Kendine özgü bir usta olan Roy Andersson, bu yýl Venedik Film Festivali’nde Altýn Aslan kazanan filmi Ýnsanlarý Seyreden Güvercin ile sinemalarda.
Roy Andersson yedi yýl aradan sonra Ýnsanlarý Seyreden Güvercin / A Pigeon Sat on a Branch and Reflected on Existence adlý filmiyle yeniden izleyici karþýsýna çýktý ve insanlýk üzerine gözlemleriyle 71. Venedik Film Festivali’nde Altýn Aslan kazandý. Filmin bu hafta Türkiye’de vizyona girmesi olaðanüstü bir olay. Andersson o kadar seyrek film yapýyor ve bu filmler o kadar az gösteriliyor ki gerçekten o Ýsveçli usta yönetmen var mý yoksa sadece bir efsaneden mi ibaret diye kuþkuya düþmek olasý!
Andersson, kendi deyiþiyle bu “komik, karanlýk, fantastik ve trajik” filme adýný veren, bir dala tüneyip varoluþ üzerine düþünen güvercinin kendisi olduðunu söylüyor... Ama 1970-2014 yýllarý arasýnda çok uzun aralýklarla beþ uzun iki kýsa metrajlý film yaptýðý düþünülürse Andersson güvercinden çok bir anka kuþunu, küllerinden doðan zümrüdüankayý çaðrýþtýrýyor.
71 yaþýndaki Andersson, filmografisine bakýlýrsa henüz genç bir yönetmen sayýlýr! 1970 yýlýnda A Swedish Love Song (Ýsveç Usulü Aþk Öyküsü) ile tanýndý. Büyük usta Ingmar Bergman’ýn izinden gitmeyip mizahla yoðrulu, izleyiciye de hitap eden bu yeni yönetmeni hemen kucakladý Ýsveç sinemasý. Bir gençlik aþkýnýn saflýðýný ve farkýný ele alan filmin elde ettiði büyük baþarý Andersson üzerinde büyük bir baský kurdu. Kendini tekrarlamamak için kariyerine nasýl devam edeceðini bilemedi... 1975 yýlýnda Gilliap adlý kara komediyle hezimete uðrayýnca sinemaya çeyrek yüzyýllýk bir ara verdi! Ne bir olumlu eleþtiri çýktý film hakkýnda ne de izleyici kitlesi sevdi filmi! Oysa bir kasaba lokantasýnda çalýþmaya baþladýktan itibaren tuhaf iliþkiler kurmaya ve tuhaf olaylar yaþamaya baþlayan bir adamýn öyküsünü anlatan Gilliap bugünkü üslubunu haberliyordu.
UYGARLIÐIMIZ NEREYE GÝDÝYOR?
1981’de bugün de aktif olan Studio 24 adlý yapým þirketini kurdu. Reklamcýlýða patron olarak devam etti. Ulusal Saðlýk ve Sosyal Yardým Kurulu’nun okullarda gösterilmek üzere, AIDS hakkýnda bilinçlendirici bir kýsa film çekmesi için verdiði sipariþ de mesele oldu. Film fazlasýyla karanlýk bulununca gösterilmedi... 1992 yýlýnda yaptýðý World of Glory (Zafer Dünyasý) adlý kýsa filmin, bu alandaki en prestijli festivallerden Clermont Ferrand’da kazandýðý büyük baþarý Andersson’a heves verdi. Yeni bir proje için kamera arkasýna geçti 1996’da ve dört yýl sonra Ýkinci Kattan Þarkýlar / Songs the Second Floor ile sinefilleri hayran býraktý kendisine! Cannes Film Festivali’nde prömiyeri yapýlan ve Jüri Ödülü’nü kazanan, 46 plan sekanstan oluþan bu film hepimizin kafasýnda dolaþan “Uygarlýðýmýz nereye gidiyor?” sorusunun karþýlýðýný gerçeküstücü bir öykü çerçevesinde vermeye çalýþýrken mizahla karýþýk sert bir toplumsal eleþtiride bulunuyordu. Hala daha en sevilen Roy Andersson filmi unvanýný kaptýrmadý!
Ýkinci Kattan Þarkýlar, Ýnsanlarý Seyreden Güvercin’in tamamlayacaðý Yaþayanlar üçlemesinin ilk filmiydi. Ancak 2007’de hazýr olan, ikinci film Siz, Yaþayanlar / You, the Living yine Cannes Film Festivali’nde Belirli Bir Bakýþ bölümünde prömiyer yaptý. Bu kez 50 planda öfkeli, dertli, sýkýntýlý insanlar yatakta, sofrada, iþ baþýnda bir þeylerden þikayet ediyordu... Andersson mizahý bu kez daha keskindi, hüzün ise depresyonla yer deðiþtirmiþti! Filmi Andersson imzasýna ve geçmiþteki ödülüne raðmen yarýþmaya almayan Cannes Film Festivali’nde yedi yýl sonra bir baþyapýtla dönmesi olasýlýðýný hesaba katmamýþtý besbelli!
BÝR BAÞYAPIT
Genellikle filmin skeçlerden oluþmasý þikayet edilesi bir durumdur, dramatik anlatým bütünlüðüne sahip olmamasýný ifade eder. 39 skeçten oluþan Ýnsanlarý Seyreden Güvercin ise bir baþyapýt! Öykü ve içerik açýsýndan baðlantýlý ve bir araya geldiklerinde hakikaten anlamlý bir bütün oluþturan bu skeçlerde Roy Andersson’a özgü mizahla hüznün farklý tonlarýna sahip bir yelpaze oluþturuyor.
Andersson’un uzun planlarýna raðmen skeçlerden oluþan bir tarzý tercih etmesine birikim de diyebiliriz alýþkanlýk da... Eþsiz sinemasý bir yana, geçimini saðladýðý mesleði reklamcýlýk. Uzun metrajlý bir çalýþmayý, reklam filmi vuruculuðunda skeçler halinde tasarlamak Andersson’un kolayýna geliyor muhtemelen ya da bu þekilde düþündüðü için reklamda da baþarýlýdýr, kimbilir...
Göteborg’da dolaþýp þaka yapmak için oyuncaklar, vampir diþi ve gülme sesi çýkaran torba pazarlayan iki satýcý Sam ve Jonathan’ýn yaný sýra ordusuyla sefere çýkarken bir bara uðrayan Ýsveç Kralý 12. Karl’ýn kahramanlarý arasýnda bulunduðu bu gerçeküstü komedi insanlýðýn pek çok durumunu ama en çok da yalnýzlýðý ve ölümü ele alýyor. Bazý yazarlar tarafýndan Jacques Tati ile kýyaslanan Roy Andersson’ýn dehasýyla yapýlacak eleþtiriye ve onun varoluþ üzerine düþüncelerine dünyanýn hakikaten ihtiyacý olduðuna kanaat getireceksiniz filmi izlerken.