Baþlýða bakýp da “Amma yaptýn ha! Muhalefet olmaz mý?! Ben muhalifim herkesten önce!” diye baðýranlarý duyuyor gibiyim. Benim sözünü ettiðim aklý baþýnda, kültürlü, bilgili, sözü dinlenir, iki lafýndan biri sövgüye kaymayan bir muhalefet! Geçmiþin özlemini sür-git çekerek “Ah be gözünü sevdiðimin Ýstiklal Mahkemeleri! Kel Ali olacaktý da þunlarý bir güzel sallandýracaktý!” kývamýnda, salyalar akýtarak havlayanlarla iþim olmaz. Nasýl köprüye, havaalanýna, yollara, fabrikalara sadece kýskançlýktan karþý çýkanlarla da iþim olmayacaðý gibi. Tezgahlar, komplolar, yalanlar dolanlarla muhalefet yapýldýðýný sanan, fil diþi kulelerde oturup sadece ve sadece bedduayla karýþýk sövgüyü hünerden sayanlar da uzak dursun lütfen!
Türkiye’de ben kendimi bildim bileli muhalefet dendi mi CHP gelir hemen herkesin aklýna. Çocuktum CHP muhalefetti, geldim gidiyorum hala muhalefet! Dünyanýn neresinde görülmüþ bu! Çok partili döneme geçtiðimizden bu yana, Pendik Motel faciasý hariç, tek baþýna hükümet olamýyor. CHP’nin baþýna çökenlerin ortak noktasý millete neyin yapýlabileceðini deðil neyin yapýlamayacaðýný anlatmak. “N’ayýr... N’olamaz... Ýstemezük” üzerine kurgulanmýþ bir muhalefet, beyin dumurunun kanýtý deðildir de nedir? Köprünün yapýldýðý yere mi karþýsýn? O zaman deðiþik bir yer göster! Gösteremez çünkü o kafa zaten ilk köprüye de nedenini bilmeden karþýydý. Sahi ilk köprüye neden karþýydýlar hatýrlayan var mý? Ben söyleyeyim izin verirseniz: “Eðer Boðaz’a köprü yapýlýrsa benzin tüketimi artacak. Biz yoksul bir ülkeyiz; o kadar petrol ithal edemeyiz; mahvoluruz!” Gerekçe aynen buydu. Bugünse tüp geçit yapýldý, ikincisi de yolda, üçüncü köprü bitti bitiyor ama kimse “Biz yoksul bir ülkeyiz. Bunca petrol ithal edecek paramýz yok!” demeyi aklýna dahi getirmiyor; salt geçmiþin alýþkanlýklarýyla, her taþ üstüne taþ koyana sövmek gerekir inancýyla açýyor aðzýný basýyor küfrü!
Basýyor basmasýna da dinleyen var mý? Ciddiye alan kaldý mý artýk çoðunluðun kýyýsýnda köþesinde tur atan ya da hepten fosilleþmiþ muhteremlerin dýþýnda? Vallahi olmadýðýný, sövmeyi siyaset biçimine dönüþtürmüþ Kýlýçdaroðlu Kemal Bey kendi aðzýyla söylüyor:
“Anlamýyorlar, dinlemiyorlar... Hep baþkasýna kulak veriyorlar!”
Eðer söylemlerin taþ devrinde kalmýþsa, hala devletin tütün ekicisine, düþük baþfiyat verdiðini söylüyorsan Ege’de iþin zor aðam! Devlet tütün mü alýyor? Tekel mi kaldý?! Ýktidar olunca (!) neyi nasýl yapacaðýný anlatmak yerine, bir ilden diðerine gitmek için “Bir litre benzine, mazota milyonlar harcýyorsunuz bu pahallýlýkta” gibi, herkesi hayrete düþüren laflar ediyorsan ben sana muhalefet demem seyirlik köy oyunu ya da hisseli harikalar kumpanyasý diyebilirim ancak. Paradan altý sýfýrýn atýldýðýný unut, tütüne devletin baþfiyat falan vermediðini, bunun çoktan arþive kaldýrýldýðýný, milletin bir ilden diðerine artýk kaðný arabasý, uzun burunlu otobüs ya da Murat 124’le falan deðil uçakla gittiðini de bilmeze yat sonra“Niye beni dinlemiyorlar?” diye sor!
Türkiye kendine muhalefet diyenlerin varsaydýðýndan çok daha farklý bir yerde. Bu millet kimin kendisine el verdiðini kiminse iþkembeden attýðýný iyi biliyor! “Benim köylüm, benim memurum, benim iþçim” gibi výcýk výcýk hamaset dolu inandýrýcýlýktan hayli uzak deyiþlerle insanlarý artýk kandýrmak,senin yanýnda saf tutmalarýný saðlamak mümkün deðil. Eh ne demiþti, akýl hocanýz “gayri mümkünü mümkün kýlamazsýnýz gayri!”