Gülen kýstýrýldý

Beyaz Saray’daki Erdoðan-Trump görüþmesinin iki temel konusundan biri, FETÖ elebaþý Fetullah Gülen’in tutuklanmasý/iade edilmesi talebiydi.

Bu görüþme, F. Gülen’in bugüne kadar baþýna gelen en kötü þeydir. Kritik bir zirvede konu baþlýðý olmak FETÖ elebaþýný periþan etmiþtir. Bu periþanlýkla, görüþmenin yapýldýðý 16 Mayýs salý günü ABD’nin önde gelen gazetelerinden Washington Post’ta Gülen’in makalesi yayýnlandý. Batý medyasýnýn, CIA’nýn FETÖ’ye desteði devam ediyor.

F. Gülen, söz konusu makalede NATO’yu Türkiye’ye askeri müdahalede bulunmaya davet etti. Yanlýþ okumadýnýz, bir ABD gazetesinde, 15 Temmuz darbe giriþiminin 1 numaralý þüphelisinin makalesi yayýnlanýyor ve NATO/ABD Türkiye’ye müdahaleye çaðýrýlýyor.

F. Gülen’in karakterinin en bariz vasfý; yeminler ederek büyük yalanlar söylemek ve kendisini kurtarmak için herkesi kolayca satmasýdýr.

Kendisi tanýnmaz hale gelmesine raðmen makalesinin baþlýðýný, “Artýk Tanýyamadýðým Ülke Türkiye” koymuþ. ABD’ye ve Avrupa Birliði’ne þöyle yalvarýyor:

“Batý, Türkiye’nin demokrasi rotasýna geri dönmesine yardým etmeli. Bugünkü görüþme ve önümüzdeki hafta yapýlacak olan NATO Zirvesi bu maksada matuf bir fýrsat olarak deðerlendirilmeli.

“Erdoðan, geçtiðimiz yýl 15 Temmuz’da gerçekleþtirilen menfur askeri darbe giriþimini (Hâlbuki baþtan beri hükümetin kontrollü darbesi diyordu. HG) müteakip masum insanlara karþý sistematik bir zulüm kampanyasý baþlattý. Kürtler, Aleviler, laikler, solcular, gazeteciler, akademisyenler ya da irtibatlý olduðum barýþçý bir insani hareket olan Hizmet camiasý mahvedildi. Bunlarýn arasýnda NATO’nun Avrupa’daki karargâhýnda görev yapan isimler de vardý.

“Darbe teþebbüsü ortaya çýktýðýnda onu þiddetle kýnadým (Büyük yalan. HG)  ve bana isnat edilmesini net bir dille reddettim. Ayrýca, darbeye katýlanlarýn ideallerime ihanet etmiþ olduklarýný ifade ettim. (Satýþ. HG)

“Otoriterlik girdabýndaki AKP, 2013 yazýnda da Gezi parký eylemlerini þiddetle bastýrmýþtý.

“Erdoðan’ýn kendi halkýna zulmetmesi artýk sadece bir içiþleri meselesi olmaktan çýkmýþtýr. Türkiye’nin, þiddeti meþru gören radikallere kucak acarken Kürt vatandaþlarýný ümitsizliðe sevk eden diktatöryel bir rejim haline gelmesi, Ortadoðu güvenliði için bir kâbus olacaktýr. NATO, üyeliðinin gereði olarak Türkiye’nin, ittifakýn demokratik normlarýna sadýk kalmasýný talep edebilir ve etmelidir...”

Baþtan aþaðý provokasyon kokan bu makalede FETÖ elebaþý neden NATO deyip duruyor? Çünkü kýstýrýldýðý yerde bir tükenmiþlik yaþýyor.

Bilindiði gibi Ankara Cumhuriyet Baþsavcýlýðý'nýn yürüttüðü soruþturmada, NATO karargâhlarýnda 462 Türk subayýn görev yaptýðý, bunlardan aralarýnda generallerin de bulunduðu 237'si hakkýnda FETÖ'den adli ve idari iþlem yapýldýðý öðrenildi. Þüphelilerden en az 200'ü, Türkiye'nin 'dön' emrine uymadý ve firari duruma düþtü. Çoðu bulunduklarý ülkelerde iltica talebinde bulundu. 17’sinin örgütün kripto haberleþme programý ByLock’u kullandýðý tespit edildi. NATO'da görevli FETÖ'cülerden 3'ü general/amiral rütbesinde.

Demek ki 15 Temmuz darbe giriþimi baþarýlý olsaydý, darbe NATO tarafýndan yani ABD ve AB tarafýndan týpký Mýsýr’daki Sisi darbesi gibi meþru ilan edilecekti. Bu yönde gizli bir anlaþma olmasý da ihtimal dâhilinde.

F. Gülen Aðustos 2016’da da Mýsýr'ýn Al Gad televizyonundan yaptýðý çaðrýda "Türkiye’nin iç savaþa gittiðini ve Batý'nýn acilen bu duruma müdahale etmesi gerektiðini” söylemiþti.

Batý’ya taþeronluk, Türkiye’ye hainlik edenin sonunu gerçekten merak ediyoruz.