Gülen, Bahçeli’yi neden affetmiyor?

Gülen, geçmişteki bütün iktidarlarla iyi geçindi. Ecevit’in, Yılmaz’ın, Çiller’in ayağına gitti. Demirel’e ödüller verdi. Onların karşısına hiç dikilmedi. Özellikle 28 Şubat döneminde, sonrasında DSP-ANAP-MHP koalisyon hükümeti döneminde yolsuzluklarla hiç ilgilenmedi. O günlerin şahidi olarak söyleyeyim; Gülen’in dediği şuydu: Bizim işimiz yolsuzluklarla mücadele değil, biz gönülleri fethetmeliyiz. Yolsuzluklar ancak ondan sonra düzelir...

Fethullah Gülen’i, asıl 7 Şubat 2012 MİT krizinden itibaren iyi tahlil etmek lazım. İlk cevaplamamız gereken soru şu: Gülen; MİT Müsteşarı üzerinden Başbakan Erdoğan’a neden ve nasıl savaş ilan etti? Kim onu cesaretlendirdi, itekledi? Ne oldu da, Pensilvanya’da ABD’nin kontrolündeki Gülen, aniden Erdoğan düşmanı kesildi? Yolsuzluklara gözünü kapatırken birden bunu Türkiye’nin en önemli meselesi gibi gösterip, bu bahane ile AK Parti hükümetini 17/25 Aralık darbesi ile neden düşürmeye kalktı?

Gülen, İslam’a hizmet davasını sattı. Öyle olmasaydı, CIA gölgesinde, küresel güçlerin arzuları istikametinde AK Parti hükümetini devirmeye, siyaseti dizayn etmeye, samimi ve fedakâr insanları dini söylemle kendisine inandırıp, CHP ve HDP’nin oy ambarı haline getirmeye kalkmazdı...

Kimisi diyor ki, CHP’ye, HDP’ye oy istemek neden yanlış olsun? Demokraside seçmen istediği partiye oy verir... Biz buna itiraz etmiyoruz. İtiraz ettiğimiz, seçmenin kendi iradesiyle değil, Pensilvanya’dan gelen Gülen talimatlarıyla topluca bir partiye yönelmeleridir. Eleştirdiğimiz, insanların hipnoz halinde, vicdanlarını ve iradelerini Gülen’e ipotek ettirmeleridir...

Bugün ortaya çıkan hakikat şudur: Gülen takiyenin, Makyavelizm’in en büyük temsilcisidir. Kendi hayalindeki Türkiye için herkesi, her kurumu, siyaseti kullanmaktadır. Vefası yoktur. Ben hâlâ 30 Mart seçimlerinde, “Hizmet hareketi” diye Gülen cemaatine en büyük yardımı yapan AK Partili belediyelerin, CHP’ye geçmesi için yapılan vefasızlığı, vefasızlık ötesi kalleşliği unutamıyorum.

Aynı vefasızlık, kalleşlik bugün MHP’ye yapılıyor. Bir kenara yazın; yakında CHP’ye de yapılacaktır... Sayın Bahçeli’nin geçen hafta Salı günü partisinin Grup toplantısındaki konuşmasını unutmayalım:

“Bunlar ikiyüzlü ve Türkiye’nin karşısındaki husumet kutbudur. Bunlar dini paraya dönüştüren, imamlığı şirkete çeviren, ABD’nin kuklası, İslamiyet’in yüz karalarıdır. Ankara, Washington ve Pensilvanya arasında MHP düşmanlığının üçgeni kurulmuştur. Bizim Paralel’e teslim edecek bir partimiz yoktur”

Gülen Bahçeli’yi affetmez. Çünkü Bahçeli, 7 Haziran seçimleri sonrası Gülen’i dinlemedi! Gülen, Zaman gazetesi ve Samanyolu TV yayınları ile CHP-MHP-HDP restorasyon hükümeti istedi. Bahçeli şiddetli tepki gösterdi. Gülen bu defa, Bahçeli’nin başbakanlığında kurulacak ve HDP’nin dışarıdan destekleyeceği CHP-MHP hükümeti için yayınlar yaptırdı. Bahçeli ona da karşı çıktı. Gülenistlerin tek kurtuluşu AK Parti’siz bir hükümetti, Bahçeli Gülen’in bu tezgâhını bozdu. Şimdi Bahçeli’den intikam alınmak isteniyor.

MHP’de olan bitene bir kurultay meselesi, bir genel başkanlık yarışı gibi bakılmamalı. 1 Kasım’da sükût-u hayale uğrayan Gülen, savrulmaya devam ediyor. Kendisine bağlı olanların mağduriyetine zerre kadar üzülmeden; devlete, hükümete, siyasete meydan okumaya devam ediyor...