Mourinho'nun basýn toplantýsýnda görüldü ki, yanýtladýðý sorular kimi gazetecilere önceden verilmiþ, muhtemelen cevaplarý üzerine de çalýþýlmýþ.
Bu pencereden baktýðýmýzda Mourinho'nun, "Maç sahada oynandý, maçý baþkan oynamadý. Baþkanýn görevi ve rolü sahanýn ötesindedir. Onlar bize kazanmamýz için huzur duygusunu, birlikteliði, desteði Kadýköy'e giderken o mutluluðu vermek istiyorlar mý, yoksa trendleri takip edip bizi bölen bir atmosfer mi yaratmak istiyorlar? Asýl sorunun bu olduðunu düþünüyorum" sözleri beni düþündürüyor.
Niye mi düþündürüyor? Fenerbahçe tarihi sahada kaybedilen maçlarýn hesabýnýn baþkan ve yönetim kuruluna kesildiði onlarca olayla doludur. Bunun tarihteki en yakýn örneði Aziz Yýldýrým deðil mi? Aziz Yýldýrým, Baþkan olarak Ali Koç'tan neyi eksik yaptý?
Hatta kat be kat baþarýlýydý. Ama saha sonuçlarýnýn faturasý ona kesildi. Hiç kimse "Eee baþkan ne yapsýn? O mu gol atsýn, gol kurtarsýn?" demedi. Gazetecisinin de, sosyal medya yorumcusunun da aðzýný býçak açmadý. Taraftar da sessiz kaldý.
Hiç kimse tek bir söz edemedi, edemezdi de.
Hiçbir hoca da baþkanýný bu þekilde koruyan bir açýklama yapmadý. Yapsa da sonuç deðiþmezdi. Hesap baþkana kesilirdi.
Þimdi Ali Koç ve yönetimi taraftar nezdinde kredisinin eksi olduðunu görüyor ve Mourinho'nun arkasýna saklanarak ortaya çýkmýþ bir açýklama ile sorumluluktan kurtulabileceklerini sanýyorlar. Nafile çaba...
Boþuna vakit kaybý...
TARAFTARI SUSTURACAK MISINIZ?
Taraftar, baþkan ve yönetime güvenini kaybetti.
Sorun kaybedilen maç deðil. Çok daha derin ve büyük bir sorun var ortada. Yönetim ise bunu görecek, anlayacak durumda deðil.
Taraftarlar organik olarak yönetime tepki için organize oluyor. Yandaþ, paralý troller, yönetime tepki koyan sýradan taraftara "fetöcü" dahil her türlü yakýþtýrmayý yapýyor.
Yönetime yakýn gazeteciler tepkilerini gösteren taraftarý cahillikle, menfaatle ve manipülasyonla suçluyor. Hatta bu insanlarýn aslýnda gerçek olmadýklarýný bile iddia edebiliyorlar. Bu gazeteci arkadaþlar 2018 seçim sürecini dip dalgasý olarak yorumlayanlarýn ta kendisi. Ayný gazetecilerin Ali Koç'un altý yýllýk döneminin sonunda taraftarýn sabrýnýn kalmadýðýný, yedinci yýlda artýk geç de olsa oluþan derin dip dalgasýný görmezden gelmesinin ancak özel bir sebebi olabilir.
Yahu kendinizi zorlamaya, icat çýkarmaya ne gerek var? Ligdeki en büyük hatta tek rakibiniz Galatasaray üst üste iki sezon þampiyon oldu. 6'da 6 yaparak Kadýköy'e geldi ve sizi 3-1 skorla ezerek yendi. Hem de karaborsa bilet krizi, bet sponsorluðu açýklanamayan sponsorlar, oyuncu maaþlarýndaki belirsizliklerin kara bulutlarý altýnda.
Baþkaný ve yönetimi tartýþýlýyor. Genel Kurul çaðrýlarý yapýlýyor. Fenerbahçe camiasý bu durumu göremiyor olabilir mi?
Görüyor ve haklý olarak tepkisini koyuyor.
