Azerbaycan’dan sonra Gürcistan da cumhurbaþkanlýðý seçimleriyle yeni dönemini belirliyor. Uluslararasý güçler, hem Azerbaycan hem de Gürcistan’da düzenlenen seçimlere yönelik farklý duruþ ve tavýr gösterdi. Azerbaycan’daki seçimlerle ilgili hala çeliþkili açýklamalar yapýlmaktadýr. Bu açýklamalarýn içeriðine dikkatlice baktýðýmýzda, Batýlýlarýn demokrasi aþkýndan daha ziyade “çýkarlar üzerine inþa edilmiþ” tavýrlarý olduðunu görürüz.
Azerbaycan yeniden “Ýlham Aliyev ile devam” dedi. ABD’den farklý açýklamalarýn gelmesi de bir hayli þaþýrtýcýydý. Fransa, seçimlerin üzerinden bir süre geçmiþ olsa da Cumhurbaþkaný Ýlham Aliyev’i destekleyen tavýr ortaya koydu. Almanya’nýn tutumu son yýllarda tehditvari olarak nitelendirilse de sonuçta, Merkel’den seçimle ilgili, Azerbaycan’daki mevcut yönetimin yüzünü güldüren açýklamanýn duyulmasý anlamlýdýr. Bu coðrafyadaki enerji projelerine yakýn ilgi gösteren Almanya’nýn, tehditlerden ve medyadaki anti propaganda niteliðindeki yazýlardan sonraki duruþu demokrasi aþkýnýn hikaye olduðunu, her þeyin çýkarlara baðlý olduðunu gösterdi. Zira Almanya, son yýllarda Ýlham Aliyev’i, tehdit içerikli makaleler ve resmi beyanatlarla bir hayli gündemde tutmuþtu. Fakat görünen o ki, buna benzer duruþlar, büyük ve menfaati olan devletler için sadece bir vasýtadýr. Demek ki, bu baskýlarý demokratik tavýr olarak deðil, sadece çýkarýlarýn talebi þeklinde görmemizde fayda vardýr. Aslýnda “Ýlham Aliyev’in duruþu tebriki” haketmektedir. Zira bu kadar baskýya raðmen duruþundan taviz vermedi.
Gürcistan seçimlerine Azerbaycan’dan baþlamamýn bir nedeni var. Gördüðüm kadarýyla Gürcistan’daki seçimin içerik ve perspektifine ayný açýdan bakýlmadý. Tabiatýyla enerji projeleri ve Azerbaycan’ýn jeopolitik durumu bu tutumun esas nedenlerindendir.
Gürcistan’da Saakaþvili döneminin sona ermesi, feryatlarýna raðmen çýðlýklarýna karþýlýk verilmemesi, bu konuda bir hayli düþünmemizi gerektirmektedir.
Benim asýl dikkat çekmek istediðim husus, Saakaþvili’nin nezdinde Batý ile entegrasyonu öngören siyasi duruþun, Rusya’nýn tehdit ve yaptýrýmlarýyla yok edilmesine seyirci kalýnmasýdýr. Gerçi Gürcistan’da kimin yönetimde olmasýndan daha ziyade esas soru, hangi yolu takip edeceði sorusu olmalýdýr galiba.
Rusya’nýn Saakaþvili’ye karþý yaptýðý programlar ve propagandalar akýl almaz derecede taraflý ve kasýtlýdýr. Propagandalarda o kadar ileri gidildi ki, topluma sürekli olarak “Saakaþvili’nin tutuklanmasý gerektiði” empoze edilmeye çalýþýldý. Gürcistan Baþbakaný Ývaniþvili’nin de bu konuda ayný þekilde Putin’in söylemlerini kullanmasý bir hayli düþündürücüdür.
Gürcistan’ýn geleceði Türkiye için de önem arz etmektedir. Zira Türkiye’nin Güney Kafkasya stratejisinin temel ayaklarýndan biri de Gürcistan’dýr.
Rusya’nýn Güney Kafkasya’ya yeniden hakim olmasý, çok arzulamasýna raðmen biraz zor gözükmektedir. Gerçi nostaljik “Rus zamaný” ifadesi, Güney Kafkasya’daki toplumlarda artýk özlemle dile getirilmeye baþladý.
Bir taraftan Ermenilerin bölücü tutumu, diðer yandan malum Abhazya ve Osetya’nýn durumu Gürcistan’ý ziyadesiyle zora sokmuþtur. Bu konuda Türkiye’de önemli saygýnlýðý olan “Çerkes-Abhaz diasporasýnýn üzerine misyon yüklenmelidir” diye düþünüyorum.
Gürcistan’ýn durumu ve inþa edeceði siyaset anlayýþý bizzat Türkiye için önemlidir. Rusya ile Türkiye’nin iliþkilerinin sürekli olarak iyileþmesi de önemlidir ve bu hususta Türkiye’nin stratejisi akýllýcadýr. Bu alanda hedefe savaþarak deðil, anlaþarak varýlacaðýna inanýyorum. Bunun için Türkiye’nin ekonomik bakýmdan güçlenmesi hayati anlam taþýmaktadýr. Zira bu güç, bir devleti baðýmsýz kýlar ve siyasetini, kendi manfaetlerine baðlý olarak þekillendirmesine vesile olur.
Uzun lafýn kýsasý Türkiye, Gürcistan’a dikkat etmelidir. Gürcistan, sýradan komþu deðildir. Gürcistan’ýn toprak bütünlüðü Türkiye için hayati önem taþýmaktadýr. Elbette ki Ahýskalýlarýn varlýðýný ve geleceðini de unutmamak gerekir.
Demek ki Gürcistan ciddi manada dikkate alýnacak kadar stratejik önem taþýmaktadýr. Türkiye elindeki fýrsatlarý baþkalarýnýn þekillendirmesine, orada fiilen bulunmakla engel olabilir. Gürcülerin, Abhazlarýn ve Osetlerin duyduðu derin sevgi ile Azerbaycan yani Karapapak ve Ahýska Türklerinin tarih, dil ve din baðlarýný duygusal bazda deðil, fiili anlamda dikkate alarak hareket etmek gibi önemli fýrsatý deðerlendirmede geç kalýnmamalýdýr.