Habercilikte soğukkanlılık

Habercilikte soğukkanlılık önemlidir ama sıcak haberde soğukanlılık daha önemlidir. Afyon’da meydana gelen ve tüm Türkiye’nin canını yakan olayın ardından haber kanalları çok farklı çizgilerde gittiler. NTV, en tecrübeli muhabirlerden birinin elindeki el bombalarını göstererek yaptığı anonsla ikinci bir gündem oldu. O acı günün en traji-komik gelişmesini medyagundem’de okudum. Emekli General Haldun Solmazturk CNN Türk’te “kaza ihtimali düşük”, A Haber’deyse “Kaza ihtimali yüksek” demiş. İsteyen istediğini alsın gibi birşey olmuş bu.  (Bu arada A Haber’de gece Sevilay Yükselir olan bitenin en iyi özetlendiği işlerden birini yaptı.) 24 bu tür olaylarda bilgi aktaran, sansasyona kaçmayan habercilik tarzını ısrarla koruyor. Bu tarz tüm dünyada giderek yükselen bir trend ve sanırım Türkiye’de daha da yaygınlaşacak. TRT Haber de gelişmeleri aktarma konusunda detaycı ve ısrarlı çalıştı. Samanyolu Haber’de izlediğim muhabir arkadaşa ayrı bir bölüm açmak lazım. Kadın muhabirler sıcak gelişmeleri aktarırken erkek muhabirlere göre daha sakin bir uslup kullanıyorlar ki bu haberi çok daha anlaşılır kılıyor.

Enver-Türk...

CNN Türk hem kendisine hem de Enver Aysever’e haksızlık ediyor. Cumartesi öğleden önce ve öğleden sonra Aykırı Sorular’ın iki ayrı bölümü tekrar yayınlandı. Kanal kendine yazık ediyor, akıllara tekrar yayınlamaya değer başka bir yayınınız yok mu sorusu geliyor. Enver Aysever’e haksızlık ediyor, Türkiye gibi çabuk bıkan bir ülkede durduk yere yüz eskitiyor...

Hıncal Uluç’un suçuymuş

Geçen hafta Hıncal Uluç’un Sabah Gazetesi’nin internet sitesinde yayınlanan futbol röportajlarının büyük ilgi gördüğünü, diğer medya kuruluşlarının bile o sözleri manşet yaptığını ve bu yüzden televizyondaki formatla oynanması gerektiğini yazmıştım. Meğer kazın ayağı öyle değilmiş. Yazıdan sonra Hıncal Abi (Uluç) aradı. “Çocukların günahını almışsın” diye başladı söze. Sonra da her sezon başı kanal yöneticilerinin Hıncal Uluç odaklı formatlarla geldiklerini ama onları kendi istediği çoklu fomata nasıl ikna ettiğini anlattı. Ve devam etti:” Bu işi ne şöhret için ne de para için yapıyorum. O yüzden de programı mutlu olduğum ve istediğim şekilde yapıyorum” dedi. O zaman “Söz Hıncal Uluç’a gelinceye kadar geçen süresinin sorumlusu Hıncal Uluç’tur diye yazabilir miyim?” diye sordum, “Aynen yazabilirsin” dedi. Durumun özeti budur.