Galatasaray kendisine yöneltilen “Beþiktaþ’a yatacak” söylentilerine, bunun açýk bir “Ýftira” niteliði taþýdýðýný gösteren onurlu bir mücadele verdi. Galatasaray’ýn futbolcusu, yöneticisi, sempatizaný ya da taraftarý olan bir çok kiþi; kendi takýmlarýnýn sunacaðý bir fýrsatla, Fenerbahçe’nin þampiyon olmasýna elbette rýza göstermez. Ama bu böyledir diye, Beþiktaþ’ýn önünü bilerek açacak deðillerdi.
Gerçi deðiþen bir þey olmadý, Siyah-Beyazlýlar umduklarý 3 puaný aldýlar. Fakat bu puaný teslim alýþta; karþýlýklý rýza, göz yumma ya da herhangi bir þaibeye kaynak oluþturacak hiçbir þeye rastlanmadý. Bu anlamda son derbi, temiz bir maç oldu.
Derbi öncesi söylentiler; komplo teorilerinin ne kadar çok, rahat ve sorumsuz þekilde üretildiði bir ülke olduðumuzu hepimize yeniden hatýrlattý.
***
Galatasaray’ýn direniþi, ihtiyaç duyduðumuz “Temiz Futbol” beklentisine katký verdi. Bu konuda yoðun bir karamsarlýk içine girmememiz gerektiðine vurgu yaptý. Aslýnda bu ülkede güzel þeyler de oluyor.
Necip’in, Fenerbahçe ile oynadýklarý maç öncesi seremonisinde elini tutan Fenerbahçe formalý küçük çocuðun, “Þimdi ben Beþiktaþlý mý oldum?” diye aðlamaklý sorusuna; baþýný okþayarak “Hayýr, ben Fenerbahçeli oldum” demesi, ne büyük bir incelikti. Türkiye Milli Olimpiyat Komitesi’nin Necip’in jestine Fair-Play Ödülü vermesi de, bu tür hareketlerin karþýlýksýz kalmayacaðýný gösterdi.
Ýçimden geçen bir iyi þey de, milli takýmýmýzla ilgili... Biliyorsunuz, Ýngiltere ile bugüne kadar yaptýðýmýz hiçbir maçý kazanamadýk ve hiç atamadan 30’dan fazla gol yedik. Bu kez, hem de onlarý kendi ülkesinde yeneceðiz.
Bu bir halüsinasyon hali deðil, Türkiye’de son dönemlerde yaþanan evrimin bir uzantýsý olacak... Bu sezon ligimizin futbol kalitesi, geçmiþ bir kaç sezona göre çok arttý. Umudumuzu büyük ölçüde yitirdiðimiz milli takýmýmýz, bu geliþimin sonucu olarak; biraz mucizevi de olsa, doðrudan Avrupa Þampiyonasý’na katýlýyor.
Daha iyi þeyler duymaya hazýr olun!