irak ve Suriye’de sonu bilinmez bir maceraya atmak isteyenler karþýsýnda Abdullah Gül ile Tayyip Erdoðan’ýn uzun süreli bir iþbirliði içinde olmalarý gerekmez mi?
Az daha yazmayý unutacaktým. Molla Kasým bana bir ödev göndermiþ. Þunu araþtýrmamý istiyor. “Allah niçin Peygamberlerinin çoðunu bugün bizim Orta Doðu tabir ettiðimiz bölgedeki insanlarý ýslahla görevlendirmiþ? Dünyanýn baþka yerlerinde bunca kavim varken acaba niçin Mýsýr, Filistin ve Mezopotamya ilâhî vahye daha çok muhatap olmuþ? Bölgenin bugün içinde bulunduðu halin Allah’ýn bu takdiriyle münasebeti var mýdýr? Acaba bu aðýr imtihaný ancak Orta Doðu’nun mazlum halklarý mý kaldýrabilirdi? Allah’ýn son elçisi Peygamberimiz niçin öncekiler gibi Filistin bölgesinde deðil de Mekke’de zuhur etti?” Þimdi söyleyin bakalým, bu ödev benim için aðýr deðil mi? Yine de Molla’nýn bir bildiði vardýr diyerek çalýþacaðým.
Muhalefetin Cumhurbaþkanlýðý için çatý aday olarak takdim ettiði Ekmeleddin Ýhsanoðlu ile sizleri bu sütunda 2 ve 9 Aralýk 2012 tarihli iki yazýda tanýþtýrmýþtým. Viyana’daki Hoþgörü Sempozyumunda benimle birlikte o da açýlýþ konuþmalarýndan birini yapmýþtý. Ýslamiyet’e hakaretten iki yýl hapis cezasý alan Susanne Winter adli milletvekiline Ekmeleddin Bey bazý konularý izah etmiþ ve ‘ne zaman Ýslamiyet’le ilgili bir bilgiye ihtiyacýnýz olursa size yardýmcý olmaya hazýrým’ diyerek kartvizitini vermiþti. MHP’nin ulusalcý takýmý ile CHP’den de Ekmeleddin Bey’in izahlarýna muhtaç epey bir müþteri vardýr sanýrým. O toplantýda Ekmel Bey’in bir duyurusu daha vardý. Ýslam Ýþbirliði Teþkilatý olarak Ýslam Karþýtlýðý Ýzleme Merkezi oluþturduklarýný söylemiþti. Þimdi merak ettim iþte, bu Merkezin kayýtlarýnda CHP nasýl bir yer iþgal ediyor acaba?
Ekmeleddin Bey’in adaylýðýnýn Ak Parti ile CHP’yi ilgilendiren iki yüzü var. Türkiye’nin Ak Parti iktidarlarý eliyle nasýl bir deðiþim ve dönüþüm geçirdiðinin en iyi örneði CHP’nin Ekmel Bey’e razý olmasýdýr. CHP ve sosyal demokratlar açýsýndan bakýnca durum vahim. CHP, ‘benim savunduðum ilkelerin bu ülkede iktidar olma þansý yok’ demiþ oldu. Kendi ilkeleriyle çýkma cesareti gösteremedi. Sosyal demokrasinin sosyal demokratlýk iddiasýndakilerce aþaðýlanmasý böyle oluyor herhalde.
Çatý aday meselesi bile iki kadim dostun güç birliði yaparak verecekleri iyi örneði zorunlu kýlýyor...