Hawaii’deki yanlýþ füze alarmý, nükleer tehlikenin habercisi
Kuzey Kore gerilimi perde gerisinde sürerken Hawaii önceki hafta ‘yanlýþ alarm’ paniði yaþadý. Olay sýrasýnda 1.5 milyon Hawaii sakini, ana karada da milyonlarca Amerikalý, ABD’ye nükleer saldýrý yapýldýðýný sandý. Olay, her boyutuyla nükleer savaþ riski konusunda yeni ve daha da tehlikeli bir noktada olduðumuzu gösteriyor.
Yanlýþ alarm, ABD’nin karþý saldýrý yapmasýna neden olabilirdi. Kuzey Kore ya da bir baþka Asya ülkesinden ABD’ye atýlacak füzenin 15-20 dakikada, en fazla 30 dakikada hedefe ulaþacaðý biliniyor. Sayýlý dakikalar içinde bir dizi yanlýþlar dizisiyle her þey mümkün. Ya da ABD’nin bu olayý Kuzey Kore’ye saldýrmak için kullanmaya niyetlendiðini savunanlar oldu.
Zaten herkes bu füzenin Kuzey Kore’den geldiðini varsaydý. Olay, komplo teorilerine açýk... Toplum psikolojisi 40 dakikada bozuldu.
‘Eh iþte yanlýþ olmuþ, sonra düzeltilmiþ’ demek durumun vahametini azaltmýyor. Çünkü alarmýn doðru olabileceðini, saldýrgan ülke hacker’larýnýn ABD misillemesini geciktirmek için yanlýþ alarm sinyali verip kafa karýþtýracaðýný savunanlar oldu. Panik ve telaþ anýnda gerçeði bulmak imkansýz.
Daha birkaç ay önce Eylül’de Güney Kore’deki Amerikan askerlerinin ailelerinin telefonlarýna savaþ öncesinde sivillerin boþaltýlmasý kapsamýnda ‘ülkeyi terk edin’ uyarýlarý geldi. Mesajlarý kimin yolladýðý bulunamadý ve yanlýþlýk anlaþýlana dek ortalýk karýþtý.
***
Hawaii olayý, ABD halkýna risklerin çok büyük olduðunu, her an tehdit altýnda olduklarýný gösterdi. Adeta, olabileceklerin küçük bir provasýydý. Halkýn bu duruma tepkisi: ‘Bu tehdit altýnda yaþayamayýz, Washington çare bulsun’ olacaktýr.
ABD 200 yýldýr anakarasýnda iþgal görmemiþ bir ülke. En son 1812’de Ýngilizler biraz hasar yaratmýþtý, o da sayýlmaz.
1950-60 arasý ABD’yi Moskova’nýn nükleer tehdidi biraz korkuttu, ABD ‘Sen 1 atarsan ben 10-20-50 atarým’ diyerek durumu dengeledi. Korkunun zirvesi 1962 Küba idi. O korkuyu da halk yaþamadý, asýl korkan yetkililerdi. 1980’de ise Rusya, ABD’nin saldýrýsýndan korkmaya baþladý. Nükleer savaþ korkusu, 1992’de Sovyet sisteminin çöküþü ile bitti.
Þimdi bu kez Kuzey Kore’den tehditle yeniden 1950 þartlarýna dönmek, ABD için kabus. O yüzden ‘Nükleer Kuzey Kore’yi asla kabullenmeyiz’ diyorlar. O yüzden halen Pentagon muhtelif savaþ senaryolarý üzerinde çalýþýyor. Hatta ‘buruna yumruk’ diye adlandýrýlan ve sýnýrlý bir saldýrýyla Kuzey Kore’ye had bildirme planý yaptýklarý bildirildi.
Bütün bunlar psikolojik savaþýn þaþýrtmalarý sayýlabilir. Ancak Asya’daki geliþmeler ve Kuzey Kore, ABD’yi sert kavþaklara getirdi. ABD ya mevcut durumu kabullenip, Asya’da etkisiz kalacak ya da savaþ üzerinden, yeni durum dikte ettirecek. Savaþ zaten siyasetin baþka yollarla yapýlmasýdýr.
