Ýslam'ýn güncellenmesi tartýþmasý gündemi kapladý. Bu bir hayat tarzý tartýþmasý deðildir. Ben bu baþlýkta reformist veya tarihselci bir yaklaþým da görmüyorum. Asrýmýzda karþýlaþtýðýmýz yeni sorunlara Müslümanca yaklaþýmýmýz nasýl olacaktýr sorusunu okuyorum. Ki bu soruyu da dinini yaþama konusunda endiþesi olanlar sorun edinirler...
Altmýþlý yýllarda doðanlar bugün 50'lerindeler ve onlarý çocukken kuþatan dünya ile þimdilerdeki dünya arasýnda birkaç uzay yýlý var. Bizler büyürken kumbaralarýmýz vardý, þimdilerdeyse banka kartlarý aracýlýðýyla görünmez paralarý konuþuyoruz. Daktilodan kompütere, ahizeli telefondan internet iletiþimine geçtik. Aramýzda en fazla yirmi-otuz yaþ olmasýna raðmen çocuklarýmýz bizi ilk çað müzesi zannediyor. Yüksek deðiþim hýzý, sosyolojiyle birlikte mimariden edebiyata, iktisattan hukuka, bedenlerimizden ruh dünyamýza deðin tüm ünitelerimizi etkiliyor.
Dinin nass dediðimiz hükümleri deðiþmez. Kur'an, Allah Teala'nýn Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed'e indirdiði son kitaptýr ve insanlýða rahmettir. Deðiþmez. Bu rahmet kýyamete kadar da insanlýða yol gösterici olmaya devam edecektir.
Peki güncellenmeden bahsedenler ne demek istiyor. Bugünün yeni meselelerine cevaplar arýyorlar. Buna fýkýh deniyor, günlük hayatýn tanzimi/hukuku da diyebiliriz. Yeni sorunlara ve yeni hassasiyetlere, Kuran'ýn cevabý ne olacaktýr... Bunu sormalarý gayet normal insanlarýn.
Benim bu konudaki endiþem; þimdiye kadar eleþtirerek geldiðimiz 'resmi ideololiji' tavrýný bizlerin de kullanmaya baþlama ihtimalimizdir! Sosyal medyada Ýslamýn Güncellenmesi bahsinde cemaatler ve sivil kanaat önderleri çok eleþtiri aldý. Özellikle FETÖ hýyanetinin ardýndan zaten dini cemaat ve grup kavramý ciddi güvensizlik darbesi almýþtý... Bu durumun bazý çevrelerce bilinçli olarak tek tipçi dindarlýk algýsý adýna kaþýndýðýný elbette biliyoruz... Ama özellikle sosyal medya üzerinden okunan yaklaþým, Ýslam'ýn güncellenme iþinin Diyanet tarafýndan yapýlmasý gerektiði þeklinde bir algýydý ki... Hatalýdýr. Ýslami yaþantý, veya daha genel anlamýyla hayat tarzý devlet tarafýndan, resmi tavýrla biçimlendirilemez.
***
Ankara'da Türgev Humeyra Ökten Kýz Öðrenci Yurdu'nda öðrencilerimizle sosyal aktivitelere katýlýyoruz. Yemekhane'nin salonunda ben çok etkileyen bir not iliþti gözüme...
"Sevgili Kardeþlerim, KIZLAR, samimi bir çaðrý" diye baþlýyordu. Beyaz A4 sayfa yatay olarak kullanýlmýþ siyah keçeli kalemle yazýlmýþ.
"Yiyeceðiniz kadarýný alýn. Çöpe yemek dökmeyin. Bu israftýr. Ýsraf haramdýr. Kuþlara gidecek diye, gönül rahatlýðýyla ekmek atmayýn. Çoðu zaman kuþlara gitmeyebiliyor. Bunlarýn bir hesabý var. Sen o pilavý atýyorsun, Somali'de Suriye'de bir çocuk besin yetersizliðinden ölüyorsa, sadece Beþar Esad'ý suçlama, Amerika'yý suçlama..."
Ýþte size güncel bir Müslüman'ýn çaðrýsý!
Bu kýz yurdunda 430 kýz öðrenci var. Baþörtülü de var, baþörtüsüz de, hatta farklý dinlerden yabancý öðrenciler de var. "Ýsraf haramdýr" cümlesiyle "Bunlarýn bir hesabý var" cümlelerinin altý çizilmiþ, yeþil keçeli kalemle. Ýsraf 1500 yýl önce de haramdý. Þimdi de haram. Hesap vereceðimiz gerçeðini yani ahireti de israfýn haram olduðu bilgisi gibi, kimse deðiþtiremez. Kur'an deðiþmez. Ama insanlar deðiþir... 1500 yýl önceki kýzlar bugünkü gibi üniversitelerde okumuyorlardý, dünyadaki diðer insanlardan ve yaþadýklarý coðrafyalardan, problemlerden habersizdiler. Bugün ümmetin kýzlarýysa yüksek tahsil görebiliyor, dünyadaki olaylara sahip çýkýyorlar. Ýþte güncelleme ve güncellenme budur... Bir bardak suda kýyamet kopartmaya gerek yok... Hayat, her zaman teorinin önünden akar.
