Güneydoðu’ya çözüm için gerekenler

GEÇEN hafta AK Parti Sivil Toplum ve Halkla iliþkiler Baþkaný Doç.Dr. Selçuk Özdað’ýn baþkanlýðýndaki bir heyetle Diyarbakýr’daydýk. Silah ve bomba sesleri altýnda Sur ilçesinde Urfa Kapý’nýn önünde basýn toplantýsýna katýldýk ve bölgedeki sivil halkýmýz için toplanan yardým malzemelerini yetkililere teslim ettik. Tarihi yaþadýk. Belki de korkmamýz gereken bir andý ama orada bulunan hiç kimsenin endiþe dahi duymadýðýný müþahede ettim. Mutlu oldum, gurur duydum. Bölgedeki Türkmen, Kürt ve Arap vatandaþlarýmýza yardým malzemesi götürmeye vesile olmak ne kadar güzelse, bu zor zamanlarýnda bizzat yanlarýn olmak daha da güzeldi.

Diyarbakýr’a yaptýðým bu ikinci ziyaretti. Ýlki daha çözüm süreci baþlamak üzereyken 8 Mart 2013 tarihinde kurucularý arasýnda bulunduðum Balkan Anadolu Derneði ile birlikte gittiðimiz ziyaret olmuþtu. Büyük umutlarla bölgeye gitmiþ, çiçeklerle karþýlanmýþ ve bölge halkýyla kucaklaþmýþtýk. Aradan geçen yaklaþýk 3 yýl içinde bölgenin huzurunu kendilerine tehdit gören PKK ve destekçileri, peygamberler þehri olarak bilinen bu güzelim ve mübarek Diyâr-ý Bekir’i ve bölgedeki diðer bazý illeri önce kazdýklarý hendeklerle savaþa hazýrladýlar. Ardýndan okul, cami, ev demeden yaktýlar, kadýn, bebek, sivil, asker, polis demeden öldürdüler, Türk, Arap ve hatta Kürt demeden kurþunladýlar, bombaladýlar.

Bütün bunlar olduktan sonra devletin askeri ve polisi niye müdahale ediyor diye alçakça haykýranlarýn bunu neden yaptýklarýný ve kime hizmet ettiklerini her samimi yurttaþýmýz görüyor ve biliyor. Bunu hala göremeyen körler varsa onlarýn vatanseverliðinden þüphe ederim. Bu göz körlüðü olamaz, düpedüz kalp ve vicdan körlüðüdür, hatta hainliktir.

Diyarbakýr’daki gözlemlerimizde þunu bir kez daha gördüm ki; oralarda samimi, inançlý ve vatansever insanlar da var. Bizim bu kardeþlerimizi diðerlerinden ayýrmamýz, sahiplenmemiz ve kollamamýz gerekiyor. Bölge hakikaten zor günler geçiriyor. Allah buradaki güzel insanlarýmýzýn yardýmcýsý olsun. Buralara yardým malzemeleri göndermek tabi ki güzel ve saygýn bir davranýþ Ancak daha da güzeli, bölgeyi hepimizin ve hepinizin sýklýkla ziyaret etmesi elzemdir. Buralarý bizim diyorsak ki öyle diyoruz, o zaman bizim olana gitmek ve bizim dostlarýmýzla sýk sýk hasbihal etmek gerekiyor. Bölgenin ilacý inançtýr. Oradaki kardeþlerimizle bizi birbirimize sýký sýkýya baðlayan en önemli unsur hepimizin alnýný ayný secdeye götüren Ýslam’dýr. Bunu o gün (Cuma günü) Diyarbakýr Ulu Cami’de bölge halkýyla birlikte kýldýðýmýz Cuma namazýnda bir kez daha gördüm. Diyarbakýr müftüsünün verdiði muazzam Cuma hutbesini camide bulunan Türk, Kürt ve Araplarla birlikte ayný iman dolu duygularla dinledik. Ardýndan çok sýkýþýk bir cemaatle birlikte yan yana ayný secdeye eðildik. Bütün bunlar olurken dýþardan hala silah sesleri gelmeye devam ediyordu.