Güle oynaya gruptan çýktý

Fenerbahçe oyuna sabýrlý ve sakin baþladý, gol pozisyonlarý da buldu. Ýlk önce Alper Potuk daha sonrasýnda Sow’la kaçýrýlan goller vardý. Onlara ilaveten Van Persie de bir pozisyonda ayný gol kaçýrma beceriksizliðini gösteren oldu. Hele ki Sow’un kaçýrdýðý gole inanýlmaz þekilde sinirlendim. Ama daha sonra atmýþ olduðu röveþata golüne ise “þapka çýkarýp” sevinen oldum. Feyenoord adýna ilk yarý Vilhena’nýn direkten dönen topu yürekleri hoplattý.

Attýðýmýz golden sonra skoru koruma adýna kendi yarý alanýmýzda adeta kilitlenen olduk. Özellikle ikinci yarý ise Feyenoord’un baskýsýyla geçti. Ama kurulan bu Feyenoord baskýsýnda Hollanda ekibi gol pozisyonlarý üretmekte zorluk çekti. Biz attýðýmýz gol avantajýný çok daha iyi kullanabilirdik. Maçý farklý da kazanabilirdik. Ama her nedense Fenerbahçe bir gol attý üstüne yattý havasýna girdi.

Takým halinde zaman zaman çok top kayýplarýyla oynadýk. Ben Mehmet Topal’ýn ilk kez bu kadar pasif top oynadýðýný izledim. Josef de Souza ise geriye oynama arzusundan bir türlü vazgeçmedi. Kaleci Volkan Demirel olaðanüstü kurtarýþlar yaparken, Þener ve Hasan Ali çok iyi akýnlarý baþlatan ve de ortaya koymalarý gereken futbolu sergileyenlerdi. Kjaer ve Skrtel mükemmel savunma anlayýþýný ortaya koyarken, Alper Potuk da orta sahada yapabileceði, ortaya koyabileceði performansýn en iyisini gösteren oldu. Eðer Fenerbahçe bu turu atladýysa ki, öyle oldu; gruptan çýkma sevincini doyasý- ya yaþamasý lazým. Feyenoord takým olarak eski gücünü çok kaybetmiþ. 40 yaþlarýna yaklaþan Kuyt’tan hala büyük beklentiler içindeyse varýn siz düþünün gerisini.