Yaþadýðýmýz dönem güçlü bir devlet yapýsýyla baþarýlý olabilir. Çünkü büyük mücadelede saldýrý devlete karþýdýr ve o baþarýsýz olursa dava kaybedilmiþ olur. Devletin en önemli aktörü bürokrasidir. Bürokrasi bir yandan geliþmeleri deðerlendirirken diðer yandan mücadeleyi yürütür. Bugün dünyada büyük bir mücadele yaþanmaktadýr ve bu mücadelenin en önemli tarafý devletin kurumlarýdýr. Bunu çok iyi bilen büyük güçler ülkemizde mücadelenin en önemli aktörlerini etkisiz hale getirmeye çalýþýyorlar. Bu önemli güçleri þöyle sýralayabiliriz. Ekonomiye yön verenler, ordu, istihbarat örgütü. Ekonomik aktörler üzerinde nasýl eylem yapýldýðýný bilmiyoruz. Bunu bilmek için verilere ihtiyacýmýz var ama onlara ulaþamýyoruz. Bu faktörün ne kadar önemli olduðunu yaþadýklarýmýzdan biliriz. 28 Þubat sürecinde bile bir sürü oyun oynanmýþtýr.
Ýkinci büyük güç ordudur ama þu sýralarda onlar geçmiþin hesabýný veriyorlar. Burada yaptýðýmýz hata askerleri tedirgin eden söylentilerin önemli bir bölümünün ülkemize yönelik istihbarat propagandalarý olduðunu bilmeli ve askerlere gereken bilgi verilmeliydi. Ancak askerler siyasi olaylar hakkýnda bilgilendirilmiyor ve propagandalar hedefine ulaþýyor. Bu konuda endiþelerim vardý ve þöyle ifade ettim. Baþbakanla genelkurmay baþkaný arada bir buluþmalý ve oturup çay içmelidir. Böylece emir komuta zinciri dýþýnda olanlarý deðerlendirirler. Bu durum her ikisi için de faydalýdýr. Siyasetçi ordunun endiþelerine vakýf olur, ordu ise geliþmelerin siyasi boyutunu öðrenir.
***
Bugün askerlerin geçmiþte yaptýklarýnýn hesabýný verdiklerini görüyoruz. Þüphesiz darbeden yana deðilim. Ama bugüne kadar darbenin alt yapýsýný hangi gücün hazýrladýðýný araþtýrmadýk. Askerlere vatan elden gidiyor havasý yaratýldý ve onlar yaptýklarýný bir görev gibi algýladýlar. Yargýlamalarda hangi sivillerle iliþkili olduklarý görünüyor ve oyuna geldikleri anlaþýlýyor. Orduyu bu gibi etkilerden korumanýn devletin vazifesi olduðunu bilmeliyiz. Þöyle bir hata yapýlýyor. Böyle bir oyuna geldiklerinde siyasetçinin samimi görüþmeler yapýp gerçeði anlatmasý gerekir. Diðer taraftan asker ülkenin yanlýþ istikamete gittiðini düþünüyorsa ülkeyi yöneten siyasi kurumla konuþmalýdýr. Sorun dýþ güçlerin önce ülkenin yaþamasýnýn hangi þartlar içinde mümkün olacaðýný, sonra bu þartlarýn yerine getirilmediðinin propagandasýný yapmalarýdýr.
Bir ülke tarih boyunca deðiþmeyen ilkelerle yönetilemez. Deðiþen þartlar yeni düþünce ve davranýþ bekler. Ordunun kusuru þartlarý deðerlendirmeden önceden belirlenmiþ kurallara göre hareket etmesidir. Mesela en büyük tehlikenin irtica olduðunu düþünürler ancak dindarlýkla irticanýn farklý olduðunu düþünmezler. Türkiye dine tehlike olarak bakýnca bölgede kendisini büyük yapan düþüncenin bir boyutunu kaybetti.
Þu günlerde de MÝT Müsteþarýnýn hedef seçilmesi ve yýpratýlmaya çalýþýlmasýný ülkemize yönelik hasmane bir tavýr olarak görüyorum. Þimdiye kadar bütün dýþ operasyonlarda yenik düþtüðümüz için bu durumun deðiþmemesini istiyorlar. Devletin en büyük güçlerinden ikisini, orduyu ve istihbaratý korumalýyýz.