ABD’ye uçakla 6 saat uzaktaki Hawaii takýmadalarý, 13 Ocak Cumartesi gününe güneþli ve güzel bir havada uyandý. Toplam 1.5 milyon nüfusun 4-5 adada yoðunlaþtýðý bu ABD eyaletinde Cumartesi, tatil ve boþ zaman demekti. Uyumayanlar, plaja, balýða alýþveriþe, spor alanlarýna, okul faaliyetlerine gitmeye baþlamýþtý.
08:07’den baþlayarak bütün cep telefonlarýna þu mesaj düþmeye baþladý: “Hawaii’yi hedef alan balistik füze saldýrýsý var. Hemen saklanýn. Bu bir tatbikat deðildir.”
Uyuyanlar ve telefonlarýnýn mesaj sesini kapatanlar için, sorun yoktu. Televizyon karþýsýnda olanlar için dehþet daha büyüktü: Çünkü yayýný kaplayan kayan yazý ve mekanik ses, baþlayan nükleer saldýrý sýrasýnda ne yapýlacaðýný da söylüyordu: Bir binaya girin... Binada pencerelerden uzak durun. Yoldaysanýz, araçtan çýkýp yol kenarýna uzanýn...
Mesajlarý alanlar, çaresizlik, korku, panik içinde hayatlarýnýn sona ereceðine inanarak son dakikalarý yaþamaya baþladýlar. Bazýsý eve, ailelerinin yanýna koþmaya çalýþtý... Uyuyan eþini uyandýrmaktan vazgeçip, -uykuda can versin- diyen vardý... Evde çocuklarýyla dolaba saklanan anneler, gözyaþlarýyla ‘füze ne demek’ diye soran 4 yaþ çocuklarý... Banyo küvetine çocuklarýyla oturan babalar... (Banyo küvetinin ev daðýlýp çatýsý uçtuðunda saðlam kalan tek nesne olduðu bilinir)
Golf sahasýnda telefonuna video mesaj kaydedip: ‘Füze geliyormuþ. Yapacak bir þey yok, son ana dek golf oynayacaðým’ diyen bir amca vardý. Ya da tatil cenneti otellerdeki sahneler: ‘Lobide herkes donup kaldý... Çalýþanlar yok olmuþtu. Kalanlar da ya telefonlarýndan mesaj atýyor, ya da aðlýyordu... Kahvaltý salonu boþaldý. Birkaç misafir kuyruk olmamasýndan yararlanarak tabaklarýna tepeleme yiyecek doldurup, son kahvaltýyý keyifle yapmaya baþladý. Belki cesurdular, belki de þoke olmuþlardý.’’
Yollarda kýrmýzý ýþýk, kural dinlemeden delice hareket eden otomobiller, sert fren sesleri doluydu... O kargaþada ölen-yaralanan olup olmadýðý bilinmiyor.
Bu panik ve þok tam 40 dakika sürdü. 40 dakika sonra telefonlara, daha da kuru ve sevimsiz bir not geldi: Hawaii’ye yönelik füze saldýrýsý yoktur. Yanlýþ alarm verilmiþtir... Ýnsanlarýn kendine gelmesi, durumu anlamasý ve rahatlamasý saatler aldý. Günler sonra Hawaii hala kendine gelemedi.
Hawaii’deki durum, saat farký nedeniyle daha uyanýk olan Amerika ana karasýnda da sosyal medyadan dehþetle izlendi. Uzak da olsa Hawaii’nin vurulmasý, bütün ABD’nin nükleer savaþa girmesi anlamýna geliyordu. Ana akým medya þaþkýndý. Ve kimse Hawaii’ye yardým edemedi. Müthiþ etkili olmasý gereken ABD iletiþim sistemi, medyasý Hawaii’ye ‘yok öyle bir durum, sakin olun’ bile demedi. Hiçbir yetkili canlý yayýna çýkýp ‘Saldýrý yok’ demedi.
