Hani eskilerin bir lafı vardır. Önemli bir karar vermeden evvel ‘’üstüne uyumak’’ gerektiğini söylerler. Şu anda verdiğin kararın üzerinden bir gece geçerse, sabah uyandığında daha sağlıklı düşünür ve daha sağlıklı bir sonuca varırsın anlamına geliyor aslında. Yeni yayımlanan bir bilimsel çalışmada bu sözün ne kadar doğru olduğu kanıtlandı. Bu çalışmada gösterilen önemli başka bir şey daha var ki; aslında farkında olmadan edindiğimiz bilgileri, kısa bir uyku sırasında beyinde işlemleme sürecine sokup iyice öğreniriz. Bunun bizim için önemi büyük. Çünkü öğrenme sadece ihtiyacınız olan bilgiyi belleğe aktarmak demek değildir. Öğrenme esnasında ortamda fark etmediğiniz pek çok bilgiyi kullanırsınız. Bilgi beyinde işlemleme sürecine girdiğinde bunların hepsi kullanılır. Bulunduğunuz ortamın ısısı bile bir bilgidir. Hatta beyin bununla da yetinmez geçmiş tecrübelerden edindiğimiz bilgilerle de temasa geçer, oralardan da yardımcı bilgileri alır, hepsini bir süzgeçten geçirir ve yeni bilgiyi oluşturur.
Journal of Sleep Research dergisinde yayımlanan bu çalışmaya 16 sağlıklı gönüllü alınmış. Bazı görevler verilerek bilgiyi öğrenmeleri sağlanmış. Daha sonra bir grup 90 dakika uyurken, diğer grup uyanık kalmış. EEG ile uyku ve uyanıklık öncesi beyin aktiviteleri incelenmiş (EEG beynin kendi kendine ürettiği elektriksel aktiviteyi kaydetme yöntemine verilen isimdir) ve bazı testler uygulanmış. Sonuçlar gün içi kısa süreli uykunun, farkında olmadan maruz kaldığımız bilgiler de dahil olmak üzere, öğrenme üzerine pozitif etkileri olduğunu göstermiş. Aynı zamanda gün içi yapılan bu küçük şekerlemelerin, kişilerin öğrenmiş oldukları bilgileri hedefe yönelik kullanmaları konusunda da etkili olduğu düşünülüyor.
ALZHEIMER HASTALIĞINDAN KORUNMAK İÇİN YAPILABİLECEK ZİHİN EGZERSİZLERİ
Alzheimer hastalığı beyin hücrelerinin yavaş yavaş ölmesi ile ortaya çıkan bir hastalık olduğuna göre beyin hücrelerimizin ölümünü geciktirecek bir önlem varsa mutlaka almalıyız. Eskiden beyin hücrelerinin yenilenmediği, ölen hücrelerin yerine geçebilecek bir şey olmadığı düşünülürdü. Halbuki şu an nörobilim camiası olarak biliyoruz ki; beyin hücreleri yenilenmese de aralarındaki bağlantı sayıları artırılabilir. Beyin hücreleri arasındaki bağlantı sayısının artırılması yeni beyin hücrelerine eş değer etki gösterir. Yani dolaylı olarak diyebiliriz ki evet beyin hücreleri yeni bağlantılar oluşturarak kendisini yenileme kapasitesine sahiptir. İşte buna tıpta nöralplastisite denir. İşte size beyin kapasitenizi artırmak için yapabileceğiniz egzersiz örnekleri. Tabi herkesin hoşlandığı ve yapabileceği egzersiz türü farklıdır. İçlerinden size en uygun olanları seçebilirsiniz…
- Yeni bir dil öğrenmek: Bu sıklıkla söylediğimiz ve beyinde birçok alanı aynı anda çalıştıran bir zihin egzersizi. İki dil konuşabilen insanlarda Alzheimer hastalığı olasılığının daha düşük olduğu bilimsel çalışmalarla da gösterilmiş.
- Belli bir konuyu merak edip onun hakkında araştırma yapmak: Merak zihnimizi en fazla zinde tutan şeylerden. Çünkü merak bizi düşünmeye sevk eder. Düşünmek derken dert ve tasa verici şeyleri düşünmekten bahsetmiyorum. Örneğin yerkürenin oluşumu, insanlık tarihi, uzay gibi bilimsel merak içeren konularla ilgili araştırma yazılarını okumak, aradaki bağlantıları kurup bütünü oluşturmak, üzerinde düşünmek ve yorumlamak.
- Herhangi bir müzik enstrümanı çalmayı öğrenmek: Daha önceden bir enstrümanı iyi çalabilenler için bu madde yeni bir enstrüman öğrenmek şeklinde olmalı.
- Yapabileceğiniz büyüklükte puzzle ile uğraşmak.
- Satranç ve briç gibi düşünce sporları ile uğraşmak.
- İnternette ‹›cognitivetraining’’ sitelerindeki oyunları oynamak.
- Bilgisayarda strateji oyunları oynamak: Tabi buna zaman sınırlaması koymak gerek. Günde bir saatin üzerinde oynamak bir süre sonra bağımlılığa neden olabilir.
- Sudoku tarzında bulmacalar çözmek
- Yeni bir hobi edinmek.
- Örgü örenler için her defasında yeni örneklere yönelmek.
- Her gün düzenli olarak gazete okumak ve güncel olayları takip etmek: Özellikle ileri yaşta hem gündemden uzak kalmamak, hem de hayatın içerisinde hissetmek için bu çok önemli. Alzheimer hastası yakını olanlar hastalarına da bunu yaptırmalılar.
Her 5 saniyede bir göz kırpıyoruz. Göz kırptıkça gözümüzün kurumasını engellemiş, o kısa sürede gözyaşıyla nemlendirmiş oluyoruz. Peki göz kırptığımız o kısa süre içerisinde gözümüzün tamamen kapanmasına rağmen neden görüntüde hiçbir aksama olmuyor? Çok ilginç değil mi? Normalde gözümüz kapandığı anda görüntünün kesintiye uğraması gerekiyor. Beynimizde bir bölge var. İşte bu bölge sayesinde kısa süre gözümüz kapalı kalmasına rağmen görüntü sabit tutulup açıldığı andaki görüntüyle birleştiriliyor. Böylece algıladığımız dünyada hiçbir aksama olmuyor. Aynı film şeridinde kare kare fotoğrafların birleştirilip devamlılık arz etmesi gibi. İşte bu fonksiyondan sorumlu alanın adı da medialprefrontal korteks.