Beþiktaþ, Ýsrail’e giderken pek huzur içinde deðildi... Ligde alýnan kötü sonuçlar, moral bozmuþtu. Üstelik 3 kritik oyuncusu, sakatlýk ve ceza nedeniyle maçta yer alamýyordu. Þenol Hoca, kadro dizaynýnda yer ve görev deðiþtirmeleri yapmak zorunda kaldý. Bütün bunlarýn ardýnda, rakibi Hapoel Beer Sheva; çok bilinen bir takým olmadýðý halde, Avrupa kupasý maçlarýnda baþarýlý sonuçlar alýyordu. Sahasýnda etkiliydi. Anlayacaðýnýz endiþeli, sýkýntýlý ve biraz kýrýk umutluyduk.
Maça bu duygularýn baskýsý ile; kontrollu, hesaplý ve zamaný kollayan bir anlayýþla baþladýk. Tempolu deðildik... Az þut atýyorduk, o þutlar da epey cýlýzdý. Ancak ne var ki; ev sahibi takým bize yönelik baský kurmakta becerikli olmayýnca, dizginleri ele almanýn tam sýrasý diye düþündük. Ýlk silkiniþle; topa sahip olma oraný, 65’e 35 gibi büyük bir farka ulaþtý. Cesaretimiz ve tempomuz da artýnca, golü de bulduk ama; attýðýmýz goller sonrasýnda çabuk/hemen/anýnda gol yeme alýþkanlýðýmýz gene nüksetti.
* * *
Ne olursa olsun; bu tür elemeli kupa maçlarýnda, deplasman gollerinin büyük önemi/deðeri/anlamý var. Golü yemiþ olsak da, attýðýmýzýn saðladýðý avantaj devam ediyordu. Üstüne yenilecek bir gol bile, elde ettiðimiz avantajý çöpe atmýyordu. Bu durum; rahatlamamýzý ve güvenli oynamamýzý saðladý. Bu rahatlama; ikinci yarýnýn hemen baþlarýnda, arka arkaya pozisyonlar ge tirdi. Etkili oyunumuz sürünce, Cenk’le ikinci golü atmamýz fazla zaman almadý. Sonunda üçüncüyü de bulduk.
Çok muhteþem/harika/tutulmaz deðildik ama; futbolda akýllý olmanýn ne demek olduðunu açýklayan bir oyun kurgusuyla, sahadaydýk. Rakibin moralini/temposunu/hýrsýný arttýracak ve onlarý motive edecek giriþimlerden tamamen uzakta, rakibi gizliden gizliye avucumuzun içine aldýk. Harika sonuç!