Gülerce’yi ne yapmalý?

Hüseyin Gülerce benim 40 yýllýk arkadaþým. Yeniden Milli Mücadele dergisinde, Bayrak’ta birlikte çalýþtýk, bekarken ayný evlerde kaldýk. Keþan’da, son derece kurak bir manevi iklimden gelip, Çapa Yüksek Öðretmen Okulu’nda, islami-milli bir iklimle tanýþanlardan.

Mücadele Birliðinden ayrýldýktan sonra, ayný durumda olan herkes gibi, bir süre hayata tutunabilme mücadelesi verdi. Sonra Hizmet Camiasý ile tanýþtý.

Yakýn zamanda söylediði þudur:

“Benim hayatýmýn en büyük þerefi, Hocaefendi’nin 25 yýldan beri beni dost olarak kabul etmesidir.” 

Zaman Gazetesinde Genel Yayýn Yönetmenliði yaptý. Uzun süredir orada yazýyor. Öyle deðildir ama, kamuoyu onu, “Hizmet Camiasýnýn sözcüsü” olarak bilir. Yurt içinde dýþýnda Camia’nýn organize ettiði binlerce konferansa, Abant Platformu’nun onlarca toplantýsýna katýlmýþtýr.

Bir süredir sancýlý idi. Bu, yazýlarýna yansýyordu. “Barýþ dili” konusunda çýrpýndý durdu. Nezaket ölçüsünde Camia’yý uyardý, Baþbakan’a seslendi.

Ve sonunda Ýnternethaber’den Hadi Özýþýk’a yüreðini açtý. Camia’ya yönelik bir içten ikaz bu. Hani ben yazýp duruyorum ya “Dostça”diye... Ayný dost yürekten bir uyarý bu.

“Dört konuda yanlýþ yaptýk” diyor, “yaptýk” diyor yani, içerden bir dil ile konuþuyor.

Þunlarý söylüyor:

“1- Hizmet baþtan beri yanlýþ yaptý. Türkiye Cumhuriyeti Baþbakaný’na savaþ açtý. Gezi’den itibaren Baþbakan’a hakaret etmeye baþladýlar.

2- Üslubumuzu kaybettik. Namus bildiðimiz üslubumuz. Biz bunu býraktýk hükümetle savaþa girdik, diyaloðu býraktýk çatýþmacý dil kullandýk.

3- Siyasallaþtýk. CHP için kapý kapý dolaþýp oy istedik.

4- Hizmet hep çoðunlukla hareket etti. Hep öyle yoluna devam etti. Ýlk defa çoðunluðun karþýsýna çýktý ve kaybetti. Orijinalini kaybetti, yara aldý.”

Gülerce “Hizmet fabrika ayarlarýna dönmeli” diye de ilave ediyor.

Bunlar, çok “içten” ve “içerden” deðerlendirmeler.

Hüseyin Gülerce’nin, þu yaþanan süreçte, Hizmet’in yara almamasý noktasýnda nasýl bir duyarlýlýk sahibi olduðunu bilmek zor deðil. Nitekim bu deðerlendirmenin sonunda yine Baþbakan’a yönelip,

“Baþbakan’ýn bundan sonra Hizmet

Hareketi’ne karþý, þefkatli, merhametli ve demokrat tavýrlarla sadece hukukun

üstünlüðüne riayet edeceðine inanýyorum”  diyor.

Ne yapmalý Hüseyin Gülerce’yi?

Ben yazdým yazdým olmadý, Bugün’den ayrýldým.

Zaman’da Etyen Mahçupyan, Bugün’de Gülay Göktürk, süreçte, Camia’nýn genel tavrýndan farklý deðerlendirmeler yaptýlar, bana göre çok saðlýklý deðerlendirmelerdi onlar. Ama Camia’nýn çizgisini oluþturan ana aktörler, onlarý da görmedi. Onlarýn oralarda hala yazýyor kalmalarý da her þeye raðmen olumlu bir durum. Keþke duysalardý o sesleri.

Þimdi Hüseyin Gülerce dýþlanmasa derim öncelikle. Hani bazen, “içerdeki” daha kolay ve çok katý biçimde dýþlanýr böyle ortamlarda, onlarýn etrafýnda bir çözülme riski algýlandýðý için.

Bilmiyorum bir özeleþtiri yapacak mý Camia?

Baþbakan, “paralel yapý” konusunda tavizsiz davranacak, bu açýk.

“Haþhaþin” tanýmlamasý, en yakýnýndan ve sinsice vurulmak anlamýna kullanýlýyor. Bu, koruma görevlisine, bazen özel kaleminize bile inanamamak gibi bir þey. “Arkadan” ve “hançerlenme” hadisesi. Ama iþin “hizmet” boyutunun korunmasý, yani “geniþ tabanýn hedef seçilmemesi” durumu ayrý deðerlendirilebilir mi?  

Maalesef seçim sürecinde, “Camia’nýn merkez kadrolarý”, geniþ kitleyi savaþa sürmek gibi bir yolu benimsediler. “Kapý kapý dolaþýp CHP’ye oy istemek” gibi bir çýlgýnlýða sürüklediler. Dolayýsýyla Hizmet tabanýný Hüseyin Bey’in iþaret ettiði “Geniþ muhafazakar kitle” ile mesafeli hale getirdiler.

Zaman’ýn 21’inci sayfasýnda þu baþlýkla bir haber vardý dün: “Biz kutuplarda -50’lerde hizmet eden kýz kardeþleriniziz.” Bu sözler, eþini yurt dýþý hizmetinde kaybetmiþ bir hanýmefendiye ait. Kimsenin bu fedakarlýða olumsuz bir þey söylemesi söz konusu olamaz.

Ama bu hanýmefendiyi alýp, CHP propagandisti haline getirirseniz, önce onu, çok kötü bir yerde kullanmýþ olursunuz. Bunun özeleþtirisi yapýlacak mý bugün, mesele bu.

Son söz: Hüseyin Gülerce’yi dinlemeli Camia ve asla refleks olarak dýþlamayý tercih etmemeli.