Siyasetin “mühendislik” kaldýrmadýðýný bilmez... Nerden bilecek! Çünkü kendisi de bir mühendislik çalýþmasýnýn ürünü olarak genel baþkanlýk makamýna kuruldu.
Özetleyelim:
Bir gün, bir yerlerden bir “kaset” çýktý...
Kurgucular, kasetle anýlan genel baþkanýn makamýný boþaltacaðýný hesaplamýþlardý. Öyle oldu. CHP genel baþkaný Deniz Baykal “gördüðü lüzum” üzerine (daha çok kendisine yönelecek baskýlarý göðüsleyemeyeceðini düþündüðü için) makamýný boþalttý.
Hiç hesapta olmayan biri çýktý...
Hangi taban baskýsýyla, hangi delege tercihiyle geldiðini bilmediðimiz biri: Kemal Kýlýçdaroðlu... Çýktý ve CHP genel baþkanlýðýna kuruluverdi.
Geliþi milattýr...
Gidiþi de milat olacak gibi görünüyor.
Bir mühendislik çalýþmasýnýn ürünü olarak oturduðu koltukta siyasetin doðasýna aykýrý iþler yaptýðý (Abdullah Gül ismi etrafýndaki mühendislik çalýþmasýnýn bir neferi olmayý “sindirdiði”) için gidecektir.
Eli kulaðýndadýr...
Cin olmadan adam çarpmaya kalkýþtýðý ve yüzüne gözüne bulaþtýrdýðý için zaten gitmelidir...
Bu (konuyla alakasýz gibi duran) girizgâhý niçin yaptým?
Özel bir nedeni yok.
Belki de, birazdan ele alacaðým malzemeyi daha iyi tanýyabilmeniz için...
Konu þu:
Kýlýçdaroðlu, geçenlerde Kayseri’de gerçekleþtirilen Ýl Baþkanlarý Toplantýsý’na katýldý ve bir konuþma yaptý. Upuzun ve her satýrý “ibret levhalarýyla” dolu konuþmasýný özetleyecek deðilim.
Sadece kýsa bir bölümünü aktaracaðým.
Buradan yola çýkarak, konuþmanýn bütünü (ve konuþmacýnýn niteliði) hakkýnda fikir sahibi olabilirsiniz.
Þöyle dedi: “CHP Ýl baþkanlarý bilgiye dayalý konuþmalý ve muhalefet yapmalýdýr. Neleri yapacaðýmýzý anlatmalýdýr... Bundan sonra bilgiye dayalý konuþacaðýz... Boþ laf etmek yok.”
Bunu diyen adamýn okuduðu son kitap, “Ýnce Memed...”
Ýktidara gelirse, Köy Enstitüleri’ni ihya edecek... “Çaðdaþ Köy Enstitüleri kuracaðýz” diyor.
Hep bilgiye dayalý konuþtuðu ve boþ laf etmediði için Köy Enstitülerinin Atatürk tarafýndan kurulduðunu zannediyor. Yine, ölümünden sonra (1939’da) Atatürk’e “Zeytin Kanunu” çýkarttýrýyor...
Bilgiye dayalý muhalefet yaptýðý için Osmanlý’nýn tüfek dahi imal edemediðini söyleyebiliyor ve bu “kýymetli bilgiden” yola çýkarak yerli savunma gereci üreten AK Parti hükümetine laf sokuyor...
Dahasý, Osmanlý devletinde resmî dilin Farsça olduðunu sanýyor.
Ýki hafta kadar önce Yörüklerle bir araya gelmiþ, “Osmanlý size çok zulmetti” filan gibi laflar etmiþti. Sonra da iþe Dadaloðlu’nu karýþtýrarak bilgiye dayalý muhalefetten örnekler sunmuþtu.
Cumhurbaþkaný Erdoðan tarafýndan eleþtirilince de, “Kitapta böyle yazýyor. Göndereyim sen de oku” diyerek, ettiði haltýn üzerine bir de tüy dikmiþti.
Osmanlý’nýn Yörüklerle ne zaman karþýlaþtýðýný, onlara ne gibi zulümler yaptýðýný bilmiyoruz.
Bildiðimiz þu: Yörüklere de gadreden Celali isyanlarýný bastýrmýþtý. (Osmanlý’yý bir de isyan bastýrmakla suçluyor.)
Kaldý ki, “isyan bastýrmak” Osmanlý’ya mahsus bir uygulama deðildi.
Çiçeði burnunda Türkiye Cumhuriyeti devleti de mebzul miktar isyan bastýrmýþtý ama Kýlýçdaroðlu bunlarý görmüyor.
Hatta “Devrimin tarihsel meþruiyeti çerçevesinde bunlar doðal karþýlanmalýdýr” diyor. (Dersim tenkilini “doðal” karþýlamýþtý mesela.)
Bu yazýnýn amacý þu:
Ýl Baþkanlarýna boþ konuþmayý yasaklayan “bilgi küpü” Kýlýçdaroðlu’nu Cumhurbaþkaný adayý görmek istiyorum.
Kabul ederse yüzümüz gülecek.
Milletimizin de yüzü gülecek!