Ancak bir kiþinin sýðabileceði kadar dar, aðarmýþ kerpiçten bir merdivenle, küçük mescidin tavanýna týrmanýyoruz. Kýsa minarenin müezzin miþkatýna ince bir yorgan serilmiþ, belli ki Taif'teki Addas Mescidi'nin müdavimleri, geceleri de duayla geçiriyor.
Taif þehri hoþtur güzeldir de, benim kalbimde hüzünleriyle asýlýdýr. Mekke'ye göre yüksek rakýmý, gül, nar, üzüm, manolya, mango, incir, hurma, bal, zeytin gibi cenneti andýran bereketiyle namlýdýr. Sevgili Efendimizin, Mekke'deki müþrik konsey tarafýndan bunaltýldýðý günlerde, yoldaþý Zeyd ile Taif'e gidiþi ve Taif'ten taþlanarak, dýþlanarak, alay, hakaret eþliðinde çýkartýlmalarý ne acý hatýralardandýr.
"Ýþte bu vadi boyunca koþtular" diyor Dr. Necati Öztürk beyefendi hüzünle... Tam anlamýyla bir hafýza yürüyüþüne dönüþüyor Hicaz seferimiz onun refakatýyla...
Addas Mescidi pek bilinmiyor. Minareli üst sahanlýktan yemyeþil bahçeye bakýyoruz. Ýþte orada! Taþlanarak kanayan yaralarýný yýkadýðý hazin kuyu. Tellerle çevrili. Bilinçli olarak bakýmsýzlýða terk edildiði halde, tezat iþte, etrafýndan güller fýþkýrmýþ. Sol cenahta, Utbe ve Þeybe'nin gümrah bostaný var. Köleleri Ninovalý Addas'a, "Þu periþan halde kanayan yolculara biraz üzüm ikram et" diyorlar. Efendimiz çok ama çok üzgün o anda. Kim bilir kalbinde hangi nehirler þaha kalkýyor. Ama o Rahmet Peygamberi. "Emret, seni yaralayýp kan revan içinde koyan þu halkýn üzerine daðlarý kapatývereyim" diye kükrediði halde Daðlar Meleði... "Hayýr" diyor Allah Resulü (s); "Bu zalim halkýn neslinden Allah'a temiz bir kalple iman edenler gelsin diye dua ederim ancak" diyor. Onun dilinde lanet ve beddua hakim deðil, dilini vicdanýný insanlýðýn hayrýna yöneltmiþ birisi O...
Derken Addas, elinde bir üzüm salkýmýyla geliyor. Resulullah Efendimiz yüzüne çok yakýþan tebessümle derhal selamlýyor yanýna geleni ve tüm mütevaziliðiyle sanki bir þey olmamýþ gibi Bismillah deyip uzanýyor üzüme. Þaþýrýyor ikramý getiren köle "Bu sözü buralarda kimseler bilmez, nasýl oldu da Bismillah dediniz"... Efendimiz ona Bir ve Tek olan Allah'tan kendisinin de elçisi olduðundan söz ediyor, nerelisin diye soruyor. Ninova'dan deyince Addas... Kardeþimiz Yunus bin Matta'nýn memleketindensin demek ki, diye mukabele ediyor Peygamberimiz (s). Biz Peygamberler kardeþiz diye söylüyor. Aslen Hýristiyan olan Addas oracýkta Ýslama giriyor.
Bu güzel rivayet, bana her zaman umut verir. En zor zamanlarýnýzda Addas'ýn taþýdýðý üzümler gibi tesellileri yetiþiverir Rabbimizin. Bazen teselli de yetiþemez, o zaman da Rabbani tecelliler isabet eder. Gönül gözünüz Rabbinizden gelen zarif, sessiz, nazik jesti derhal seçer ve uyanýr. Aþka uyanýþtýr bu. Bir sabah uyandýðýnýzda baharýn geldiðini görüvermeniz gibidir bu.Ýþte, Addas'ýn Taif'teki bahçesi böyle bir þey...
"Allahým beni kime býrakýyorsun, güçsüzlüðümü, zayýflýðýmý ve halkýn nazarýndaki durumumu ben sana hava ediyorum..."' diyerek kalbi sýzlayan bir Peygamberin, gayretinden, davasýndan, asla pes etmemesi... Hissiyatý ve tecrübeyi, gelecek kuþaklar için bilince dönüþtürmesi... Mekke Din Ataþemiz Süleyman Sarý beyefendi, Addas Mescidini ziyarete gelmiþ Hacýlara üzüm ikram ediyor. Görülmeye deðer, herkes sevinerek kapýþýyor Süleyman beyin ikramlarýný...
Bizde tarih, hele özelde siyer-i nebi, uzak diyarlarýn uzak zaman dilimlerinde akan kýpýrtýsýz bir þeride benzer maalesef. Mekan ve zamana has koordinatlardan ibarettir Hz. Peygamberin (s) hayatý bile... Oysa Kuraný Kerim'in tefsiri gibidir Resulullah'ýn (s) hayatý. O, yürüyen bir Kur'andý. Onun hayatýný, macerasýný, vuku bulduðu coðrafya üzerinden izleyebilmek, onun ayak izlerini sürmek, özellikle gençlik için çok önemli. Bizim, bu manada hayat verici bir sünnet bilincine, bizi diriliþe sevk edecek hafýza çalýþmalarýna geçmemiz gerekiyor. Bu manada, Dr. Necati Öztürk beyefendinin birkaç asistaný olsa mesela. Bilgi dediðimiz þey kitabi ve nakli olmaktan çýkýp, hayati ve fiili hale gelir.
Hac boyunca, modern zamanlarda davete ve eðitime has yeni yöntemlerle ilgili izlenimlerimizi paylaþtýðýmýz Prof. Yavuz Ünal hocamýzla bu konuyu konuþma fýrsatýmýz oldu. "Kur'an Ýslamý" adý altýnda yürütülen giriþim, geniþ anlamda gelenek ve hurafe karþýtý bir refleks olarak gözüküyor. Ama bu menhus giriþimin Hz. Peygamber'e ve dolayýsýyla Ýslam þeriatýna karþý olmak gibi sinsi bir güncelliði var. Uyanýk olmalýyýz.
Hac, varoluþ bilincine has Ýslami hafýzamýzýn kurulduðu, görkemli bir kulluk eylemidir.