Güçlü bir meclis başkanlık sisteminin olmazsa olmazıdır

Önümüzde Meclis Başkanlığı seçimi gibi bir gündem var... Kuşkusuz partiler bütün enerjilerini 31 Mart’a harcıyorlar fakat millet iradesinin en yüce tecelligâhı Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni güçlü tutmak gibi çok önemli bir sınavla karşı karşıyayız. 16 Nisan referandumu sırasında muhalefet ısrarla, meclisin ByPass edileceği, bundan böyle tek güçle ülkenin yönetileceği algısına oynadı. Oysa bu doğru değil. Güçlü bir başkanlık için güçlü bir meclise ihtiyaç vardır. Özellikle bu zor zamanlarda yüce meclisin tartıştırılması çok yanlış... MHP Lideri Bahçeli son derece kritik bir karar vererek doğabilecek tartışmaların önünü kesmek adına ‘AK Parti’nin göstereceği adaya destek vereceğiz’ dedi. Bu destek çok anlamlı. Şimdi hem bu ‘cumhur ittifakının kapsayıcı ruhuna uygun’ hem de meclisin tamamının saygı duyacağı bir ismin belirlenmesine geldi sıra. Meclis Başkanlığı için adı geçenlerden AK Parti Genel Başkan Vekili Numan Kurtulmuş’a yapılan ‘kupon arazi’ operasyonu Ankara’da rüzgarların sert estiğini gösteriyor. Ama korkutucu olan, Sözcü gibi kategorik olarak AK Parti’ye düşmanlık eden bir yayın organı eliyle operasyon çekme gayreti. Hatırlayın daha evvel de yine Sözcü en kritik zamanda Binali Yıldırım’ın ailesini hedef alan haberler yapmıştı. Onun kaynağı da çok uzaklarda değildi. Bilmedikleri şu ki, Böyle ‘kupon arazi’ falan gibi operasyonel haberler, karar vericiler nezdinde çok etkili olmuyor. Hatta ters tepiyor bile desek yeridir. 

 

EYT’yi yeni üyeniz Yaşar Okuyan’a anlattırın isterseniz

CHP’nin Ankara Belediye başkan adayı Mansur Yavaş, 31 Mart sonrası EYT mağdurlarının sorunlarını çözme sözü vermiş. Pişkinliğin bu kadarına da pes doğrusu. Arz edeyim. Geçenlerde CHP rozetini yakasına takan Yaşar Okuyan var ya. İşte bugün yaşanan EYT mağduriyetinin sorumlusudur. 1999 yılı yazında mecliste uzun uzun tartışılmadan bir yasa geçti ve emeklilikte yaş şartı getirildi. Bu düzenlemeyi Meclis’e getiren ve hâlâ da canla başla savunan isim, vaktin çalışma Bakanı Yaşar Okuyan. Yani kazanılmış hakları olduğu halde emekli olabilmek için yaşlarını doldurmayı bekleyenler, bugün yaşadıklarını Yaşar Okuyan’a borçlu. Okuyan’a sorduğunuz zaman ise “Ben yapılmış bir vatana ihaneti ortadan kaldırdım” diyor. Neymiş o ‘vatan hainliği?’.. Emeklilikte yaş şartını kaldıran düzenleme. Sıkı durun şimdi. O ‘Vatan hainliği’ sırasında(ifade bana değil Yaşar Okuyan’a aittir) SSK Genel Müdürü kim? Bildiniz. Kılıçdaroğlu. Bizzat Okuyan’ın yakasına rozet takan adam. Şimdi CHP, hükümete vurabilmek için EYT’lileri kullanıyor da işin tarihi biraz acayip.. 

 

Tanzim satış eliyle piyasa gerçek seviyesine dönecek

1636’da Hollanda’da lale soğanları spekülatif biçimde değerlenmiş ve ciddi bir yatırım aracına dönüşmüştü. (Debroah Moggach’nın ‘Lale Çılgınlığı’ romanını ve Charles Mackay’ın olağanüstü kitlesel yanılgılar ve kalabalıkların çılgınlığı kitaplarını tavsiye ederim) İşler çığrından çıkınca, Müstakil Hollanda Çiçekçiler Loncası, parlamento tarafından çıkarılan karar ile belli bir tarihten önce yapılan tüm sözleşmelerin geçersiz olduğunu ilan etti.. Elinde lale soğanı olanlar gerçek piyasa fiyatından ancak satabildi, kağıt üstünde lale alanlar duvara tosladı.. Şimdi tanzim satışların patatesi/soğanı 2 liraya çekmesiyle patlayan fırsatçıların durumu tam da Hollandalı Lalecileri andırıyor.. Varsa bu ara patlıcana yatırım yapan, bir an önce bozdursun derim..