Bu son derece normal bir durum. Normal olmayan Ali Koç'a tepki koyan taraftarlara muhalefet etmek ve tavýr koymak. Onlarýn aklý ile dalga geçilebileceðini sanmak. Ýstediðiniz kadar Ali Koç taraftarý olun, Fenerbahçe taraftarýnýn aklý ile oynayamazsýnýz. Taraftar doðruyu yanlýþý bilir ve ona göre karar verip, hareket eder.
Galatasaray sezon ortasýnda rahmetli Duygun Yarsuvat'ý baþkan seçip sezonu þampiyon tamamladý. O seçimler sýrasýnda kimse "Yapmayýn sezon ortasýnda baþkan deðiþir mi? Böyle bir deðiþikliðin yararý deðil, zararý olur" demedi. Ve Galatasaray sezon sonunu þampiyonlukla tamamladý. Herkes aklýn ve mantýðýn sesini dinledi.
KESER DÖNER SAP DÖNER
Demem o ki, siz rüzgar gülü, fitneci, yalancýlara, kendini kanaat önderi zannedenlere bakmayýn.
Arkalarýndaki rüzgâr dinince onlarýn da baþlarý öne eðilecek.
Rüzgar gülü gibi fýrýl fýrýl döndükleri görülecek, anlaþýlacak.
Kulüpler taraftarýndýr.
Ve taraftar en iyi müfettiþtir. Günün sonunda iyiye kötüye ve doðruya yanlýþa en sarih biçimde taraftar karar verir.
Halkýn ve taraftarýn desteðiyle ayakta kalan, taraftar olmaksýzýn anlamýný yitiren ve üstelik Türk milletinin en önemli müþterek unsurlarýndan olan futbol ve insanlarýn yýllarca gönül verdiði, uðruna bin bir türlü fedakarlýklar ederek yüreðini ortaya koyduðu kulüpler kimsenin babasýnýn malý deðildir. Futbol kulüpleri taraftarla ve halkla bütünleþmiþ, hemhal olmuþtur. Bir yanýnda taraftarýn varlýðýyla ayakta duran spor kulüpleri milyonluk holding þýmarýklýðýyla yönetilemez. Bu þu anda anlaþýlmasa bile bir gün mutlaka anlaþýlacaktýr. O vakit geldiðinde suni gündemler, yaygara ve göz boyama taktikleri ile taraftarý oyalayan herkesin bileti kesilecektir. Aman ha beyler! Türk futbol taraftarýný sakýn hafife almayýn!
OYUN KÖTÜ SONUÇ ÝYÝ
Gilloise belli ki Galatasaray maçýný iyi analiz etmiþ. Fenerbahçe'ye üçüncü bölgede baský kurup, maçý koparacaðýný düþünmüþ. Ýlk 20 dakika her þeyi yaptýlar, tüyler diken diken oldu. Ama sonuca gidemediler. Fenerbahçe'nin bu dakikalardaki görüntüsü ise langýrt masasýndaki sabit adamlar gibiydi. Çaðlar'ýn golü ile tribünler de sahadaki oyuncular da rahat bir nefes aldýlar. Devreye 1-0 önde girdiler.
Kazanýlan UEFA Avrupa ligi maçý ile kýsa dönemde zayýf da olsa bir ýþýk göründü. Camianýn kýrýlgan yapýsý her an her þeye gebe. Asýl bu sorunun çözümü için adýmlar atýlmalý. Fenerbahçe'nin dün geceki futbolu da Mourinho gibi keyifsizdi ancak beklenti bu galibiyet ile yükseldi denebilir. Livakovic kurtardýðý penaltý ile 3 puana etki ederken, Becao 11'e yazýlacak ilk isim, Amrabat da transferinin ne kadar doðru olduðunu dün gece herkese gösterdi.
En Nesyri kaçýrdýklarýný aðlarla buluþturmayý baþardýðýnda sorunlar biraz daha çözülecektir. Ama nerede olmasý gerektiðini bilen bir santrfor olduðunu basit goller kaçýrsa da gösterdi.
Özetle bu maçtan üç puan çýkarmak mucizeydi.