Bende de bir takýntý oldu, 2003, 2004, 2005 senelerini adeta bir tür asr-ý saadet gibi görüyorum.
Bu seneleri bir tür asr-ý saadete gibi görmemin nedeni bizlerin bile inanmakta zorlandýðý yasal ve anayasal deðiþikliklerin, þimdi raporlarý ekranlarda yerlere, çöpe atýlan AB’nin de yüreklendirmesi ile bir gecede týkýr týkýr gerçekleþmesi idi, bu sürecin son izdüþümünü de muhtemelen 2010 referandumunda yaþadýk.
Yeni anayasa süreci de çok ama çok aðýr iþliyor, çok basit konularda bile anlaþmazlýklar var, çok önemli maddelerde, 66, 117, 118 gibi maddelerde neler yaþanabileceðini düþünmek bile istemiyorum.
Malum, 66. Madde vatandaþlýk, 117, Genelkurmay Baþkaný’ný muallak taþý gibi bürokrasi içinde havada býrakan, 118 MGK’yý düzenleyen, TBMM içinden çýkan hükümete kararlarýn BÝLDÝRÝLDÝÐÝ maddeler.
Benim kiþisel kanaatim, tartýþýlabilir, bu maddeler bu biçimleriyle anayasal maddeler olarak kaldýklarý sürece Türkiye’nin gerçek bir demokrasi ve hukuk devleti olmasý mümkün deðildir.
Bu maddeler Anayasa’da olduðu gibi duruyorlar ama TBMM yerel seçimleri öne alabilmek, seçilme yaþýný 18’e indirebilmek için anayasa deðiþikliklerine gidiyor.
Meseleye serinkanlý yaklaþmakta büyük fayda olabilir.
Yerel seçimlerin öne alýnmasý için gereðinde anayasada deðiþiklik de yapýlabilir, bence sakýnca yoktur, seçilme yaþýnýn 18’e indirilmesini de son derece yararlý görüyorum, unutmayalým, çok deðil otuz sene önce suç isnat ederek astýðýmýz 18 yaþýnda çocuklar vardý, bugün bu çocuklarýn yaþýtlarýnýn seçilmelerini, TBMM’ye girmelerini normal hatta yararlý görüyorum.
Ama, madem bu kadar nokta atýþýyla anayasa deðiþikliði yapabiliyoruz, lütfen öncelikle, yerel seçimlerinin öne alýnmasýndan, 18 yaþ deðiþikliðinden milyon kez önemli olmak üzere TBMM Anayasa’nýn 66. Maddesini, deðiþtirmesin, anayasa metninden tümüyle çýkarsýn ve bu hukuki, toplumsal utançtan kurtulalým; eleþtirim önceliðedir.
Yanýlmýyor isem iki sene oldu, Sayýn Cumhurbaþkanýmýz kürt meselesine iliþkin “iyi þeyler olacak” ifadesini kullanmýþ, bu ifade beraberinde Oslo sürecini, Habur’u da gündemimize getirmiþ idi.
Bu geliþmeler, siz bakmayýn aðzýndan salyalar saçarak barýþý engellemeye çalýþanlara, son derece olumlu geliþmelerdi ama bir dizi nedenden, karþýlýklý hatalardan, anti-barýþ lobisinin bir kez daha güçlü çýkmasýndan sonuca ulaþamadý.
Bugün yine benzer ve çok olumlu sinyaller alýyoruz; umarým bir kez daha savaþ lobisi barýþ lobisine galebe çalamaz.
Daha önce de bu sütunda defalarca yazdým, kürt meselesinin nasýl çözüleceðini bilmiyorum ama nasýl cözülemeyeceðinin çok ama çok iyi farkýndayým.
Türkiye Devleti, anayasal, yasal düzeylerde, tüm vatandaþlarýnýn yurttaþlýk sýfatý olarak majoriter etnik grubun etnisite sýfatýný, “türk’ü” kullanmaya devam ettiði sürece kürt meselesi çözülemez, çözülmeyecektir, atýlmasý gereken ilk adým bu yanlýþdan hemen, mümkünse bu hafta, geri dönmektir.
75 milyon kiþi Türkiye Devleti’nin yurttaþýdýr, üst kimlik bu devlete vatandaþlýk baðý ile baðlý olmaktan kaynaklanan “Türkiye Cumhuriyeti vatandaþlýðýdýr”, bu vatandaþlýk baðýnýn bir sýfatý olmasý gerekmemektedir, anayasal taným olarak vatandaþlýk neyimize yetmemektedir, bu üst kimlik altýnda isteyen kendini, kamusal düzeyde deðil, özel alanda, özel alana toplumsal alanda en geniþ görünürlük de dahil olmak üzere, türk, kürt arap, çerkez, ermeni, müslüman, sünni, alevi, hýristiyan, budist, dinsiz diye tanýmlayabilir ama devlet bu tanýmlamalar karþýsýnda tüm kurum ve kuruluþlarýyla kör olmak zorundadýr, mesele bu kadar basittir, bunu hala yapamamýþ olmak tüm ülkenin ayýbýdýr, bunu yapabilir isek kürt meselesi de, alevi meselesi de, baþka meseleler de gerçekçi ve kalýcý çözüm yoluna girerler.
Anayasanýn 66. Maddesini anayasadan tümüyle çýkarmadan kürt meselesine çözüm aramak bile anlamsýzdýr; bu adým yeterli deðil ama gerekli koþuldur.
Yazýmý baþlýktaki gönderme ile bitireyim, ha gayret, hafýza tazeleyelim, yeni anayasayý beklemeden 2004 ruhuyla 66. Maddeyi bir haftada çöpe atalým, ondan sonra gerçekten iyi þeyler olabilir belki.
Bu anayasa deðiþikliðini TBMM’ye bir getirelim, bakalým kimler üst kimlik olarak, hukuki bir tanýmdan, sýfatsýz bir “Türkiye Cumhuriyeti yurttaþlýðýndan” rahatsýz olacaklar?
twitter.com/KarakasEser