Siyaset tarihi sürprizlerle dolu bir tarihtir.
Hiç beklenmedik þahsiyetlerden sürpriz çýkýþlar yaþanmýþtýr/yaþanmaktadýr.
Bazen bizzat siyasetçinin hýrsý bazen de çevresindekilerin tahriki þaþýrtýcý sonuçlara müncer olabiliyor.
Týpký Abdullah Gül beyin dün kendisine tuzak kuranlarla birlikte kadim dostunun karþýsýna aday olarak çýkma izlenimi býrakmasý gibi.
***
Bu yazýyý dün sabah yazdýðýmda Gül’ün muhalefetin ortak adayý olma ihtimali rafa kalkmýþ görünüyordu.
Bakanlýk, baþbakanlýk ve cumhurbaþkanlýðý makamýna yükselmesinde en büyük desteði veren dostunun karþýsýnda aday olma izlenimini vermesi þaþýrtýcý bir durumdu.
Uzun zamandan beri tavrýný net olarak belirlemiyor, aday olabileceði izlenimi býrakan açýklamalar yapýyordu.
Hakkýnda yazdýðým en son yazýda kendisini ‘Kardeþimin karþýsýnda aday olmam!’ açýklamasý yapmaya davet etmiþtim.
***
O yazýdan birkaç gün sonra MHP Genel Baþkaný cumhurbaþkanlýðý seçimlerinde Erdoðan’ý destekleyeceklerini ilan etti.
AK Parti MHP ittifaký cumhurbaþkanlýðý seçiminin sonucunu belirlemiþti.
Gül, bu gerçeði gördüðü için dikkat edilirse o tarihten sonra suskunluðu tercih etti.
Ne zaman ki erken seçim kararý alýndý Gül ismi tekrar gündeme geldi.
Hem de 2007’deki seçilmesini engellemek için üretilen 367 garabetinin meclisteki temsilcisi CHP’nin desteklediði bir aday olarak.
Yazýk ki, ‘Kardeþim Erdoðan karþýsýnda aday olmam!’ demesi beklenirken, tam tersine adaylýða sýcak baktýðý izlenimi vermeyi sürdürdü.
***
Tabii ki aday olmak, þartlarý taþýyan her vatandaþýn demokratik hakkýdýr, Gül’ün de hakkýdýr.
Ama kurucusu olduðu partinin adayýna karþý üstelik kendisinin seçilmemesi için her yola tevessül etmiþ ve tek amaçlarýErdoðan’ý devirmek olan bir kitlenin safýnda yer almasý o hakký kötüye kullanmaktan öte bir anlam taþýmazdý.
Dün kendisine karþý ‘sözde deðil özde laik cumhurbaþkaný istiyoruz’ diyenlerin adayý olma ihtimaline itiraz etmemesi korkunç bir tenakuzdu!
***
Muhalefetin ortak adayý olsaydý dostlarýný kaybettiði gün olacaktý, adaylýðý kabul edeceði izlenimi býraktýðý için büyük yara aldý.
CHP’liler de diðer muhalif partililer de onu zaten sevmiyorlardý, koptuðu için AK Partililer de sevmeyecekti, hiç kimseye yaranamayacaktý.
Ona yakýn görünenler bile alacaklarý tepkiyi hesap ederek destekleyemeyeceklerdi.
***
Evet,Türkiye düþmanlarýnýn aðzýyla siyaset yapan muhalefetin ortak adayý olma ihtimali Gül’ü yaraladý.
Gül muhalefetin adayý olsaydý yanlýþ yapmýþ olurdu, sevenlerinin gözünde intihar etmiþ siyasi bir figür olmaktan öteye anlam ifade etmezdi.
Gül’den sevenlerinin beklediði tavýr, ‘Emperyalizmin savaþ açtýðý Erdoðan’a karþý bir darbe de ben vurmam!’ deyip kardeþi Erdoðan’a destek vermesidir.
Dün kendisini dövenlerle bir olup kardeþine rakip olmaya rýza göstermesi deðildi.
Þükür ki muhalefet anlaþamadý da Gül’ün siyasi intiharý þimdilik önlendi!
***
Olayýn bir yönü böyle...
Bir baþka yönü daha var. O da toplumumuzun muhafazakarlýðýnýn ve dindarlýðýnýn tescil edilmiþ olmasýdýr.
CHP ve HDP gibi dine mesafeli partilerin bile ortak aday olarak dindar birini aramýþ olmalarý, halkýmýzýn din karþýtý görünenlere itibar etmediðinin veseçimleri Erdoðan’ýn kazanacaðýnýn açýk itirafýdýr.
Bu da ‘Ýslamcýlar yenilmiþtir’ diyenlere kapak olsun.