Belgesiz, tanýksýz yazýlýp konuþulmasýndan hiç hoþlanmam.
Hele kendim hakkýnda belgesiz, tanýksýz bir cümle bile yazmam.
Yazýlýp konuþulan þeylerin belgelendirilmesini severim.
Bu bakýmdan arþivleri çok önemserim.
Çünkü arþivler gösterir bize insanlarýn geçmiþini.
Arþivler gösterir bize insanlarýn gerçek yüzlerini.
Mesela Tayyip Erdoðan’ýn siyaset yürüyüþünü ta baþýndan ele alalým mý?
Tayyip Erdoðan Milli Görüþ hareketinin bir mensubu olarak siyaset yürüyüþüne baþladý.
Bu yürüyüþte yakýn arkadaþlarý arasýnda “Benim arkadaþým Metin Yüksel bu dava uðrunda þehit oldu” dediði Metin Yüksel de vardý.
Metin Yüksel, Milli Görüþ hareketinin gençlik teþkilatý Akýncýlar’ýn liderlerindendi.
Devlet Milli Görüþ hareketini yok etmek için elinden ne geliyorsa esirgemedi.
Milli Görüþ partilerini peþ peþe kapattý.
Tayyip Erdoðan da bu muameleden nasibini aldý.
Okuduðu bir þiir nedeniyle cezaevine kapatýldý.
Ama bütün bu yok etme çabalarýna raðmen, Milli Görüþ’ün yürüyüþüne engel olunamadý.
Sonuçta da millet Milli Görüþ’ün lideri Necmettin Erbakan’ýn partisini birinci parti yaptý.
Onu da baþbakan yaptý.
Ancak devlet Milli Görüþ’ü yine rahat býrakmadý.
28 Þubat darbesiyle onu iktidardan uzaklaþtýrdý.
Milli Görüþ mensuplarýna da zulümler yaptý.
Peki geçmiþte bütün bunlar olurken, þimdi herkesten fazla Tayyip Erdoðan’cý olan bazýlarý acaba ne konuþup ne yazmýþlardý?
Milli Görüþ’e, Tayyip Erdoðan’a ve onun kurduðu AK Parti’ye geçmiþte ne düþmanlýklar yapmýþlardý?
Ýþte arþiv bunun için önemli.
Bu konuda sadece onlar deðil, herkes hesabýný vermeli.
Madem baþkalarýný bu konuda hesap vermeye çaðýrýyorum; öyleyse önce ben bu hesabý vermeliyim.
Tayyip Erdoðan’ýn “Yakýn arkadaþým” dediði, Milli Görüþ’ün gençlik teþkilatý Akýncýlar’ýn liderlerinden Metin Yüksel, 1979 yýlýnda Fatih Camii’nin avlusunda þehit edildiðinde solun en önde gelen gazetesindeydim.
Saðcýlarla solcularýn birbirlerini can düþmaný olarak görüp çatýþtýðý o dönemde, solcu bir gazetede bir saðcýnýn, hele de bir Ýslamcýnýn þehit edilmesine tepki gösterilmesi olmayacak bir þeydi.
Ama Metin Yüksel’in þehit edilmesine ilk tepkiyi gösteren, hem de bunu solcu bir gazetede gösteren yazar bendim.
O zaman Necmettin Erbakan’ýn danýþmaný olan Abdurrahman Dilipak ile tanýþmamýz da bu yazým üzerine gerçekleþmiþti; Necmettin Erbakan adýna kendisi tarafýndan bizzat tebrik edilmiþtim.
Milli Görüþ hareketinin zulümlere uðradýðý 28 Þubat döneminde de yine solcu gençlerin en çok okuduðu yayýn organý olan haftalýk bir dergideydim.
O dergide “Zulme karþý direneceðiz; yýlgýnlýk yok, direniþ var” diyerek yazdýðým yazýyla, solcu gençleri dindarlara yapýlan zulümlere karþý çýkmaya çaðýrdým.
Ve Ýstanbul Üniversitesi’nin önünden baþlayan dindar gençlerle solcu gençlerin zulme karþý birlikte yürüdüðü o meþhur kitlesel yürüyüþe öncülük yaptým.
Çünkü benim yazarlýk sloganým, “Zalim kim olursa olsun, ona karþý ol; mazlum kim olursa olsun, ondan yana ol” þeklindeydi.
Tayyip Erdoðan güçsüzken ona vuran, Tayyip Erdoðan güçlenince ona yandaþ olanlar gibi “Güçlü kim olursa olsun, ondan yana ol; güçsüz kim olursa olsun, ona karþý ol” þeklinde deðildi!
Bilmem anlatabildim mi?