Hatta Donald Trump... O sýrada Florida’da golf oynuyordu. Ekibi golf sahasýnýn kenarýnda kendisiyle birlikteydi. Dakikalar içinde ne olduðu kendisine anlatýlmýþtýr ama kýlýný kýpýrdatmadý, golfe devam etti. Asýl, Beyaz Saray’daki nöbetçi ve acemi kadronun panik olduðu, ‘ne yapacaðýz’ diye saða sola (muhtemelen Pentagon, CIA vs’ye) telefon ettikleri, bir çare de getiremedikleri anlaþýldý.
Nükleer savaþý filmlerden bilen Amerika, sessizce ve çaresizce arka bahçesinde dehþeti yaþadý. Bu olayýn Kuzey Kore’ye veya Donald Trump’a bakýþý ne açýdan etkilediði henüz net deðil. Toplumsal travmanýn etkileri zamanla görülecek.
Hawaililer, telefonlara ve otoyoldaki panolara iletilen Hawaii'ye yönelik füze saldýrýsý yoktur. Yanlýþ alarm verilmiþtir açýklamasýna kadar 40 dakika kabusu yaþadý.
Bir cumartesi sabahý ABD eyaleti Hawaii’de verilen alarmýn ‘yanlýþ’ olduðu, tam 40 dakika sonra açýklandý. 40 dakika boyunca 1.5 milyon kiþi öldü öldü dirildi... Alarmýn, sistemi kontrol eden görevlinin yanlýþ tuþa basmasýyla verildiði söyleniyor. Ekranda ‘test’ ve ‘gerçek’ alarm tuþlarý yan yanaymýþ... Duruma göre bilgisayar faresiyle biri týklanýyormuþ. Görevli test yapýyorum diye gerçek alarm kutusunu týklamýþ, falan filan… Böyle bir skandaldan sonra ilgili görevlinin ve daha üst sorumlularýn, hatta eyalet valisinin olay yerinde kurþuna dizilmesini, bu mümkün deðilse, istifa etmesini, görevden alýnmasýný bekleyenler, hayal kýrýklýðýna uðradý. O görevli ayný birimde baþka bir iþe kaydýrýldý. Baþka da bir þey olmadý.
Bu olaydan birkaç gün sonra da Japonya’da kamu TV-Radyo kurumu ‘Kuzey Kore füze attý’ uyarýsý yaptý. Bu da yanlýþlýkla yollanmýþtý. Tek tesellisi, birkaç dakika sonra düzeltildi.
Hawaii kadar olmasa da, Japonya’nýn da yüreði aðzýna geldi... Burada da mantýklý açýklama yanýnda komplo teorileri iþletmek mümkün. Ýsteyerek ya da istemeyerek, birkaç gün arayla ABD ve Japonya halkýnýn bilinç altýna ‘nükleer güvensizlik’ aþýlandý.
1945’ten beri ABD ve Rusya arasýnda ‘yanlýþlýkla’ en az 10 tane nükleer alarm verildiði bilinir. Bunlardan dördünde dünyanýn nükleer savaþýn kýyýsýndan döndüðü kayýtlardadýr.
Norveç üzerinde doðan ay, ABD’de Sovyet füzeleri ateþlendi- algýsý yarattý. Ayný biçimde Rusya, bir bulut kümesini ABD saldýrýsý sandý. Kaz sürüleri, güneþ parlamasý gibi yanýlgýlar karþýlýklý nükleer saldýrý alarmlarý tetikledi.
ABD bilgisayarý ekranda 2200 Rus füzesinin yolda olduðunu bildirdiðinde ve Beyaz Saray’da -Baþkaný uyandýralým da nükleer saldýrý emri versin- noktasýna gelindiðinde, tarih 1980’di. 46 sentlik bir bilgisayar yongasý yanlýþ sinyal yollamýþtý.
Hawaii ye atýlan bir nükleer bomba nerede ne kadar yýkým yaratýr? Oyun deðil, bilim adamlarýnýn kurduðu bir sistem. Baþka coðrafyalara da uygulanabiliyor. Sonuçlar korkutucu ve düþündürücü.