Ýran’da mevcut olan, sayýsý küçümsenmeyecek kadar ciddi oranda Türk nüfusunun ve “Güney Azerbaycan” olarak tanýmlanan bölgenin gurur kaynaðý olan Tractor Sazi Futbol Takýmýnýn son maçýndaki gözle görülür biçimde þike olayý, Tractor’un þampiyonluðunun elinden zorla alýnmasý, yeniden oradaki Türklerin gerilmesine neden oldu.
Ýran’daki Türklerin, özellikle milliyetçi felsefenin içerisinde bulunan Türkler için Tractor, bir futbol takýmý niteliðinden çýkmýþ ve milli gurur simgesine dönüþmüþtür.
Dolayýsý ile bu futbol takýmýnýn her maçý, sýradan bir futbol müsabakasý olarak deðil, Türklerin milli kimliðinin sembolü olarak algýlanmaktadýr.
Ve Tractor’un kendi içindeki manevi yapýsýnýn da, Müslüman kimliðin yaný sýra milli kimlik üzerine kurgulanmasý bir gerçektir.
Tractor ciddi bir futbol takýmýdýr ve Ýran’da defalarca baþarýlara imza atmýþtýr. Lakin Ýran’daki mevcut yönetim, bu takýmýn maçlarýndaki halet-i ruhiyeden ciddi anlamda rahatsýzdýr. Statlarda her maçta açýlan pankartlar, söylenen sloganlar Tahran rejimi için ciddi tehdit oluþturmaktadýr. Öyle olmasaydý, son maçta kazanmasýna raðmen þampiyonluðun elinden alýnmasý, rakip Fars takýmýna layýk olmamasýna raðmen, bu sahte þampiyonluðun verilmesine bu boyutta neden olmazdý.
Ýran Türkleri içerisinde, Tebriz merkezli siyasi dünya görüþün, milli hissiyat üzerinde konumlandýðý aþikârdýr. Tebriz’de her evde, kimlik algýsý net olarak korunmaktadýr. Tahran bunun farkýnda ve bu milli meselelerde hassas olan ve kimlik mücadelesi veren isimlere karþý ise acýmasýz siyaset uygulamaktadýr. Onlarca milli ve faal insan, bu mücadele içerisinde yer aldýklarý için hapishanelerde iþkenceye maruz tutulmaktadýr.
Tahran her ne kadar da milli kimlik üzerine oluþmuþ gerçekleri görmezden gelse de, dini kimlikle toplumunu dizayn etmeye gayret içinde olsa da, Türklerin ciddiye alýnacak oranda bir bölümü milli kimlik olarak Türk kimliði felsefesine dayanarak hayatlarýna yön vermiþlerdir.
Ve ciddi orandaki nüfus için Türkiye ve Kuzey Azerbaycan yani bugünkü baðýmsýz Azerbaycan Devleti ilham kaynaðý olarak görülmektedir. Ýran’daki yönetimin, bu durum hiç kuþkusuz rahatsýzlýk nedenidir.
Ruhani göreve baþlamadan önce Türklerin hak ve özgürlükleri konusunda bayaðý ciddi vaatlerde bulundu. Bu biraz da Tahran rejiminin, Türklerin varlýðýný dolaylý kabullenmesi olarak görülmelidir.
Tahran her ne kadar da Þiâ politikalarla toplumunu bir arada tutma gayreti içerisinde bulunsa da, Fars milliyetçiliði devletin ana omurgasýný oluþturmasý artýk görülür haldedir ve Türklerin bir kýsmýnýn rahatsýzlýðý da bundandýr.
Ýran’daki Türklerin içerisinde bazýlarýnýn, özellikle muhacir olanlarýnda seküler yapýnýn geliþmesinin en esas nedeni, Ýran’ýn Þiâ baþlýðý altýnda Fars milliyetçiliðini, devletin ana omurgasý haline getirmesinden oluþmuþtur.
Ýran’ýn etnik kimlik üzerinden olaya bakmamasý, bölünme endiþesindendir. Oysa oradaki insanlar Müslüman kimliðinin yaný sýra etnik kimliklerinin de hesaba katýlmasýný arzulamaktalar. Kendi dillerinde okul, üniversite ve medya özellikle Türkler için bir anlam ifade etmektedir. Zira Ruhani, göreve gelmeden buna benzer vaatlerde bulunmuþtu. Ýran, bu konuya mesafeli durdukça milli kimlik meselelerinde baskýcý politikalar ürettikçe, dýþarýdan bu haklarý savunan Batý’nýn desteðinin artmasýna hizmet etmektedir. Oysa Batý da oradaki Türklere, en az Tahran rejimi kadar menfaat olarak bakmakta. Sadece bu koz, Tahran’a baský unsuru olarak algýlanýyor. Ýran’daki Türklerin varlýðý hafife alýnmayacak kadar siyasi nitelik taþýyor. Bu varlýk için Türkiye ve Azerbaycan çok
ve çok önemlidir... Ýran’dan muhacir olarak çýkýp, Avrupa’da Amerika’da bulunan siyasi isimlerden, hele hele Türkiye Azerbaycan hükümetleri aleyhtarlýðý yapan, Ýslam düþmanlýðý üretenlerden daha ziyade, Ýran içerisinde zulme maruz kalan milli faal olarak nitelendirilen insanlarý muhatap almak, onlarýn içerisinden haklarý yok sayýlanlara sahip çýkmak, bugün deðilse de yarýn önem arz edecektir. Bunu geç kalmadan görmemiz þarttýr...