Cumhurbaþkaný Recep Tayyip Erdoðan Ak Parti’nin 31 Mart 2019 Yerel Seçimleri Aday Tanýtým Toplantýsý'nda yaptýðý konuþmada “Gönül þehirleri” kurmaktan bahsederken Nesîmî’nin, “Gülden terazi tutarlar, gülü gül ile tartarlar, gül alýrlar gül satarlar, çarþý pazarý güldür gül.” mýsralarýný okuyarak “Gönüller birleþtiðinde ancak böyle þehirler kurulur” dedi.
Baþkan Erdoðan’ýn Nesîmî’nin mezkûr dizelerini okumasýnýn kendinde uyandýrdýðý tedaileri Haber Turk’teki köþesine taþýyan Nihal Bengisu Karaca, eski günleri anmýþ. 90’lý yýllarda yeni yeni kurulan radyolarda, Nesîmî’nin mýsralarýný besteleyip söyleyen Özhan Eren’i, marþlarý ve ezgileri dinleyerek büyüyenler, gençliklerini geçirenler için hakikaten unutulmayacak günlerdi; yapýlan her hamlenin sonunda bir menfaatin beklenmediði, býrakýn menfaat beklemeyi sonunda cefâsýný çekmeye hazýrlýklý olunmasý gereken günlerdi. Kendi adýma konuþmam gerekirse, cefânýn içindeki sefâyý gösteren büyüklerin izinde o günleri ve sonrasýndaki nimet perdesiyle perdelenmiþ imtihan günlerinden yara bere almadan çýkabildim.
Nihal Bengisu Karaca, Özhan Eren’in “Güldür Gül”e yaptýðý beste için, “Peygamber sevgimizi, gül ile tartýlma niyetimizi temiz bir dünyevilikle perçinleyeceðimizi sandýðýmýz günlerin fonuydu bu beste.” demiþ ve ardýndan yazýsýnda o günlerde bizim kesimin okuduðu kitaplardan, takip ettiði dergilerden ve birçok isimden bahsetmiþ. Ve yazýsýný, “Bülbül deðiþik, gül plastik. Bahçe tarumar, ne bülbül ötmekte ne de açmakta çiçek.” diye bitirmiþ.
Neden böyle oldu? Doðu’dan Batý’dan okunmadýk kitap, izlenmedik film, dinlenmedik müzik, takip edilmedik söyleþi ve konferans vb. býrakmayanlar nasýl oldu da ‘plastik gül’e kaldýlar. Üstelik en adi plastikten yapýlmýþ gül’e!
‘Her þeyi cesurca’ tartýþanlar kimlerin zokasýný yuttu da Müslümanlýk adýna Allah’ý, Peygamberi, Kur’ân-ý Kerîm’i tartýþýr hâle geldiler?
Doðu’dan Batý’dan okunmadýk kitap, izlenmedik film, dinlenmedik müzik, takip edilmedik söyleþi ve konferans býrakmayýp ‘her þeyi cesurca tartýþanlar’ neyi kaybetti de dünyevileþti?
Aslýnda tam burada iki fotoðraf koyup yazýyý bitirmem gerek ama sadece iki fotoðrafý anlatmakla iktifâ edeceðim. Ýkisi de ilâhiyatçý, ikisi de profesör ve ikisi de Kur’an tefsiri yazýyor. Ýki ilâhiyatçý, tefsir yazarken fotoðraflarýný internette yayýnlamýþlar. Biri, bilgisayar masasýnda ayaklarýný tabureye uzatarak yazarken, diðeri de, bilgisayar masasýnýn üstünde içinde sigara yanan küllük ve küllüðün altýnda bulunan bölümde Kur’an-ý Kerim!
Tabiî ki burada akla þu sual geliyor: Hani özlemle andýðýmýz “Gül alýp gül satan”lar acaba böyle mi yaparlardý?
Doðu’dan Batý’dan okunmadýk kitap, izlenmedik film, dinlenmedik müzik, takip edilmedik söyleþi ve konferans býrakmayýp ‘her þeyi cesurca tartýþanlar’ acaba, yatmasý için kendisine verilen odada Kur’an-ý Kerîm bulunduðu için Osman Bey’i sabaha kadar ayakta bekleten idrakten hiç mi haberdar olmadýlar? Yoksa Þiþli Osmanbey’deki sinema salonlarýnda izlediðiniz filmlerde bu mevzu iþlenmedi mi!
‘Her þeyi cesurca tartýþma’ zokasýný yutup Allah’ý, Peygamberi, Kur’ân-ý Kerîm’i tartýþýr hâle gelip edebi kaybedince Allah da bizleri plastik gül’e mahkûm etti? Doðu’dan Batý’dan okunmadýk kitap, izlenmedik film, dinlenmedik müzik, takip edilmedik söyleþi ve konferans býrakmayýp ‘her þeyi cesurca tartýþanlar’ tek bir þey oldular, entelektüel obezite! Bu saatten sonra mide küçültme de fayda vermez!
Yerim dolduðu için mevzuya inþallah Çarþamba günü devam edeceðim.