Gülen Grubu’nun 17 Aralýk sonrasý Cumhuriyet Halk Partisi ile oldukça yakýn iliþkisi göze çarpýyor. Grubun medyasý, AK Parti karþýtý olan irili ufaklý bütün siyasilere vizesiz bir platforma dönüþmüþ durumda. Fakat CHP hem ana muhalefet partisi olmasýndan dolayý hem de son dönem yaþadýðý dönüþümden dolayý özel bir yere sahip. Bu durum Gülen Grubu’nun CHP ile kurduðu iliþkinin, Baþbakan’ýn iddiasýnýn aksine geçici deðil kalýcý olmasýnýn da önünü açabilir.
CHP ve Gülen Grubu eklemlenme hikayesi, CHP’nin kendi iç darbesi sonrasýnda yaþadýklarýyla oldukça yakýn bir iliþki içerisinde. Bu yönüyle Gülen Grubu’nun diðer siyasi unsurlarla taktik ittifaklar yaparken, CHP ile stratejik bir iþbirliðine girmesinin zemini bulunmaktadýr. CHP, Baykal sonrasý dönemde izlemeye gayret ettiði ‘herkesi yakala’ stratejisi ana siyaset teknolojisine dönüþmüþ durumda. CHP parti içerisinde varoluþsal bir kriz çýkana kadar ‘ittifak stratejisini’ sýnýrlarý zorlayarak kullanmaya devam edecektir. Son tahlilde Kemalist ve Alevi cemaatlerinin ana ekseni oluþturduðu çekirdek tabanda sorun çýkmadýðý sürece taktik ittifaklar devam edecektir. Bu durumun elbette ciddi bir maliyeti var.
CHP ittifak siyaseti marifetiyle büyük ölçüde kurucu bir siyaset yapma þansýný kaybediyor. CHP’yi adeta bir siyasi platforma dönüþtürüyor. Ýsteyen herkesin, hiçbir þeyini deðiþtirmeksizin, jenerik baþlýklar altýnda, kendisine yer bulabildiði bu platform, beraberinde siyasi nihilizmini de üretiyor. Ana ideolojik eksenin deðiþme ihtimali de ortada görünmedikçe, Türkiye’de solun payýna düþen havuzda var olmaya mahkum oluyor. Bunun anlamý ise iktidar ihtimalinin neredeyse sýfýrlanmasý demek. Ýktidar krizini hafifletmenin bir aracý olarak ‘kendi havuzunda dalgalanmalar’ yaþa(t)maktan baþka bir çare kalmýyor.Bu durumun Kemalizm ile açýk bir þekilde yüzleþmeden deðiþmesi ise ihtimal dýþý.
***
Kýlýçdaroðlu bu anlamda CHP’nin yeni statükosu için neredeyse vazgeçilmez bir lider konumunda. Parti içerisinde Kemalist cemaatin ideolojik olarak kabullendiði, Alevi cemaatin ise tabii lideri olarak gördüðü, birleþtiren bir role sahip. Þimdi, blok destek unsurlarýna, Gülen Grubu da eklemleniyor. Gülen Grubu, elbette ilk anda, blok halinde CHP’ye iltihak etmeyecek. Lakin grubun AK Parti’ye siyaset dýþý bir unsur olarak amansýz bir muhalefet yapma arzusu, büyük ölçüde CHP’nin gölgesine girmesi anlamýna geliyor. Tamamen ve sadece CHP ile eklemlenmemelerinin sebebi ise muhalefet partilerinin Türkiye’nin tamamýnda AK Parti ile rekabet edememelerinden kaynaklanmaktadýr.
CHP gibi Gülen Grubu da kendisini bir platform olarak görmekte. Bütün siyasi partilerle iliþki içerisine girebileceðini düþünmekte, ‘herkese eþit mesafede durarak’ siyasete müdahil olunabileceðine inanmakta. Tam teþekküllü bir anti-siyaset haline tekabül eden bu duruma, fazlasýyla yatýrým yapmaktan kendilerini alamayacaklar. Aksi takdirde, partileþmeyeceðini ilan eden Gülen Grubu, ya siyasi bir aktör olmaktan tamamen vazgeçecek ya da sað-sol denkleminde kendisine yer bulamayan, arafta kalmýþ ve zaman içerisinde hýzla anlamsýzlaþan bir aktöre dönüþecek.
Gülen Grubu’nun 17 Aralýk öncesinde kullandýðý dile bakýlýrsa, CHP ve MHP’den mütevellit ‘bir muhalefet demeti’ olduðu görülür. Grup, dýþ politikadan ekonomiye, Ýslamcýlýktan Kürt Meselesine kadar birçok farklý baþlýkta, büyük ölçüde CHP’de ete kemiðe bürünen söylemi doðal bir þekilde tüketiyordu. 17 Aralýk sonrasý yaþanan, muhalefet dilinin aþikar ve dozajý artmýþ bir þekilde kullanýlmasýndan ibarettir. Kaldý ki Gülen Grubu, 28 Þubat travmasýný, Türkiye vasatýnýn radikal bir þekilde uzaðýna düþmek pahasýna yönetmeyi becermiþ bir tecrübeye sahip. Ayný tecrübenin üzerine, Grubun ‘diyalog faaliyetleri’ altýnda yýllardýr farklý kesimlerle kurduðu iliþki eklenince, CHP ile kurulan ittifakýn tabanda büyük ölçüde yönetileceðini söylemek mümkündür. Peki CHP, Kemalist ve Alevi cemaatlerinin yanýnda bir de ‘Gülen Cemaati’ni sindirebilir mi? Herkesin kendi dünyasýnda yaþadýðý ve AK Parti karþýtlýðýnda birleþtiði bir formül ayakta tutulursa, niçin olmasýn?