Bir vefa yazýsý yazmak Gül için.
11’inci Cumhurbaþkanýmýz Abdullah Gül için.
Devir-teslimler vs sürecinin aktüalitesi içinde fýrsat olmadý, ama Gül’ün böyle bir vefa yazýsýný fazlasýyla hak ettiði kanaatindeyim.
Yarýnlarda siyaset içinde, memleket hizmetinde nasýl bir rol üstlenir bilmiyorum, benimkisi, düne dair Gül deðerlendirmesini içeren bir yazý olacak.
Bence çok deðerli bir hizmet sundu 7 yýl içinde Çankaya’da. Kanaatimce, Ak Parti’nin siyasi misyonu açýsýndan da çok deðerli idi bu 7 yýl.
Bir tür ilk kurbandý Abdullah Gül, siyasi sistemin en tepesindeki statünün, sistemin dýþlayageldiði toplum kesimlerinin içinden gelen bir insaný kabul edebilirlik kapasitesi açýsýndan.
Tayyip Erdoðan’ýn Çankaya yolculuðunun önünü açan bir sýnav olduðu da kuþkusuzdur.
Çankaya yolunda ilk þimþeklerin onun üzerinde çaktýðýný hep birlikte gözledik.
Kolay olmadý hiç þüphesiz bu Çankaya sýnavý.
Bir kalenin, belki “son kale”nin ele geçirilmesi gibi görülen bir olaydý, Ak Parti içerisinden birisinin Çankaya’ya çýkmasý.
Belki bazý zorluklarý rahmetli Turgut Özal aþmýþtý Çankaya’da.
Ama yeni kriterler havada uçuþtu Abdullah Gül’ün Cumhurbaþkanlýðý söz konusu olunca.
En baþta “eþinin baþörtüsü” Çankaya kriterlerinin tahammül alanýna girmekte miydi? Aman nasýl bir mücadele alanýydý Cumhurbaþkaný eþinin baþörtüsü! Sanýrdýnýz ki Cumhurbaþkanlýðýný hanýmefendi yapacak ve onun giysisi, Çankaya’nýn itibarýný gölgeleyecek. Hanýmefendi’nin giyim-kuþam tercihlerinin, Cumhurbaþkaný’nýn hayat alanýný daraltma riski ancak Türkiye gibi bir ülkede gerçek olabilirdi. Bu dönemler, resepsiyonlara eþsiz davetlerin gerçekleþtiði, sivil - asker davetlerinin ayrý platformlarda yaþandýðý dönem olacaktý.
Bu dönem, “Atatürk’ün makamý”nýn böyle “taþradan gelen” birisine emanet edillip edilemeyeceðinin sýnandýðý bir dönemdi.
Gül, bu dönemleri, diplomat karakterinin yardýmýyla aþtý denebilir.
Sonra gelen günler...
Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaþkanlýðýný, ana muhalefet partisi niteliðinde sürdürdüðü bir dönemin peþinden gelen günler.
Ak Partinin peþpeþe gelen ve kurulu düzenin dönüþümünü saðlamaya yönelik adýmlarla ilerleyen iktidar günleri, muhalefetin bir türlü bu iktidarý içe sindirememe durumu ve bu arada Cumhurbaþkaný olarak Abdullah Gül.
Ak Parti içinden gelmiþ ve Cumhurbaþkaný olarak tarafsýzlýðý gözaltýnda bir insan.
Ahmet Necdet Sezer gibi ana muhalefet olmayacaðý muhakkak da, iktidardan gelen her þeyi onaylayan, “Noter” rolünde bir Cumhurbaþkaný olmasý da kabul görmeyecek bir konum. Ama, içinden geldiði siyasi misyondan bütünüyle kopmuþ bir baðýmsýzlýk da problemli. Kopamazsýnýz, çünkü sizin Cumhurbaþkaný olmanýz da, içinden geldiðiniz siyasi yapýnýn hazýrladýðý bir sonuç ve o siyasi misyonun bir Çankaya rolü öngörmesi tabii. Ýþte bu parametreler arasýnda “saygýn” bir Çankaya görevi ifa edebilmek... Abdullah Gül’ün burada geçirdiði 7 yýl, evet, bence oldukça baþarýlý bir 7 yýldýr.
Ak Parti hükümetlerinin bütün mutfaðýna vakýf olmasý mümkün olamazdý hiç kuþkusuz, iktidarýn onlarca, yüzlerce eyleminin olmasý, kanunlarda, kararnamelerde farklýlaþmalar son derece tabii idi.
Ayrýca iktidarýn Cumhurbaþkaný’nýn önüne gelen hamlelerinde, muhalefetin sert tepkilerinin olmasý ve Cumhurbaþkanýndan veto beklentilerinin bulunmasý da tabii idi.
Böyle birçok durumla karþý karþýya kaldý sayýn Gül ve kimi zaman muhalefetin tepkilerini göðüslemeyi göze alarak, kimi zaman farklý baktýðý durumlarda iktidarýn giriþimlerini, henüz önüne gelmeden tashih ederek mümkün olan dengeyi saðlamaya çalýþtý.
7 yýlýn ardýndan bakýldýðýnda Gül’ün Cumhurbaþkanlýðýnýn, olabildiðince, gençliðinden bu yana getirdiði fikri-siyasi çizgi içinde seyrettiðini tespit edebiliyoruz. Özal bir kilometre taþý ise bu konuda, Gül de onu daha ileri boyutlara taþýyan bir kilometre taþýdýr. Emanet þimdi Tayyip Erdoðan’dadýr. Erdoðan kuþkusuz daha farklý bir Cumhurbaþkanlýðý yapacaktýr, onun da zorluklarý vardýr, ama Gül’ün ona bu farklýlýk için alan açtýðýný ifade etmek, bir kadirþinaslýk borcudur.
Dilerim kendisi için Çankaya tecrübesinin de katýlacaðý yeni hizmet alanlarý oluþur.
Tebrik ediyorum.